Nüfusu kadar mültecisi olan Kilis’te yakınma değil umut dinledik...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Garanti Andoılu Sohbetlerinden 96.’sını gerçekleştirmek için gitiğimiz Kilis’te, nüfusu kadar mülteci barındıran ,  kent’in yöneticilerinden “yakınma şikayet “ değil, “Kentin potansiyeli ve yarın umudunu” dinledik. Toplantı sonrası dönerken hepimizin ortak kanaati, “Bu kent krizden fırsat çıkarır” düşüncesiydi.

Önce kentte girdiğimizde gördüğümüz manzaraden söz ediyim:Toplantı öncesi minübüste öğle yemeğine giderken bize refaket eden görevli arkadaşa yönelttiğimiz sorulara, “olumlu” yanıtlar aldık. Arada bilgi verirken lokantaya yaklaştığımızı, düz olarak devam edersek 3 kilometre ilerde sınıra ulaşacağımızı, sınırın hemen yanında mültecilerin konteyner kenti olduğunu söyledi. Bunu üzerine önce oraya gidip sonra lokantaya gelmeyi önerdik.

O üç kilometrelik yol üzerinde birçok tır parketmişti. Bir kısmının sadece dorseleri park yerindeydi. Çoğu, odun, çimento ve inşaat demiri yüklü idi. Öncüpınar sınır kapısındaki durumu sorduğumuzda kapının açık olduğunu geçişlerin sınırlı olarak sürdüğünü öğrendik.

Tam gümrük kapısına geldiğimizde sol yanda 300 metre ilerdeki iki çamın Suriye topraklarında olduğunu ögrendik. Gümrüğün hemen yanındaki konteynar kentin kapısının önünde ise Suriyeli mülteci kalabalığı vardı. Kamptan rahat giriş-çıkış yaptıklarını ilgisini aldık.  Hem kamp önünde hem de kente bağlanan yolda çok sayıda Suriyeli araçta gördük.Yemek için gittiğimiz lokantada Asaf Hoca’ya göre, “Harika bir Kilis mutfağının kaeybedilmemesi gereken” özellikli örneklerini tattık.

Toplantı salonunda bütün koltuklar dolu olduğu gibi duvar kenarında ayakta duranlarda vardı. Salonda 400 kişi kadar bir dinleyici bulunuyordu.Toplantıda Salih Madra, Ayvalıkta yaşadıkları deneyi anlatıp, Kilis’li zeytin-zeytinyağcılara örgütlenme ve markalaşma önerilerinde bulundu. Metin Çorabatur, uluslararası deneyimlere dayanarak mültecilerle kent halkı uyumu için önemsenmesi gerekenleri anlattı. Adil Konukoğlu ise Kilis-Gaziantep ortak Polateli-Şahinbey OSB’sindeki çalışmaları ve bu iki kentin ortağıyla kurulmakta olan bu yapı içersinde Kilis’lilerin yatırımcıların, kent dışındaki zengin Kilisli’lerin yer almasının önemini belirtip, bunu sağlayacak bir ekip kurulmasını önerdi.

Kilis Valisi Süleyman Tapsız, her krizin içinde fırsat yarattığını, huzur, güven, kardeşlik ve barış kenti olan Kilis’te bunun sağlanabileceğini, kentlerinde taş taş üstüne koyup üretim ve istihdam sağlayacak kişilere her türlü yardıma hazır olduklarını destek vereceklerini söyledi.

Belediye başkanı Hasan Kara ise kentlerini “saklı bahçe, saklı cennet” olarak tanımladı. Sahabeler kenti Kilis’in iyi tanınmadığını, bunda kendilerinin de eksikleri olduğunu açıkladı. Kent nüfusu kadar mültecinin kentlerinde bulunduğunu bunun yanında havalimanı, denize yakınlık, Suriye ve Arap dünyasına çok rahat ulaşılması ile kentlerinin hem Orta doğuya açılan kapı, hemde Ortadoğu’nun Avrupaya açılan kapısı olarak önemli imkana sahip olduğunu söyledi. Kıvrak zekalı Kilislilerin sanayi ürünlerini bütün dünyaya satabileceğini belirtti. Kilis TSO başkanı  Mehmet Erdal Öndeş’te kurmakta oldukları ortak OSB’de 75 bin kişiye istihdam yaratacağını ortak akılla üretilen çok önemli bir örnek proje olduğunu söyledi.

Görüldüğü gibi Kilisli kent yöneticileri hem de soru cevap bölümünde söz alan Kilisliler, içinde bulundukları duruma karşın “yakınma” değil  “umut” içeren bir tablo ortaya koydular. Bizi de bu yapılarıyla mutlu kıldılar, kendileri için umutlandırdılar...
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar