Oda başkanlarının konuttan sanayi üretimine dönüş için önerileri

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın dün gazetemizde de tartışılan, “inşaattan üretime dönmemiz gerekir” yaklaşımını iki sanayi odası başkanı dostuma sorup önerilerini aldım. 

Babacan’ın önerisinin çok yerinde olduğunu belirten oda başkanlarının dönüşümün sağlanması için önerileri şöyle: 
Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adil Konukoğlu: 

Üretim için birinci olarak; teşviklerin ele alınıp, verimliliğini artıracak şekilde düzenlenerek, uzatılması gerekir. 

İkincisi; üretimde kırılganlığa yol açan enerji fiyatlarının gözden geçirilmesi gerekir. Yeni-eski farkı gözetmeden enerji fiyatları sanayiciler için rekabetçi bir konuma getirilmelidir. 

Üçüncüsü; yerli üretimi de yapılan ürünlerin ithalatında gerekli önlemler alınmalıdır. Bu önlemler sağlanmadığı takdirde Uzakdoğu ve Rusya gibi ülkelerden ucuz fiyatlı yerli üretimi olumsuz etkileyen, rekabet edilemeyecek ithal ürün piyasamıza giriyor. O ülkelerin üretici desteği ile bizim pamuk fiyatımıza ithal iplik getiriliyor. Bunun için yerli imalatın mutlaka ve mutlaka desteklenmesi gerekir. 

ASO başkanı Nurettin Özdebir: 
Öncelikle belirteceğim kıt kaynaklar üretime yatırılması gerekirken, siyasi tercihlerle rant alanlarına, konuta yöneldi. Konut 200 alt sektörü canlandırıyor, ama kaynakların katma değeri sürekli kılacak üretime değil, taşa toprağa yatırılmasına yol açıyor. Halbuki bizim rant piyasalarına değil, alın teriyle üretime ihtiyacımız var. Cari açık sorununu da üretime yatırımla çözmemiz lazım. Üretimin nicelik ve niteliğini artırmalıyız. 

Cevherden metal, petro kimya yatırımları ile hammadde imkanlarımızı artırmalıyız. 5 yeni petro kimya yatırımı daha yapmamız gerekiyor. Plastik hammaddeleri ve ana metallerde açıklar veriyoruz. Katma değeri ülkemizde oluşturmamız lazım. Demir-çelik ve petro- kimya tesislerinin her biri 5-6 milyar dolarlık yatırımlar. Bunu yapabilecek çok az sayıdaki yatırımcılarımız, bu alana değil, kısa zamanda daha yüksek kazanç için inşaat alanına yöneliyorlar. Ama bana göre gayrimenkul ve özellikle AVM yatırımları işba (doyum) noktasına geldi. 

Dünyada finans bolluğu yaşandığı dönemde demir-çelik ve petro- kimyada yatırımları gerçekleştirmemiz gerekirdi. Yatırımı ülkemiz vatandaşlarından kimin yaptığı önemli değil, yapılması önemli. Onun için siyasal ayrım yapılmamalı. 

Üretime dönüşün temelinde eğitim politikaları yer almalıdır. İnsanımızı iyi eğitemiyoruz. 7.6 yıl ortalamaya yeni çıktık. Buna göre eğitimde orta sondan terk seviyesindeyiz. 
Dönüşüm yapmak için, üretime öncelik için, bu konuda hükümet programına ihtiyaç var. Bakan Cevdet Yılmaz ile konuşurken o, “2012’de çok sıktık. 2014’te yeni hükümet sürecinde üretimi artırıcı destekleri hayata geçirmeliyiz” dedi. Sayın Babacan’ın söylediği önemli bir şey daha var. Babacan, “Sanayi müesseselerinin mali yapısını geliştireceğiz” diyor. Gelirin üzerindeki vergide düşüşü sağladık. Ama bu kar edenler için önemli. İstihdam üzerindeki yükler ise hala can yakıyor. İşçiye ödediğimiz 100 liranın işverene maliyeti 184 lira. Bu Almanya’da 157 lira, Amerika’da 116 lira. İstihdam üzerindeki yük kesinlikle azaltılmalı. Yeni hükümetten beklentimiz bu yönde. 

Yer darlığından sadece iki oda başkanının görüşünü aktarıyorum. Ama diğer oda başkanlarıyla sohbetlerimden onların da üretimi önde tutan bir model önerdiklerini biliyorum. Bunun için konut yerine üretimin öne çıkacağı modeli, hükümet eli taşın altında olan üreticilerle, katılımcı bir şekilde düzenlemelidir...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar