Mehdi Eker’den gençlere ders…

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Tarım ürünleri fiyatlarındaki yükseliş dedikoduları artırıyor…

Tarımsal üretimin düştüğü, hatta bittiği söyleniyor…
Dışa bağımlı hale geldiğimiz sıkça tekrarlanıyor…
İthalatın çok net biçimde arttığı, ihracatın azaldığı dillendiriliyor…
*    *    *
Dün 100’ü aşkın genç işadamının katıldığı toplantıda, TÜGİAD Ankara Başkanı Türker Naslı’nın, “Sayın Bakanım, tarımda yanlış mı bilgilendiriliyoruz, yoksa gerçekten dışa bağımlı mıyız?” şeklindeki sorusu, Tarım Bakanı Mehdi Eker’in iki saati aşan sunumuna vesile oldu.

Türkiye’nin tekrardan tarım ve tarımsal sanayi ülkesi olduğunu ve bu alanda dünya birinciliğine doğru yol aldığını güçlü argümanlarla anlatmaya çalıştı.
*    *    *
Eker, tarım arazilerinin ‘medeni kanun’ ile bölünebilir eşya arasına konulmasıyla bilerek/bilmeyerek tarımdaki gerilemenin temelinin atıldığını ifade ediyor…

Bu sayede araziler parçalanıyor…
Bugün 3 milyon işletmede, 32 milyon 500 bin parça arazi olduğunu belirtiyor…
Bu hesaplamayla, her işletme, kabaca birbirinden bağımsız 11 parçadan oluşuyor…
Bu parçalar arasında gidip gelmek dahi maliyetleri en az 5 kat artırıyor…
Eker, “Fecaat burada başlıyordu.” diyor…
*    *    *   
Sonrasında IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların devreye girdiğine dikkat çekiyor.
IMF ve Dünya Bankası bütün tarımsal destekleri kaldırtıyor.
“Çiftçiye, eksin ya da ekmesin Doğrudan Gelir Desteği (DGD) vereceksiniz...” diyor.
Çiftçi de hazır parayı görünce ekmiyor, üretim alışkanlığından vazgeçiyor…
*    *    *
Eker, “2014 yılında çıkan kanun sayesinde, artık topraklar bölünemeyecek ve en geç 2023 yılına kadar bölünmüş topraklar toplulaştırılacak.”
“Tüm desteklerin yüzde 85’ine denk gelen DGD’yi kaldırdık. Desteklerin yüzde 25’ini gübre, mazot, tohum gibi girdi desteği, yüzde 30’unu 17 ürüne verilen prim desteği, yüzde 30’unu hayvancılık desteği ve kalanını da dona karşı rüzgar pervaneleri, süt sağım makinesi gibi makine desteklerine vermeye başladık.”
şeklindeki cümlelerle, tarımı bitiren politikalara son verildiğine ve tarımı coşturacak yeni politikaların uygulamaya sokulduğuna dikkat çekiyor. 
*    *    *
Ve bilgi…
Her alanda olduğu gibi tarımda da envanter eksiğimiz vardı…
Tıpkı sanayide olduğu gibi tarımda da neyi ne kadar ürettiğimizi bilmiyorduk…
Kimi üründen fazla üretip denize döküyorduk…
Kimi üründen az üretip ithalatın önünü açıyorduk…
İsraf ekonomisinin ve verimsizliğin odağında yaşıyorduk… 
*    *    *
Bilgi konusuna da vurgu yaptı Eker…
32 milyon 500 bin parçaya bölünmüş 23 milyon hektarlık tarım arazimizin, her bir parçasına kimlik numarası verildiğini ve kimlik bilgilerinin çıkarıldığını dile getirdi. 
Şöyle dedi: 
“TARBİL projesi ile, Türkiye’nin hangi ilinin, hangi beldesinin, hangi parselinde ne üretildiğini, nasıl üretildiğini; o ürünün kime ne kadara satıldığını; üretilirken hangi gübre veya ilacın kullanıldığını bileceğiz.
Arz eksikliğini de fazlalığını da görüp üretimi, ihracatı yönlendirebileceğiz.”
*    *    * 
Eker şöyle tamamladı:
“Tarım bittiyse, 61 milyar dolarlık tarımsal ürünü kim üretiyor? 

18 milyar dolarlık ihracatı kim yapıyor?
Tarımda, dış ticaret fazlasını kim veriyor?
Türkiye, Avrupa’da tarımsal üretim birinciliğine nasıl yükseliyor?”
*    *    *   
Bakan Eker’in söyledikleri tarımda geldiğimiz durumu gösteriyor…

Geç kalınmasına rağmen, uygulaması başlatılan TARBİL ve desteklemelerdeki iyi uygulamaların ise bizi sadece gıda maddelerinde değil, sıkıntılı olup oldukça yüksek açık verdiğimiz tarımsal hammadde üretimi ve dış ticaretinde de fazla verecek noktaya getireceği şimdiden biliniyor…
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar