Küresel manipülasyonun spekülatif katılımcıları kaçmaya başladı!
Küresel piyasalarda yaşanmakta olan eğilimler, gelişen ekonomilere ilişkin beklentileri iyimserleştirmeye yönelik yapay girişimlerin yetersiz kaldığına işaret ediyor. Riskten kaçınma eğilimini tetikleyerek paniğe yol aşan eğilimleri tersine çevirmeye çabalamak, yeterli olamıyor ve maya tutmuyor!
Doların gelişen ekonomi paralarına karşı değer kaybetmesi, başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarının gerilememesi veya yükselmesi kısa vadede bir çeşit rahatlama yaratabiliyor. Fakat Dolar, Euro ve Japon Yeni arasındaki ilişkiler ile bunlara yönelik beklentiler söz konusu durumun kalıcı olmasını engelliyor. Bazı emtia fiyatlarına ilişkin mevsimlik beklentiler de, günü kurtarmaya çalışanları ve bu tuzaklara kapılanları çok zor durumlara düşürecek gibi görünüyor.
Gelişen ekonomilerin durgunluktan çıkabilmesi için, gelişmişlerden bunlara doğru oldukça güçlü ve sürdürülebilir sermaye akımlarının devreye girmesi gerekiyor. Ancak gelişmeler böyle bir olasılığı teyit etmiyor. ABD Merkez Bankasının dolar faizlerini yükseltmeyi durdurması, yeni bir parasal genişlemeyi devreye sokacağı anlamına gelmiyor; Euro ve Japon Yeninin dolara karşı önlenemeyen güçlenmesi ise, riskten kaçınma eğiliminin güçlü olmaya devam ettiği anlamına geliyor. Durum böyle olunca gelişen ekonomiler ve başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarındaki iyimser zorlamaların ayakları yere basamıyor. Güvensizlik sinsi bir şekilde artıyor, riskten kaçınma eğiliminin geri dönmesi olasılığı güçleniyor.
Gelişen ekonomiler cephesinde, dolar cinsinden borçlanmanın güçlü bir şekilde dönmesini kimse beklemiyor; fakat böyle olabileceği varsayımı ile yerliler risk almaya teşvik ediliyor, ancak umulan sonuç alınamıyor. Bu kısır oyunun ilk aşamasında rol alan yabancılar, açmazı görünce tercihlerini geri çekilmek yönünde kullanmak zorunda kalıyor. Döviz kurları ve emtia fiyatlarına ilişkin riskler, sayısal olarak küçülen bir grubun sırtında kalıyor ve taşınamayacak hale geliyor. Küresel manipülasyonun spekülatif katılımcıları, her zaman olduğu gibi yeni eğilimlerin tetikleyicisi olmayı sürdürüyor; olmayacak işe kısa süreden öteye amin diyemiyor!
Negatif faizler konusunda derin dalışa geçen Euro ve Japon Yeninin, değer kaybetmesi gerekir iken tam aksi eğilimlerin yaşanması önlenemiyor. Yapay zorlamanın çökmeye başladığını görenler, petrol fiyatının düşmesini önleyerek direnmeye çabalıyor! Ancak sergilenen yapaylığa kılıf uydurmak giderek zorlaşıyor ve inandırıcı olmaktan uzaklaşıyor!
Günü kurtarmak adına uzatmaları oynamak için seçenekler azalıyor! Umutsuzca, ABD Merkez Bankası Açık Piyasa İşlem Komitesi Toplantısından çıkan açıklama metninde teselli aranıyor! Petroldeki mevsimlik talep daralmasının yıkıcı olabilecek etkileri tümü ile görmezden geliniyor! Gelişmeler, yüzmeyi bilmeyen ve denize düşmekten kurtulamayanların halini anımsatıyor!
Bu yazıda özetlemeye çalıştığımız küresel eğilimler, özellikle gelişen ekonomilerin hareket yeteneğini daraltıyor ve sonucu belirsiz yeni maceralara zorluyor. Sergiledikleri tepkisellikler, içine düştükleri duruma hiç hazır olmadıklarını düşündürüyor! Özetle söylemek gerekir ise, gerçekçi olmayı beceremiyorlar! Bu aşamadan sonra olduğundan farklı görünmeye çalışmanın pek bir işe yaramayacağını, tam aksine güvensizliği besleyeceğini göremiyorlar!
Olaylara olumlu tarafından bakmak zorundayız yönünde çağrılar yapan uluslararası kurumların yetkililerine sormak gerekiyor! Bu açmaza düşene kadar aklınız nerede idi? Sürdürülebilir olmayan eğilimlerin yarattığı sorun ve dengesizliklere, neden kayıtsız kaldınız veya susarak desteklediniz? İş işten geçtikten sonra tepki sergilemek ve sağduyulu olmaya davet etmek, ne işe yarayacak?
Sistemik kırılganlık göreceli sakinliğe rağmen çok tehlikeli seviyelerde geziniyor! Giderek daha geniş kesimleri aptal yerine koyarak beklentiler yolu ile koyun sürüsü gibi yönlendirenlerin, en büyük aptal unvanını kazanacakları dönem kapıyı çalıyor! Direnmeye çalışmak, kısa vadeden öteye işe yaramıyor!