Manisa’dan sanayi, tarım ve turizmde kalkınma atağı

Tarımdan vazgeçmeden sanayileşmeyi başaran kentlerden biri olan Manisa’da valilik her iki sektörde de çok ciddi projeler hayata geçirmek için kolları sıvadı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

AHMET USMAN

MANİSA - Geçen yıl büyükşehir statüsüne kavuşan Manisa, sanayi, tarım ve turizm sektörlerinde yeni projelere hazırlanıyor. Birkaç yıl içinde 5 yeni OSB’yle ildeki sanayi potansiyelini 20 bin dönüme ulaştıracaklarını dile getiren Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, 1.5 milyon dekarlık Gediz Havzası’nda önce yap-işlet-devret (YİD) modeli ile kapalı devre sulama sistemi hayata geçireceklerini, ardından havzayı bütünüyle organik tarım yapılabilir hale getireceklerini ifade etti. Ovadaki tavukçuları yüksek bölgelere taşımak için 15 bin dönümlük alan tahsis edeceklerini anlatan Bektaş, Alaşehir’deki jeotermal kaynakları değerlendirmek için de 5-6 bin dönümlük sera bölgesi oluşturacaklarını vurguladı. 

DÜNYA İzmir Bölge Temsilcisi Yaşar Kuş ve İzmir Bölge Haber Müdürü Ahmet Usman’ın kent ekonomisi hakkındaki sorularını yanıtlayan Vali Bektaş, Manisa’da genel bir sanayi politikası oluşturmaya çalıştıklarına dikkat çekti. Kente daha fazla göç getirecek, istihdam yükü ağır sanayi tesislerine izin vermek istemediklerini vurgulayan Bektaş, “Buraya yüksek teknolojili yatırımların gelmesini istiyoruz. İstihdamı, ovaya olası yükü az, nitelikli, katma değeri yüksek üretime yöneleceğiz ” diye konuştu. 

Manisa’da halihazırda 4 OSB bulunduğunu belirten Bektaş, “Manisa OSB 9 bin 600 dönüme ulaştı. Otomotiv ana sanayi ya da benzer bir yatırım için ayrılan 500 dönümlük kısım dışında dolu. Son olarak 900 dönümlük yan hizmetler için kullanılacak bir alan dışında burada büyüme olsun istemiyoruz. Çünkü bizim için ova da çok önemli. Turgutlu OSB’de genişleme alanları var ama çok fazla büyümeyecek. Salihli OSB’nin genişleme alanını büyütüyoruz. Akhisar’da 4 bin dönümlük bir OSB’miz var, o da dolu” bilgilerini verdi. 

Akhisar OSB’nin büyümek istediğini ama ovada büyümesine izin veremeyeceklerini dile getiren Bektaş, “Burada farklı bir alanda OSB düşüncemiz var. Akhisar’da ayrıca bin 100 dönüm alanda zeytin OSB projesi yürüyor. Zeytin OSB’nin yapılacağı alan çok da verimli olmayan, su biriken, bataklık bir yer. Çok yakında biz altyapıya, parsel sahipleri de fabrikalarına başlayacaklar” dedi. 
Zeytin OSB’yi Sanayi Bakanlığı’ndan kredi almadan, azami 1.5-2 yıl içinde başlayıp bitireceklerini ifade eden Bektaş, “Orada 35-40 zeytin fabrikası olacak. Daha önce görev yaptığım Kastamonu’daki Tosya OSB’de bunu başarmıştık. Tosya’da sanayiciye ‘altyapı için şu kadar para vereceksin’ dedik, onlar da kabul ettiler. 2 senede altyapıyı bitirdik. Şimdi orada 30 fabrika var. Akhisar Zeytin OSB’de de aynı yolu izleyeceğiz” dedi. 

Önce kapalı devre sulama, sonra organik tarım 

Soma ve Kula’da kararlaştırılmış ama çalışmaları yürümeyen iki OSB bulunduğunu hatırlatan Bektaş, şunları söyledi: “Onlar da hızlandırmaya kararlıyız. Bunlar dışında şimdi açıklayamayacağımız bir OSB daha düşünüyoruz. Yeni bir OSB yapacaksak 5 bin dönümün altında olmamalı. Çünkü yarın büyümeye çalışılıyor, zorlanıyoruz. Bunlar arasında süreci uzayacak olan bir Kula OSB var. Sanayi cazibesi diğerlerinden daha az. Orta vadede Manisa’da 20 bin dönümlük OSB potansiyeli devreye girecek. Ama bunun önemli olan kısmı, hepsi dolacak.” 

Sarıgöl’den Menemen’e kadar uzayan 1.5 milyon dekarlık Gediz Havzası’nda şu an açık kanallarla vahşi sulama yapıldığını söyleyen Vali Bektaş, “Bu sistem su israfına neden olmasının yanında Devlet Su İşleri’nin (DSİ) yetiştiremediği yerlerde yapılan sondaj, elektrik ve trafo gibi yatırımlarla vatandaşı zorluyor. DSİ ile mutabakata vardık. Bu ovada kapalı devre basınçlı sulama sistemine başlayacağız. Her tarlanın başına 12 ay borularla basınçlı su gelecek. Bu sayede ilave enerji kaynağı olmadan herkes damlama sulama yapabilecek. Kanallardan kaynaklanan çocuk ölümleri son bulacak. Kanallarla en fazla 3 ay su verilebiliyor, bu 12 aya çıkacak, yılda 2-3 ürün alacak olanlar sondaj ve trafolarla uğraşmayacaklar. Suyu tek elden, profesyonel olarak yönetme şansına sahip olacağız. Mevcut suyla şimdikinin 3 katı arazi sulama şansı yakalayacağız. Ayrıca daha yüksek kotlara ulaşabileceğiz” diye konuştu. 

Böyle bir projenin devlet mantığıyla en az 10 sene süreceğini anlatan Bektaş, “Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile anlaşmış durumdayız. Projeyi YİD modeliyle yapacağız. Projenin yaklaşık bedeli 700 milyon TL. Tabi ki nihai fiyat ihalede belli olur. Daha önce örneği olmadığından zor bir iş. Fakat talipleri de var. Seçimden önce ihale yapabilirsek, bu iş 2 sene içinde biter. YİD ile köprü, havalimanı yapılıyor ama henüz sulama projesi yapılmadı. Suyun tek elden yönetilmesi demek, dağdaki karın hesabının yapılması, gerektiğinde bir telefon ile suyun açılıp kapanması demek. 

Manisa Ovası’nda bir bütün olarak organik üretim yapmak için projeye başladıklarını dile getiren Bektaş, şöyle konuştu: “Şu an burada organik tarım çok sınırlı. Üretim, sertifikasyon ve pazarlama ayaklarını birlikte yürüteceğiz. Kapalı devre sulama sistemi organik üretimde işimizi kolaylaştıracak. Dünyanın en büyük sertifikasyon firmalarıyla oturup tek elden anlaşmalar yapacağız. Tanıtım için de Türkiye’nin ve bölgenin en iyi organik tarım fuarını Manisa’da yapmak istiyoruz. Bir vali yardımcımız sadece bu işle ilgileniyor. Bir ekibiz geçen hafta dünyanın en büyük organik fuarı olan Biofach’ta incelemelerde bulundu. Konuyla ilgili her etkinliğe katılıyoruz.” 

Jeotermal sera bölgesi için 6 bin dönüm 

Türkiye’nin en sıcak jeotermal suyunun Manisa’da keşfedildiğini söyleyen Erdoğan Bektaş, “Alaşehir’de çıkan 282 derecelik su ile 400 megavatlık enerji santrali kuruluyor. Bunun bir kısmı devreye girdi. Orada enerji üretimi için işe yaramayan, örneğin 120 derecelik suların çıktığı kuyular da var. Bunlardan şehir ısıtması, sera ve meyve- sebze kurutmada yararlanılabilir. Salihli ile Alaşehir arasında bu tür kuyulardan yararlanılabilecek 5-6 bin dönümlük bir alan var. Salihli kaymakamımızın öncülüğünde bir proje oluşturuyoruz. Halihazırda orada jeotermalle ısıtılan 3 sera var. Biz aynı OSB’lerde olduğu gibi 5-6 bin dönümlük alanı sera bölgesi olarak planlayacağız, ısısını temin edeceğiz, arazinin altyapısını yapacağız, sera ya da kurutma tesisi kuracak işletmeciye devredeceğiz. Bu çok kısa bir zaman diliminde olmaz. Ama ilk adımları atacağız”dedi. 

Tavukçuluk işletmelerini yükseklere taşıyacağız

Manisa’nın beyaz et ve yumurta üretiminde söz sahibi olduğunu belirten Bektaş, “Verimli tarım arazilerini kümeslerle kapatıyoruz. Ova çukur ve sıcak. Soğutma için para harcıyorlar. Onları yüksek rakıma taşıyacağız. Orada da organik düşüncemiz var. Tavukçular yer gösterilmesi halinde taşınma konusunda istekli. Onlara 950-bin rakımda yaklaşık 15 bin dönüm kadar bir alan ayarlamak için çalışmalarımız sürüyor” dedi.

Manisa'ya gelen yatırımcının önceliği teşvik değil

Son yıllarda İzmir’den Manisa’ya bir sanayi göçü olduğunu vurgulayan Bektaş, bunun iddia edildiği gibi bölgesel teşviklerden kaynaklanmadığını dile getirdi. İzmir’in birinci, Manisa’nın 3. teşvik bölgesinde olduğunu hatırlatan Vali Bektaş, “Tesisini Manisa’ya taşıyanlarla görüştüm. Bana teşviğin önemli olduğunu ama bunun için gelmediklerini söylediler. İzmir’de yerlerinin ufak olduğunu, büyüyemediklerini söylediler. Kafalarındaki yeni projeler için uygun koşulda sanayi arsasını Manisa’da buldukları için buraya gelmişler. Çoğu İzmir’de atölye işletirken, burada fabrika sahibi oldu” dedi.

Turizmde hak ettiğimiz yerde değiliz

İncil’de adı geçen 7 kiliseden 3’ünün Manisa’da bulunduğunu ifade eden Vali Bektaş, “İzmir Alsancak Limanı’ndaki yük trafiği önce Aliağa’ya sonra Çandarlı’ya taşınacak ve burası kruvaziyer liman olacak. Alsancak- Manisa arası 30 dakika. Samsun’a gelen turistler 1.5 saat mesafedeki Amasya’ya gidiyor. Sadece İncil’de adı geçen kiliseleri paket yapsanız, çok rahat satarsınız. Manisa’da ayrıca Spil Dağı, Kula Jeoparkı, Kula Evleri, Taptuk Emre ve Yunus Emre Türbeleri, jeotermal kaynaklar, Sart harabeleri gibi turistin ilgisini çekecek pek çok unsur bulunuyor. Turizmde hakkettiğimiz yerde değiliz” diye konuştu.