Metalcilerin 2015 öngörüleri..

Hilmi DEVELİ
Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI hilmideveli@gmail.com

Geçen gün birlikte olduğumuz Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı Rıdvan Mertöz’den 2015 yılına ilişkin değerlendirme yapmasını rica ettim. Sözlerine, “Sektörümüz, çelikten mamul ürünler ile başta alüminyum ve bakır olmak üzere diğer metallerden mamul, yarı mamul ve hammaddeleri içine almaktadır. 

Sektör, tornavidadan, bakır tele, tencereden, evyelere ve gazlı ocaklara çok geniş yelpazede ürünler yer almaktadır. Sektörce AB’ye gerçekleştirilen ihracatın ağırlığı, ihracatın ithalatı karşılama oranı gibi birçok yönüyle genel Türkiye ihracatı ile benzeşmektedir. Sektörümüz makine, otomotiv, elektrik ve inşaat gibi birçok sektöre girdi sağlamaktadır.

Bu özelliği ile sanayi için vazgeçilmez bir yere sahiptir. İhracatımızı bir önceki yıla göre %4.5 artırarak 7.3 milyar dolar olarak gerçekleştirdik. İhracatın yaklaşık üçte birini alüminyumdan mamul ürünler oluşturmaktadır. İhracatımızı demir çelik mamulleri, metallerden çeşitli eşyalar ve bakırdan mamul ürünler diğer ana ürün grupları oluşturmaktadır. Birim ihraç fiyatını ve yarattığı katma değeri istikrarlı olarak artıran bir sektörüz. Sektörümüzün 2014 yılı kilogram başına birim ihraç fiyatı 4.04 dolar oldu. Bu oran geçtiğimiz yıl 3.99’du. 

Hammadde fiyatlarının gerilediği ve Türkiye’nin birim ihraç fiyatının düştüğü bir dönemde bu artışın yakalanmış olması önemlidir. 4.04 dolar/kg düzeyindeki birim fiyatımız 1.6 dolar/kg olan Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde. Sektörün yapısal sorunu özellikle alüminyum ve bakır metallerinde hammaddenin çok büyük oranda yurtdışından ithal ediliyor olması, yurtiçinde üretilen çelik ve paslanmaz çelik hammaddenin ise yurtiçi üreticiyi korumak adına gerekenden yüksek gümrük vergileri ile korunuyor olması ve ayıca metal sanayinde yoğun olarak kullanılan elektrik enerjisi fiyatlarının ülkemizde yüksek olmasıdır. Özellikle alüminyumda küresel hammadde üretim ve dağıtımındaki tekelleşmeler dünya çapında sıkıntı yaratmaktadır. “ sözleriyle başladığı konuşmasına, 

“2014 yılı hedefimiz 7.5 milyar dolara ulaşmaktı fakat başta Irak ve Rusya’daki politik gerginlik ve savaş ihracatımızı olumsuz etkiledi. Son iki aydır AB’deki ekonomik yavaşlama ve euronun dolar karşısındaki değer kaybı etkisini hissettirmeye başladı. 2014 yılının ilk dört ayında yıl genelinde Irak’a 1 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek Almanya’yı geçerek birinci sıraya oturacağını öngörüyorduk.

Irak pazarının gelişimi o derece olumluydu. IŞİD olaylarının patlak vermesiyle yıl sonunda Irak’a ihracatımız 500 milyon dolarda kaldı. Türkiye’nin 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefi var. Sektörümüzün de 2023 yılında 25 milyar dolar ihracat gerçekleştirmek, %4.5 olan ihracattaki payını %5’e çıkarma hedefi var. 

Bu yıl 8.2 milyar dolar ihracat hedefliyoruz. Diğer taraftan küresel anlamda bizi zorlayacak etkenlerde mevcut. Örneğin, yavaşlayan dünya ekonomisi ve euronun dolar karşısındaki değer kaybı. Euro son dönemde dolar karşısında %25’e yakın değer kaybederek parite 1.39’lardan 1.10’lara geriledi.

Sektör olarak biz hammadde ithalatımızın tamamına yakınını dolar cinsinden yapıyoruz. Geçtiğimiz yıl ihracatımızın %52’sini ise euro cinsinden yaptık. Dar kâr marjları ile çalışan metal sektörü euronun değer kaybından en olumsuz etkilenecek sektörlerin başında geliyor. Eurodaki düşüş sektörün kar marjının yarısını silip götürdü. Şu anda birçok üretici kara kara düşünüyor. 

Kar etmeden çalışan, zararına çalışan bile var. Söz konusu zorlayıcı etkenleri hafifletmek için, yeni devreye giren devlet desteklerini de kullanarak yoğun olarak ihracat yaptığımız veya potansiyeli yüksek olan pazarlarda TİM ve Ekonomi Bakanlığı ile ihracatçılarımıza lojistik, pazarlama, depolama gibi hizmetler verebilecek Türk Ticaret Merkezleri (TTM) oluşturma projemiz var.
İlk iki TTM’ni Almanya ve ABD’de kurmayı planlıyoruz. Tabii 2015 yılı ile ilgili beklentilerimiz hep olumsuz değil. Yürürlükteki teşvik paketi kapsamında sektörümüzde yapılan yatırımlar 2015 yılında meyvelerini vermeye başlayacak. Ham petroldeki ucuzlama yıllardır arayıp da bulamadığımız bir fırsat. Enflasyon, cari açık gibi birçok sıkıntılı konuda ekonomimizi rahatlatacak. Avrupa Merkez Bankası’nın birkaç gün önce açıkladığı tahvil alım programı ABD’nin tahvil alım programını sonlandırmasını dengeleyecek bir unsur. Küresel piyasalarda likidite bolluğunun devamı bizim gibi gelişmekte olan ülkelere faiz oranlarını düşürebilme fırsatı verecek. Bütün bunlar yurtiçi yatırım ve tüketim için 2015 yılında elverişli şartlar oluşturacaktır“ sözleriyle Başkan Rıdvan Mertöz 2015 yılına ilişkin öngörülerini anlattı..
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar