Yalan olmayan gerçek

Edip Emil ÖYMEN
Edip Emil ÖYMEN YENİLEŞİM edip.oymen@outlook.com

BBC televizyonunda haftada 5 gece yayınlanan, günün önemli gelişmelerini yorumlayan Newsnight programında bir istatistikle ilgili olarak ekranda şu yazıldı: Günün yalan olmayan gerçeği.

BBC haklı, çünkü “yalan olan gerçek” diye bir tuhaflık var artık. Siyah kar, susuz yağmur gibi bir tuhaflık. Hatta buna daha şık bir ifadeyle “alternatif gerçek” bile deniliyor. Binlerce yıllık “yalan” sözcüğü, zamanın ruhuna uygun olarak yerini gerçek ertesi, gerçeğin ötesi, hakikati aşan, gerçek yalan gibi uyduruk sözcüklere bıraktı. Böyle bir garabetin kapısını dünyaya Trump ve ekibi açtı.

Ve bir karikatürde, iki kişi yanyana. Birincisi, “Düşünüyorum, o halde varım” diyor. Yanındaki, “İnanıyorum, o halde varım” diyor.

Dünyaya yayın yapan büyük medya kuruluşları için bu konu vahim bir durum. Kimin kim adına neyi yanlış- yanlı-gerçekdışı-düpedüz yalan yazdığını çabucak anlamak artık mümkün değil. Ciddi ve saygın bir medya kurumunun bilmeden de olsa yalan haberi “habermiş gibi” yayınlaması, o kurumun profesyonelliğine kara bir leke. Trump’a karşı kampanyasıyla dikkat çeken Washington Post (sahibi: Jeff Bezos: Amazon) bu karşıtlığını, Trump’ın kazanmasına rağmen sürdürüyor. Gazete, “Gerçek Donald’ın İçeriği” (Real Donald Context) isimli bir uygulama geliştirdi. Bunu Google Chrome yardımıyla işleme soktu. Trump’ın bizzat attığı, veya onun adına trollerin attığı, veya onun adınaymış gibi sahte atılan tweet’lerin gerçeklik-sahtelik durumunu “anlayacak” bir hizmet bu. Gazete, okurlarına çağrı yaptı, “Bu uygulamayı daha geliştirelim, bize fikirlerinizi gönderin” diye. Benzer bir uygulamayı Fransa’nın ciddi gazetesi Le Monde geliştireceğini açıkladı. Gazetede, sırf bu yalancılık konusunu araştırmak için Les Décodeurs (Kod Çözücüler) adlı 13 kişilik bir grup kuruldu. Geçen yıl Fransa’daki terör olayları sırasındaki her türlü yayındaki doğruluk payını LeMonde’da araştıran Samuel Laurent, durumu “toksik” diye tanımlamış. Son derece haklı. Çünkü okuduğun haber doğru mu? Gördüğün resim doğru mu? İşittiğin ses o kişiye mi ait? Laurent diyor ki: “Bazen, koca bir denizi bir bardakla boşaltmaya çalıştığımızı düşünüyorum.” Le Monde ekibi, 600 web sitesinin yalan ve sahte haber ürettiğini saptadı. Başta, Trump bayraktarı Breitbart olmak üzere kimi Fransız kimi değil 600 site. Bu, her halde iyimser bir rakam. Tamamen uydurma, sahte “haber” yazanlar var. Bazısı, bir çimdik gerçeğin etrafına sahtelik örerek yayınlıyor. Bazısı tamamen partizan. Ve bunlar, neyin doğru neyin yanlış olduğunu düşünmeyecek kadar ebleh milyonlar tarafından sosyal medyada kuru ot yangını gibi yayılıyor. Les Décodeurs Yöneticisi Laurent, “İstediğiniz kadar aşırı sağcı olabilirsiniz. Ama gerçek bilgileri çarpıtmadan” diyor.

Bu yenilikçi uygulama, gazetenin web sitesinde Les Décodeurs başlığı altında “doğrulama” bölmesinde. Haberin yanındaki yeşil renk doğru haber demek. Mavi renk haber eh işte demek. Turuncuda sorun var. Le Monde ayrıca, bir de Facebook Messenger uygulaması (bot) başlatacak. Facebook’daki tonlarca uydurma, sahte bilgiyi denetleyecek. Gazeteyi Facebook’tan izleyen 3.5 milyon okura bir hizmet. Okurlar, bu bot aracılığıyla Le Monde’a o bilgi hakkında soru da sorabilecek.

Tarihe bakalım: 1897’de İspanya’ya ait Küba’da bağımsızlık isyanı vardı. ABD, burnunun dibinde sorun istemiyordu. New York Journal gazetesi, bir ABD savaş gemisinin (rastlantısal) bir patlamayla batmasından İspanyolları suçladı. Gazete sahibi Hearst’in şu sözü iletişim kitaplarına geçmiştir: “Sen bana görseli sağla, ben savaşı sağlarım.” ABD fırsattan istifade İspanya’ya savaş açınca sonuç: Küba, Puerto Rico ve Filipinleri İspanya kaybetti.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hollywood’a yapay zekâ 02 Ağustos 2019