Yeni seriye göre Merkez Bankası rezervlerinin GSYH oranı ne oldu?

Özcan KADIOĞLU
Özcan KADIOĞLU RAKAMLARIN DİLİ ozcankadioglu@hotmail.com

23 Eylül 2016 Moody’s not indirimi ile başlayan ve ABD Başkanlığı’na seçilen Trump’ın eylem ve söylemlerinin dünya ekonomisinde meydana getirdiği çalkantılar ve FED’in faiz artışına 2017 yılında kesin başlayacağı öngörüsü ile piyasalardaki dalgalanmalar hala devam etmekte. Döviz kurlarındaki aşırı oynaklık ihracat/ ithalat yapan, döviz borcu olan kişiler ile kurumları ve siyasi gündemimizin kuşkusuz en önemli konusu. Döviz rezervlerinin seviyesi, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, karşılaşılabilecek iç ve dış şokların olumsuz etkilerinin giderilmesinde, dış borç servisinin düzenli olarak gerçekleştirilmesinde ve uluslararası finans çevreleri ile uluslararası piyasalarda ülkeye duyulan güvenin artmasında önemli bir rol ve etkiye sahiptir.

12 Aralık 2016 günü TÜİK yeni seriye göre açıkladığı GSYH hesaplarını Merkez Bankası rezervlerine göre karşılaştıralım. Bu arada diğer ülkelerde durum nedir birde onu görelim. Kuşkusuz geçmiş seçim dönemlerinde, meydanlarda, sokaklarda, kahvehanelerde en çok anlatılan konulardan biri IMF borç verdiğimiz ve Merkez Bankası’nın kasalarının ABD Doları ile doldurduğumuz üzerine olmuştu. Artık hesaplarımız yeni seriye göre yapmamız daha doğru olacaktır. Her ne kadar IMF Türkiye için hala eski serideki verileri yayınlamaya devam etsede biz yeni seriye göre karşılaştırma yapalım. Verileri alırken yılsonu son işlem günündeki rezervleri dikkate alıyorum.

Merkez Bankası döviz rezervleri 15 Ağustos 2014 tarihinde tarihi zirveye çıkarak 114 milyar dolar, altın rezervleri ise 7 Eylül 2013 tarihinde 22 milyar 176 milyon dolar oldu. Toplam döviz ve altın rezervleri 15 Ağustos 2014 tarihinde 132 milyar 443 milyon dolar ile zirve yaptı. O zaman soru şu bu kadar döviz biriktirdik ne yapacağız yabancıların paralarını diyoruz. Cevap net ve açık her yıl milli gelirin % 4-4,5 civarında cari açık veriyoruz. Yabancı yatırımcı bulamadığımız veya borçlanacak sıcak para bulamadığımız zaman borçlarımızı buradan ödüyoruz. Karşılaştırma yapmak için geçmiş yıllardaki Gayri Safi Milli Hâsıla’ya oranına bakalım.

Tablodan görülen sonuçlar

1) 2000’ li yıllardan itibaren Merkez Bankası’nda rezervler artmaya başlamış.

2) 2003-2016 yılı ortalaması %11,65.

3) 2013 yılında %14 ile en tepe noktaya ulaşıyor.

4) 2013 yılından itibaren sürekli bir düşüş eğilimi var.

5) Kırılgan sekiz ülke ekonomisine baktığımızda en yüksek oran %28.5 ile Rusya, en düşük oran %6 ile Arjantin, ikinci en düşük oran %12.8 ile Türkiye, sekiz ülke ortalamasının ise %16.3 olduğunu görüyoruz.

6) 2013 yılından itibaren ambargo sebebi ve petrol fiyatlarının düşmesi sonucu 148 milyar dolar ile en büyük rezerv kaybının Rusya, Türkiye’nin ise 26 milyar dolar ile ikinci sırada olduğunu görüyoruz.
7) Ülkemizde turizm gelirlerinin düşmesi, ülke sınırları içinde ve dışında oluşan güvenlik riskleri, gelişen ülke ekonomilerinde yabancı sermayenin çıkışa başlamasıyla sermaye hareketlerinin artması, Mayıs 2013’te ABD Merkez Bankası FED kararı rezervlerin düşüşünü artıran sebepler olarak sayılabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar