Ödeme ve elektronik para kuruluşlarında son durum

VERGİ PORTALI
VERGİ PORTALI dunyaweb@dunya.com

Pınar KARAMAHMUTOĞLU

(pinar.karamahmutoglu@gsghukuk.com)

Nakit dışı ödeme yöntemlerinin ve elektronik para kullanımının hem kişilerin günlük hayatında hem de ticari hayatta kullanımının gözle görülür bir şekilde artmasıyla bunlara ilişkin hukuksal zeminin oluşturulması kaçınılmaz hale gelmiştir. Söz konusu yöntemlerin akla ilk gelen örnekleri; telefon ve elektrik faturaları gibi düzenli fatura ödemelerine aracılık, kişiler arasında gerçekleştirilen para havalesi, cep telefonu ve bilgisayar gibi bilişim ve elektronik haberleşme cihazlarıyla bir takım ödeme işlemlerinin gerçekleştirilmesi, ve alınan fon tutarı kadar kullanıcılara parasal değer kullanma hakkı veren ön ödemeli kartlardır. Bu kapsamda, temel olarak, hizmet sunanlar ile hizmet sağlayanlar arasındaki ilişkileri düzenlemek, hizmet sağlayanlar nezdinde sektöre olan güveni temin etmek ve hizmet sunanları bir otoritenin iznine ve kontrolüne tabi tutmak amacıyla 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun (Kanun) 27 Haziran 2013 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. İlgili AB düzenlemelerinden ilham alınarak hazırlanan Kanun, ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşlarına yönelik, faaliyet izni alınması başta olmak üzere özkaynak yapısına, iç sistemlerine, bilgi sistemlerine ve faaliyetlerine ilişkin diğer konularla ilgili yükümlülükler getirmektedir. 

Kanun uyarınca, Kanun'un yürürlüğe girdiği tarih olan 27 Haziran 2013 itibarıyla ödeme hizmeti sağlayan veya elektronik para ihraç eden ve Kanun çerçevesinde ödeme kuruluşu veya elektronik para kuruluşu niteliğini haiz kuruluşlar, Kanun ve Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para İhracı ile Ödeme Kuruluşları ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Yönetmelik'te ('Yönetmelik') aranan şartları sağlayarak 27 Haziran 2015 tarihine kadar faaliyette bulunmak üzere Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'na (BDDK) faaliyet izni başvurusunda bulunmalıdır. 
Dolayısıyla, halihazırda söz konusu hizmetleri sağlayan kuruluşların faaliyet izni başvurusunda bulunmaları için yalnızca birkaç aylık zamanları kalmıştır. Ancak, ödeme ve elektronik para hizmetleri çok çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilmektedir ve belli hizmet sağlayacılar açısından hala Kanun kapsamına girip girmedikleri hususu netlik kazanmamıştır. Kanun, AB müktesebatına (2007/64/EC sayılı Ödeme Hizmetleri Direktifi ve 2009/110/EC sayılı Elektronik Para Kuruluşlarının Kurulması, Faaliyetlerinin Sürdürülmesi, Denetimi Direktifi) uyumlu olarak hangi hizmetlerin ödeme hizmeti ve elektronik para ihracı sayılacağını saymakla beraber, ödeme hizmeti ve elektronik para olarak değerlendirilmeyecek işlemleri de belirtmiştir. Fakat bu alandaki hizmet yöntemi çeşitliliğinin fazla olması nedeniyle, her bir hizmet ve kuruluş için bu sınırlar kesin olarak çizilebilmiş değildir.

Örneğin, ürün satıcısı ile alıcı arasında mesafeli sözleşme ilişkisi kurdurarak elektronik ticaret yapılmasına imkan sağlayan yer sağlayıcılarının (diğer bir deyişle, sanal platform işletmecilerinin) Kanun kapsamında ödeme kuruluşu niteliğini haiz olup olmadığı net değildir. Diğer bir örnek ise, günlük hayatımızda sıkça rastladığımız sadece yemek ihtiyacının karşılanması amacıyla çıkartılan yemek kartları ve hediye kartları benzeri araçların Kanun’da yer alan sınırlı hizmet ağı istisnası kapsamında mı değerlendirileceği yoksa elektronik para veya ödeme hizmeti mi sayılacağı hususunda ortaya çıkan tereddütlerdir. 

Son olarak, 9 Mart 2015 tarihinde Meclis Başkanlığı’na sunulan Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ndeki Kanun'da yapılması öngörülen değişiklikten bahsetmek faydalı olacaktır. Bahse konu teklifte, Kanun’un belge ve kayıtların saklanmasına ilişkin 23. maddesinde ödeme kuruluşları, elektronik para kuruluşları ve sistem işleticileri için geçerli olan bilgi sistemlerinin ve bunların yedeklerinin yurt içinde tutulması zorunluluğu sadece işlem işleticisi için geçerli bırakılmış olup, ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşlarının bilgi sistemlerinin tutulması ile ilgili olarak BDDK’ya yetki verilmiştir. Bu değişiklik önerisinden, ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşlarının bilgi sistemlerinin yurtiçinde tutulma zorunluluğunun kaldırılabileceği anlaşılmaktadır. Madde gerekçesinde, ödeme ve elektronik para kuruluşlarının faaliyetlerini yürütmede kullandıkları bilgi teknolojilerinde gerçekleşen hızlı ve kapsamlı değişiklikler ve sektörün ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulduğu belirtilmektedir. Bu teklifin kabul edilmesi ve BDDK’nın ikincil düzenlemelerle ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşları için bilgi sistemlerinin ve bunların yedeklerinin yurt içinde tutulması zorunluluğunu kaldırması halinde, özellikle uluslararası para transferi hizmeti sağlayan kuruluşlar bilgi sistemlerinin tutulmasını daha esnek bir şekilde –gerektiğinde yurtdışında olacak şekilde- yapılandırabileceklerdir. 23 Mart 2015 itibariyle söz konusu Kanun Teklifi’nin Plan Bütçe Komisyonu aşamasını geçtiğini, yakın zamanda Genel Kurul’dan geçerek yasalaşmasının beklendiğini belirtmek isterim.

Sonuç olarak, ödeme ve elektronik para hizmeti sağlayan kuruluşların en fazla yaklaşık 3 ay içinde BDDK’dan faaliyet izni almaları zorunlu kılınmış olup, bu nedenle ilgili mevzuatta yer alan yükümlülükleri yerine getirmek ve başvuru dosyalarını hazırlamak için ellerini çabuk tutmaları gerekmektedir. Kanun kapsamına girip girmediği konusunda tereddütü olan kuruluşların ise, AB uygulamalarını da dikkate alarak, Kanun karşısındaki durumlarını BDDK ile birlikte geç kalmadan netleştirmeleri gerekmektedir.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar