“Ne olacak bu futbolun hali!” desem de umudumu kaybetmedim

Emre ALKİN
Emre ALKİN PAYLAŞMASAK OLMAZDI emre.alkin@dunya.com

Bu haftaki konuğumuz tescilli bir güzel aynı zamanda sporcu geçmişini ekranlarda sürdürmeyi başaran bir hanımefendi. Çağıl Özge Özkul, Profesyonel Voleyboldan “Miss Universe” yarışmasına, ekonomistlikten spor haberciliğine kadar genç yaşında ciddi tecrübeler kazanmış. “Güzellik önce faydalı oldu ama sonra beni zorladı” diyor. Bugün Galatasaray TV’nin “anchor lady”si olan Özkul, kadın erkek eşitliği için bir de tarif yaptı. Paylaşmasak olmazdı.

Nasıl bir çocuktunuz? Haşarı mı? Sakin mi? Sanki biraz haşarılık var gibi, yanılıyor muyum?

Yok, uslu bir çocuk olduğumu anlatır hem annem hem babam. Her şeye “Peki babacım” dermişim. Ama çok bilmiş ve hazır cevaptım, gayet iyi hatırlıyorum. Ağabeyimle yan yana geldiğimde haşarılıklarımız çok olmuştur. İtiraf etmem lazım.

"Bir gün güzellik kraliçesi olacağım" diye bir iddianız var mıydı? Nereden aklınıza geldi?

Kesinlikle öyle bir iddiam veya idealim yoktu. Ancak yarışmaları takip ederdim genelde, ilgimi çekerdi. Hiç aklımda gelmezdi bir gün Miss Universe sahnesinde olacağım. Hayat gerçekten çok acayip. Üniversiteden mezun olduktan sonra işe başlamak ile ilgili bazı görüşmelerim vardı. Yarışmaya girdiğim 2012 senesinde zaten beş yıldır modellik yapıyordum. Ankara’dan bir başka model arkadaşımla o seneki yarışmaya katılmamıza dair bir teklif geldi. Düşündük, taşındık; “bizim için unutulmaz bir anı olabilir, katılalım” dedik. Hatta yarışmanın son başvuru gününe yetiştik. İyi ki de yetişmişiz; gerçekten nesilden nesile anlatılabilecek bir anı yarattık kendimize. 45 günlük unutulmaz bir kamp dönemi, takılan taç, sonrasında gelişen olaylar ve heyecanlar. Her insanın hayatında kırılma anları vardır yaşamını şekillendiren, hiç tartışmasız benimki 31 Mayıs 2012’deydi.

“Her şeyin bir yaşı var”

Ailede itiraz eden oldu mu? 

Ailemden itiraz eden hiç olmadı. Modelliğe başladığım 2007 senesinde, ağabeyim askerdeydi ve onun bazı tereddütleri olmuştu. İşin aslı, ben yıllarımı sporcu olarak geçirmiştim ve ‘manken olmayı düşünmez misin’ laflarını hiç ciddiye almamış ve hoşlanmamıştım. Voleybolu bıraktığım, üniversiteye başladığım o sene, modellik teklifi bana bir anda cazip geldi, hatta hayatımda ilk topuklu ayakkabıyı bir defilede giydim. Ama o ilk defilede, bu işe bir yeteneğim olduğuna da inandım, sonrasında eğitim de aldım. Ailem, yarışma bahsi açıldığında da önemli bir destek verdi. Bana hep inandılar.

Evladınız gelse "Ben de güzellik yarışmasına katılacağım" dese müsaade eder misiniz?

Kesinlikle müsaade ederim! Ancak her şeyin bir yaşı olduğunu söylemeliyim. Benim için, okulumu hedeflediğim noktada bitirmiş olmak, 23 yaşında olmak bir kilometre taşıydı. Sonrasındaki başka deneyimler için olgunlukla hazırdım. Halihazırda üniversitesini iyi bitirmiş genç bir kadındım. Çocuğumun da böyle bir tecrübeyi olgunlukla hazmedebilecek bir yaşta denemesini isterim. Hayal kırıklıkları da bu işin içinde hep var. Güçlü olmak lazım.

Güzellik kariyerinizde faydalı oldu mu? Çoğu kişi aksini söylüyor...

Kesinlikle ilk başta faydası oldu. Dediğim gibi, kapılar açılıyor yarışmayla birlikte. Doğru kapıyı seçmek ise size kalıyor. Ben hep spikerliğe ilgi duyduğum için o kapıdan girmeyi tercih ettim. Ancak sonrasında, bunu çok net olarak ve inanarak söyleyebilirim ki “güzel olmak” kocaman bir eksiye dönüşüyor. Nedense, ‘güzel kadın fazla bir şey bilmez, zaten bilmesi de gerekmez’, gibi bir eğilim var. Ben her zaman görüntümden daha fazlasına sahip olduğuma inandım. Ayrıca güzellik de kişiden kişiye değişen bir kavramdır. Bilgi ve tecrübe ise izafi değildir. 

“Spor endüstrisinde kadınlar yükselişte”

"Kadın" olarak Türkiye'de çalışmanın zorlukları neler?

Türkiye’de kadınların yaşadıkları zorluklar yolda yürümekten başlıyor, ne giyeceklerine ve nerede çalışacaklarına kadar devam ediyor. Kadın-erkek eşitliği, her iki tarafında eşit şekilde muamele gördüğü ve benzer sorunlarla uğraştığı bir ortamda sağlanabilir. Sadece erkekler değil kadınlar da kadınlara haksızlık ediyor. Bu bana göre aile içi eğitimle çözülmesi gereken bir mesele.

Spor endüstrisinde kadınların konumu ne durumda?

Spor endüstrisinde kadınların bugün oldukça iyi durumda olduğunu düşünüyorum. Futbol camiasında ulusal ve uluslararası çapta görev yapan kadınlar var. Galatasaray’dan Ebru Köksal’ı örnek verebilirim. Yönetim veya marka- pazarlama alanında giderek kadınlar güç kazanıyor. Spor sektöründeki bu gelişmenin sebebi belki de, erkek ya da kadın olmanızdan daha çok kabiliyetleriniz dikkate alınması.

Bu işte ekmek var mı? Kazandığınızla rahat geçinebiliyor musunuz?

Açıkçası kazandığımla müthiş rahat bir yaşantı sürdürdüğümü söyleyemem . Televizyon denilince insanlar inanılmaz paralar kazanıldığını düşünüyor ama gerçek bu değil. Yaşam standardını koruyabilmek adına ek iş yapmak zorunda kalıyorsunuz. 

Bugün hedeflediğiniz yerde misiniz? En büyük hayaliniz nedir?

Eskiden koyduğum hedefleri şu an yakaladığımı söyleyebilirim. Bundan sonrası için başka hedeflerim var ve onlara da ulaşabileceğime yürekten inanıyorum. Televizyonda, belki de kameranın arkasında önemli projeler yapmaya dair hayallerim var. İnşallah olur…

“Alternatiflerim vardı ama bu işte derinleşmek istiyorum”

"Ne olacak bu futbolun hali" diyenlerden misiniz? Yoksa umutlu tarafta mısınız?

Evet, ben bu soruyu sık sık soranlardanım. Babamla küçük yaştan itibaren itibaren, amatör maçlar dahil futbolu izleyerek büyüdüm. “Futbol ülkesi” denilen bir yerde, ilginin bu denli azalması, şiddetin hatta siyasetin baskın olması, eski bir sporcu ve sporsever olarak ruhumu incitiyor. Ama hayatta her şeye umut dolu bakmayı severim. O yüzden futbolun ve sporun geleceğine umudum var. Beklentiler doğru yönetilirse, değişim kendiliğinden gelecektir.

"Bu işi yapmasaydım kesin şunu yapardım" dediğiniz bir iş var mı?

Bunu bana bir yıl önce sorsanız, kesinlikle söyleyecek birkaç iyi alternatif söylerdim. Ama alternatif koyduğunuzda aslında elinizdekine, kalbinizdekine çok da iyi bağlanmamışsınız demektir. Şu an bir alternatif düşünmüyorum. Bu işi yapmak, bu yolda yürümek istiyorum.

Dünya Gazetesi okurlarına bir mesajınız var mı?

Vakit ayırıp, röportajımızı okuyan herkese teşekkür ediyorum. İlgilerini çeken bir cümle bile kurabildiysem ne mutlu bana. Herkesin de yürümek istediği yolda yürümesini, hatta koşmasını dilerim..

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar