Moody’s, damping, ihracat, enflasyon...

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

İhracat düşüyor...

Birçok analist, bu düşüşü, dünya ticaret hacmindeki düşüşe bağlıyor...
Bundan önce hangi bahaneye sığınıyorduk?
Liranın değerli oluşunu kullanıyorduk! 
*    *    *
Enflasyon ise yükseliyor...
Maalesef, her iki soruna sadece 'para politikası' ile çözüm aranıyor...
*    *    *
İhracat artarken/enflasyon düşerken ne diyorduk?
"Çok iyiyiz!"
"Dünya pazarlarında etkiliyiz!"
"Rekabet edebilmeyi öğrendik!"
*    *    *
Kırılgan ekonomiler arasında oluşumuzun nedenidir bunlar...
Yapısal sorunların çözümünü, yapısız parametrelerde aramak!
Yapısız parametreler nedeniyle gerçekleşen iyi gidişleri ise gerçek ve sürdürülebilir sanmak!
Başarıları sahiplenme, başarısızlığı başkasına mal etme hastalığından kurtulamamak! 
*    *    *
ABD, çelikte damping soruşturması başlattı...
Nedenini konuşmuyoruz!
Moodys kadar, para politikası kadar o damping soruşturmasının nedenlerinin üzerine gitsek tüm bu krizlerimizi, kırılganlıklarımızı aşacağız...
Dış pazarlarda fiyat kırmamız nedeniyle karşılaştığımız damping soruşturmalarını neredeyse her sektörde yaşıyoruz...
Aslında, ‘düşük fiyat’ öncelikli rekabetle ayağımıza sıkıyoruz...
Demir çelikte de...
Tekstilde de...
Madende de...
Tarım ürünlerinde de…
Hatta, 
Turizmde de…
Lojistikte de…
*    *    *
Çok uzağa gitmeye gerek yok…
Sadece 1 hafta önce Brezilya’daydık….
Uzaklık nedeniyle, cumhuriyet tarihinde hiç ihracat yapamadığımız Brezilya’da, un sektörü üyelerinin çalışmalarını izledik…
Şöyle yazdık:
“Sao Paulo'da geçirdiğimiz 2 günde, un ve unlu mamül üreticilerimizin, ihracatı biraz artırmak adına gösterdiği çabaya ve o çabanın getirdiği olumlu sonuçlara şahitlik ettim...
Ama...
Aynı çaba ve olumlu sonucuna 6-7 yıl önce Endonezya'da da şahitlik etmiştim...
O yıllarda 1 kg dahi ürün satmadığımız Endonezya'ya, yıllık 450 bin ton un satar hale gelmemizin zorluklarını adım adım takip etmiş, gurur, umut ve birazcıkta şaşkınlıkla bu köşede anlatmıştım...
Aynı dönem Un ve Unlu Mamüller İhracatçı Birliği Başkanı Turgay Ünlü'nün, "Endonezya pazarını büyük gayretler sonucunda kazandık. İhracatçılarımızdan tek isteğim, düşük fiyatla değil, yüksek kalitemiz ile pazar payımızı artırmaya çalışalım. Düşük fiyat rekabeti, zor bela kazandığımız ve büyüyeceğimiz pazarları kaybettirir." şeklindeki cümlesinin de altını çizmiştim...
Ünlü'nün o uyarısı dinlenmedi ve üreticilerimizin kendi aralarındaki fiyat rekabeti damping soruşturmalarına yol açtı ve Endonezya pazarını kaybettirdi...
Müteahhitlikten tekstile, gıdadan mobilyaya kadar birçok sektörde yaptığımız yanlışı/hatayı, un ve unlu mamül üreticilerimiz de yapmalydı! 
Sektör, öyle bir hatayı yapmasa olmazdı! 
Yaptı!”
*    *    *
Bu soruşturmalardan etkilenmeyen kimler?
Yine un sektöründen devam edelim…
Konya Yıldızı Un’un sahibi İbrahim Güzel anlattı…
“4 yıldır diyabetik un üretebilmek için Ar-Ge çalışmalarımız sürüyordu…
Bu süreçte 3 milyon dolara yakın harcama yaptık…
Ve, her türlü bürokratik engele rağmen sonunda başardık…
Ürün ABD’de de onaylandı…
Şu anda ABD, Endonezya dahil tüm pazarlardan yoğun ilgi var ve ABD dahil 5 aydır tam kapasite SILIMINI markasıyla ihracat yapıyoruz.”
*    *    *
'Erken seçim', hikayesi kalmayan Türkiye'nin elle tutulan tek hikayesi olmamalı...
Bu ortamda tek hikayemiz, kendi aramızda yaptığımız fiyat rekabetinden, yabancı rakiplerle yaptığımız kalite rekabetine geçişin hikayesi olmalı...

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar