Ne olacak, sigortacılar ödeyiversin!

Can KANTAR
Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

Hekim sorumluluk sigortası çıkarıldı; tazminatları da primleri de Hazine belirledi, zorunlu denildi. Hekimler hata yaparlarsa açılacak davaları sigortacılar ödesin denildi. Sonra tur operatörleri tatile gideceklere söz versinler, sözlerini yerine getiremezlerse mağduriyetleri sigortacılar ödesin denildi. İşadamı çek yazsın ama ödeyemeyince sigortacılar ödesin denildi. İnşaat şirketleri maketten ev satsın, paraları toplasın inşaatı tamamlayamayıp tüyüp giderse, sigortacılar bu konutları tamamlasın denildi. Daha önceki yazılarımda yazmıştım, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de sigorta şirketlerinin bodrum katlarında banknot basan makineler var. Burada gece gündüz para basılıyor ve bu paralar böyle ödeniyor. Tabii ki şaka yapıyorum… Ama sen her arızalı durumu sigortacılara havale edersen sonuç böyle olur. Sigortacılar bir yerden para kazansalar diğer tarafı finanse edecekler ama o yol da kapalı. 

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Hangimiz araç bir kazaya karışsa ve sigortacılar ödeyecek olsa, evvelden olan bir göçüğü de aradan kaynatmaya çalışmamışızdır? Ya da şöyle sorayım, kim sağlık sigortası varken hastaneye yattığında çıkacak faturayı kontrol ettikten sonra benim özel sağlık sigortam var dememiştir? "Nasıl olsa sigortam var, ödesinler" deyip geçmiyor musunuz? 

Sigorta beklenmeyen durumlarda devreye giren ve mağduriyeti önleyen bir sistem değil mi? Planlı işlerde sigorta devreye girmemeli. Ben annenin karnındaki çocuğa sigorta yapılmasını desteklerim ama sağlık sigortasında doğum masraflarının özel sigorta poliçesinden karşılanmasına karşıyım. Bu sigorta mı oluyor? Bunun için poliçe fiyatları zamlı oluyor. Bunun yerine doğum masrafları için sigorta şirketlerinin hastanelerle ilişkileri doğrultusunda indirim uygulanması daha doğru değil mi?

Trafik sigortalarına ödenen tazminatların sorumlu kişilere (bu sigortalıysa da) rücu edilmesi konusu tartışılıyor. Bir tüketici derneği başkanı trafik ihlalleri neticesinde doğacak kaza ve tazminatların sigortalılara rücu edilmesine karşı çıkmış. Yani önceden planlanan birçok şey mümkün tazminat almak için. Bunun içerisinde otomobili ile uçurumdan kendisini atan, intihar eden adama ödenecek tazminat da var.

Yeni düzenleme ile "ağır kusur" şartı getirilmiş. Bu da doğru ama neyin ağır kusura girdiğine yine mahkemeler karar verecek. Kırmızı ışıkta geçmek bir trafik ihlali mi? Evet. Kırmızı ışıkta geçip bir yayanın ölümüne sebep verildiğinde ne olacak? Tazminatı sigorta şirketi ödeyecek. Bir kişi ölmüş ağır kusur mu? Bence evet. Sigortacılar bu tazminatı ödemek istemiyor ve bu araç sahibine rücu ediyor. Ama sayın dernek başkanımız 'sigorta şirketleri ödesin, rücu etmesin’ istiyor. Bu çok ince bir çizgi. Burada sigortacıların daha dikkatli araç kullanmalarını sağlayacak uygulaması, aynı zamanda suç işlenmesi noktasında bir caydırıcılık sağlıyor. Ama dernek başkanımızın bu demeci bile suça teşvik değil midir? Bu nedenle olaylara nereden baktığımız da önemli. Trafik fiyatlarının fahiş artışı ile ilgili de top hükümetimiz de. Bir adım atılsın, sigorta şirketleri on adım atarlar bence... 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar