Özal’la birlikte dışa açılmanın mimarı Kaya Erdem’in anı kitabı...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Siyasetçilerin ve iş adamlarının kenara çekildekleri dönemde anılarını kaleme almalarının çok önemli, öğretici ve eğitici olduğuna inanıyorum. Ve bu tür bir kitabın çıktığını öğrendiğimde hemen edinip okumayı düşünüyorum. Geçen hafta sonu Kaya Erdem’in “Demokrasinin ilk 50 yılı” kitabının ilanın gördüğümde de hemen edinmeyi düşündüm. Ama aynı gün Sayın Kaya Erdem’in imzalı olarak kitabını bana gönderdiğini görüp sevindim... 

Kaya Erdem, hem maliye bürokratı olarak ülkemizde önemli hizmet vermiş bir bürokrattır hem de 1980 sonrası Özal’la birlikte dışa açılmanın mimarıdır. 

Kaya Bey, nezaketi ve mesafe taşımaz ilişkisi ve dostluğuyla, çok yakın olmasak da ara sıra bir araya gelsek de sohbetlerinde çok şey öğrendiğim bir siyasetçidir. O nedenle anılarını her zaman merekla dinler, kendisine sorular yöneltirim. Kaya Bey sorularıma kaçamaksız açık yanıtlar verir.

Bir örnek olarak Özal’la ilişkileri konusunda sorduğum bir soru ile ilgili yanıtını aktarayım. Ben, “Özal'la ilişkilerinin bir dönem sonra neden aynı sıcaklıkta sürmediğini”sorduğumda, yanıtı, “Liderler üst üste oylarını artırarak seçim kazandıklarında yakın çevrelerindeki insanların eleştirilerine daha tahammülsüz oluyorlar. Yakın çevrelerini ‘Evet efendimciler’ sarıyor. Bu Menderes için de, Demirel ve Özal için de böyle olmuştu. Gördüğüm kadarıyla Erdoğan için de benzeri oldu” şeklinde olmuştu. 

Hafta sonu kitapta bazı bölümleri hızla okurken yaşanan birçok olayı, zamanı, çevresi ve kişileri ile aktardığını gördüm. Ben burada, Özal’la ortak çok önemli işler yaptıktan sonra ayrılışlarını kitaptan anlatmak istiyorum:

Turgut Özal, başbakan olarak görev yaparken 1986 yılının son haftasında görevini vekaleten Kaya Erdem’e bırakarak Amerika’ya gider. Ameliyat olacağını Kaya Bey'e söylemez. Özal 1987 yılı başında By –Pass ameliyatı olup üç ay Amerika'da kalır. O dönemde ikili arasında olumsuz rüzgarlar eser. Buna birilerinin sürekli olarak Özal’a “Kaya bey sizi ameliyat sonrası iki gün geç aradı”, “Amerika’ya hastane ziyaretine gelmedi” gibi değerlerdirmeler yapmalarının etkisi olur. Bunları duyan Erdem, Özal dönünce ilişkilerin düzeleceğine inanarak bu durumu önemsemez. Ama Özal döndüğünde soğukluk sürer, görevden alınacağı haberleri gazetelerde yer almaya başlar...

Kaya Erdem, Özal’ın ameliyat sonrası değişimini anlatırken Hasan Celal Güzel’in değerlendirmesine kitabında yer veriyor: ”Sayın Özal’la diyalog zamanla zorlaştı. Başkalarının söylediklerine kulak asmadan, ben bilirimci bir tutuma girdi.”

Kaya Bey bu tutumu Menderes ve Demirel’de de şahit olduğunu belirtiyor ve bir gün kendi kendine özelleştiride bulunurken, ”Kaya sen Turgut Bey'in yerinde olsaydın, çevrendeki menfaat gruplarının telkinlerine ne kadar dayanırdın? Turgut Bey üç buçuk yıl bu telkinlerin tesirinde kalmadan görevini büyük bir başarıyla ile yürüttü” diyerek hoşgörülü bir değerlendirme yapıyor.

Teknisyen Özal’ın 1987 referandumu sonrası Demirel ve diğerlerinin siyasete dönüşü ile birlikte politikacı Özal olmaya başladığını ve popülizme yöneldiğini söylüyor.

Erdem, 1988 yılında Özal’a istifasını sunarken şöyle diyor:

“Devletimizin yüksek bir düzeyinde beş yıl hizmet etme imkanı bahşettiğiniz için minnettarlığım sonsuzdur. ANAP milletvekili olarak görevime devam ederken, sade katkılarımın emrinizde bulunduğuna inanmanızı istirham ederim. Başarılarınızın devamı içten dileğimdir. En derin saygılarımla.”

Erdem’in içten anlatımıyla anılarını kaleme aldığı kitabı yakın tarihimizin birçok olayına ışık tutuyor. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar