Mavi boncuk dağıtmak durumu düzeltir mi?

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN dunyaweb@dunya.com

Yeni hükümetin ekonomik söylemleri, farklı talepleri olan kesimlere mavi boncuk gösteriyor ve giderek olumsuzlaşan koşulları tümüyle görmezden geliyor. Sürdürülebilir olmayan eğilimler, iyice ağırlaşmış sorunlar, güvensizliği artıran jeopolitik gelişmeler ve her şeyin olumlu eğilim sergilemesine olan bağımlılıklar sebebiyle hareket yeteneğinin çok daraldığını hiç hesaba katmıyor. Durum böyle olunca da cevap arayan kritik sorular yanıtsız kalıyor. Kabine yapısı ve söylemler, belirsizlik ve kırılganlığın artmasını engelleyemiyor. 

Son on yıllık geçmişe methiyeler dizen bir anlayış radikal değişimlere gidebilir ve alternatif tercihleri uygulamaya koyabilir mi? Hem olumsuzlaşan dış koşuları, hem de yaklaşan genel seçimleri orta vadeli bir bakış açısı ile gözeten bir tercihler manzumesi var ise bugüne kadar neden göremedik? Gaz ve fren şeklinde özetlenebilecek kısır tartışmaların ve geri plandaki çıkar çatışmalarının büyümesini neden önleyemedik? Hem ekonomik büyümeyi ivmelendirecek, hem de tasarruf açığını kapatarak dışa bağımlılığı hangi sebeplerle azaltamadık? Merkez Bankası, bağımsızdır, üretim odaklı olacağız, araştırma ve geliştirme desteklerini arttıracağız türü söylemler ile bugünkü açmazdan kurtulmak mümkün müdür? 

Benim anladığım pek bir şey değişmeyecek: iç dengelere, kısa vadeye ve sözde kalmaya mahkum beklentilere odaklı olmaya devam edilecek. Mali disiplinin önemi belki sıkça vurgulanacak, fakat kamu harcamaları artacak ve maliye politikası fiilen ve hesapsızca gevşetilecek. 

Olumsuzlaşan dış koşulların da katkısı ile para otoritesi üzerindeki baskılar artacak, Merkez Bankası bağımsızdır söylemi unutulacak; artan güvensizlik ve riskten kaçınma eğilimi bu konudaki sıkıntıyı çok farklı boyutlara taşıyacak. 
Büyüme lehine tavır geri tepecek, döviz kuru kaynaklı enflasyon baskısı arttıkça faizler yükselmek, istihdam ise daralmak zorunda kalacak; üretimi destekleyeyim derken mali sektör ve kamu dengesindeki tahribat nedeniyle kırılganlık dayanılmaz boyutlara ulaşacak. Ekonomi yönetiminin değişmemiş olması bu olumsuzlukların yaşanmasını engelleyemeyecek. Ne dersiniz, bu hükümet maliye politikasını finansal sermayenin talep ettiği düzeyde sıkılaştırabilir ve yeni Cumhurbaşkanı’nın faizler konusundaki bilinen tavrına karşı çıkabilir mi? Yanıtınız olumsuz ise zor günlere bir an önce hazırlanmaya başlamak gerekir mi? 

Sürdürülebilir olmayan eğilimler ve ağırlaşmış sorunlarımıza rağmen, eğer dış koşullar olumsuzlaşmıyor ve tasarruf açığımızı fazlası ile finanse edebiliyor olsa idik daha farklı düşünebilirdik. Fakat durum böyle değil: riskten kaçınma eğilimi olumsuzlaşan beklentilere bağımlı olarak güçleniyor. Hem ihracatımız hem de iç talebimiz bu durumdan etkileniyor ve mevcudu korumak bile imkansızlaşıyor; paranın devir hızı düşüyor ve bütün sektörleri ile ekonomi alarm veriyor. 

Yeni Hükümet kurmakla eski sorunların peşimizi bırakması mümkün olamıyor. İç dengelere, kısa vadeye ve beklentilere odaklanarak bu açmazdan çıkamayız. Kum saati zamanın çok daraldığına işaret ediyor ve bu çizgide yürüyenlerin siyasi ömrü için iyi şeyler söylemiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar