Mizah ve yöneticilik

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

Eva Ullmann diye birisi

Bayan Eva Ullmann, bir Alman.  Eva’nın web sitesinde şöyle deniyor: “157, yılın sayısı olarak seçildi. Çünkü Eva’nın babası kızına hayatını nasıl kazandığını bir yıl içinde 157 kez sordu.” Gerçekten de Eva’nın hayatını kazanma yolu hayli sıradışı.  Eva, Alman yöneticilere, iş yaşamına mizahı katma konusunda dersler veriyor.  Almanları yakından tanıyanlar bu iki sözcüğü, “Alman” ve “mizah”ı, yan yana getirmenin zaten başlı başına mizahi bir yaklaşım olduğunu söyleyebilirler. Yani Alman babanın, “Alman yöneticilere işte mizah kullanmayı öğreterek para kazanıyorum” diyen kızına defalarca “Hayatını nasıl kazanıyorsun?” sorusunu sorması gayet doğal.

Eva Ullmann master derecesini 2002 yılında almış. Tez çalışmasında mizahın psikoterapideki rolünü incelemiş; mizaha buradan takılmış. Ve 2005 yılında Leipzig’te Alman Mizah Enstitüsü'nü kurmuş. İşin içinde Almanlar olunca ciddiyetten ayrılış yok. Enstitü, amaçlarını açıklarken “Mizah ve ciddiyetin bağdaşmasına adanmışlık” diye bir ifade kullanılıyor. Gerçekten de Bayan Ulmann mizahtan ciddi para kazanıyor. Yöneticilere “iş dünyasında mizah” konusunda dersler, seminerler ve koçluk hizmeti sunuyor. Yöneticiler küçük firmalar kadar Deutche Bank ve Telekom gibi dev şirketlerden de geliyor.

İş yaşamında mizah

Mizah, sadece Almanların önem verdiği bir şey değil. Son 20 yıl içinde dünyada mizah eğitimi kişisel gelişim alanında önemli bir yer tutmaya başlamış. Mizah duygusunun (sense of humor) olması, yöneticilerde çok aranan özelliklerden birisi olmuş. Neden mi? Çünkü iş dünyası, çetin bir mücadele alanı. Bu zor alanın şartları, değişik maliyetleri gündeme getiriyor. Örneğin,  Amerika ile ilgili bazı istatistikler şöyle: Stres altında çalışmanın yıllık maliyeti 300 milyar dolar. Öte yandan, işine bağlı olmayan çalışanların maliyeti yıllık maliyeti 500 milyar dolar. Çalışanların istifaları dolayısıyla yıllık kayıp, 11 miyar dolar. İşte iş yerinde mizah, bu olumsuzlukları giderici bir faktör olarak ortaya çıkıyor.

Yapılan araştırmalar onu gösteriyor ki kronik stres kaslarda kasılma, yüksek tansiyon ve bağışıklıkta zayıflamaya neden oluyor. İşte mizah, bu etkileri bertaraf edecek nitelikte. Mizah ve kahkaha ile kaslar gevşiyor, yüksek tansiyon  düşüyor ve bağışıklık sistemi güçleniyor.

İşine gönülden bağlı olmayan çalışanlar, işe  nedensiz olarak gelmeyerek, ya da işe gelip,  gönülsüz çalışıp, etkin sonuçlar elde etmeyerek şirketlerin başına yukarda sözü edilen zararları açıyorlar. Halbuki mizahı etkin olarak kullanan yöneticiler çalışanların işe bağlılığını sağlıyor. 

İstifa eden birisinin yerini doldurmanın maliyeti, o kişinin yıllık gelirinin yüzde 20’si  ile yüzde 150’si arasında değişiyor. Güzel mizah anlayışının olduğu şirketlerde işten doyumun arttığı ve işten ayrılma isteklerinin azaldığı saptanmış. 

Günlük yaşamda mizah

İş dünyası çetin mücadele alanı da, özel yaşam güllük güneşlik mi? Gündelik yaşam da stresle, sorunlarla örülüdür. Bu sorunlarla baş etmekte de mizah güzel ve etkili bir araçtır. Bunca sıkıntı arasında bizi güldürecek, gülümsetecek bir yaklaşım, kara bulutlar arasından çıkan  güneş ışığı gibi bir şeydir. 

Mizah konusunda biz Almanlar kadar şanssız değiliz. Nasrettin Hoca’nın torunları olarak her yanımızdan mizah akar. Özellikle de kara mizahta sıkıntı çekmeyiz; çoğu kez ağlanacak halimize güleriz.  

Neden ülkemiz kara mizah konusunda verimli bir topraktır? Çünkü mizah, zıtlıklardan ortaya çıkar; ve ülkemiz tam bir çelişkiler ve zıtlıklar yumağıdır. Örneğin, 1601 yılında Macaristan’da Kanije müdafaasını yaratmış bir ulusun torunları, 21. yüzyılda  ise Taksim meydanını yurttaşına karşı savunarak destan (!) yaratır; sonra da demokrasi ve özgürlük denir. “Teftiş neticesinde mevzuata aykırı bir durum olmadığı görülüyor” denen madende en az 301 kişi  can verir, ama sorumlu ve yetkililer üstlerine hiç bir sorumluluk almayıp istifa yerine meydanlarda edep ve vicdan üstüne nutuk çeker.  
Eğer hayatı Almanlar gibi ciddiye alsaydık, stresten, ülkede hasta olmayan kişi kalmazdı. Allahtan mizah anlayışımız var da stresimizle başa çıkabiliyoruz. 

Sonuç

Mizah, yaşama tat katar. Mizah anlayışı olan bir yöneticinin bulunduğu iş yerinde işler daha kolay akar. Yöneticilerinizi seçerken, iç dünyası huzurlu,  kendisi ile barışık, kendisi ile ve yaşamla dalga geçmesini bilen,  mizah duygusu gelişmiş kişiler olmasına dikkat ediniz.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019