Otizmli çocuklarımız gülsün

Mahir SOLMAZ
Mahir SOLMAZ DİYARBAKIR'dan mahir.solmaz@dunya.com

Sosyal projeler ile çok yakından ilgilenen ve bu konulara çok duyarlı arkadaşım Hilay Yalçın’ın organize ettiği, “Otizm ile Farkındalık” seminerine katıldım. Kentin ekonomik dinamiklerini inceleyen bir gazeteci olarak benim için oldukça faydalı bir deneyim oldu. 

Seminerin temel taşlarından biri Diyarbakır Otizmle Mücadele Derneği idi. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Tiyatro salonunda gerçekleştirilen seminerin kuşkusuz en önemli destekçisi de Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gülten Kışanak’tı. 

Diyarbakır Otizmle Mücadele Derneği (DOM- DER) Başkanı Adnan Aydın seminerin açılışında kentimizde resmi kayıtlara göre 650 ama tahminen binin üzerinde otizmli çocuk olduğunu söyledi. Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gülten Kışanak da bu alanda düzenlenecek tüm projelere destek vermek istediklerini belirtince tüm salon moral buldu. Bu hassas konuda tüm kurumların duyarlılığı çok önemli. Hepsinden benzer destekleri hem çocuklarımız hem aileleri hem de eğitimcileri bekliyor. 

Programa İstanbul’dan konuşmacı olarak katılan özel eğitim uzmanı Vefa Bilici ve Psikolog Elif Şeker’in hem ailelere hem de eğitmenlere bir sunum yaptı. 

Hiç bilmediğim bir dünya ile tanışmama vesile olan bu seminerden çok etkilendim. Toplum olarak otizm konusunda ne kadar bilinçsiz olduğumuzun farkına vardım. Seminere katılanlar arasında otizmli çocuklarının olduğunu bilmediğim arkadaşlarımla karşılaştım. Onlar ve diğer ailelerle uzun uzun sohbet ettik. Bu çocukların topluma kazandırılması için yapılacak çok şey vardı. Öncelikli olarak toplumun ve kamuoyunun bilgisini ve dikkatini çekmek için bir şeyler yapılamaz mı? 

Aklıma hemen bir dizi fikir geliyor. Otizmli çocukların ve ailelerinin yaşadıklarını anlatan bir film hazırlanmalı ve TV kanallarında kamu spotu olarak gösterilmeli. Eğitimde eşitlik ilkesi gözetilerek otizmli çocukların anaokulunda başlayıp mesleki eğitimle sonuçlanacak bir eğitim programına tabi tutulması sağlanmalı. Bu konuda profesyonel eğitmen kadroları oluşturulmalı. Eğitimlerden sonra yine kişisel gelişime destek olabilecek projeler hayata geçirilmeli. Çünkü otizmli çocuğu olan ailelerin en büyük endişesi ‘Bizden sonra bu çocuklara ne olacak’. 

Tıpkı ALS hastalığında olduğu gibi gerekirse başımızdan buzlu su kovalarını dökelim. Ama lütfen hepimiz özellikle de iş dünyamızın duyarlı isimleri ile “otizmli çocuklar ve aileleri gülsün” diye bir adım atalım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar