Pişmanlıkla beyanda alınmayacak cezalar

Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK
Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK VERGİNİN GÜNDEMİ akif.akarca@alfaymm.com

Gelir vergisi mükelleflerinden basit usule tabi olanlar 2015 yılı gelirlerine ilişkin yıllık beyannamelerini 2016 yılı Şubat ayında, gerçek usule tabi olanlar ise Mart ayında verdiler. Kurumlar vergisi mükelleflerince 2015 yılı kazançlarına ilişkin beyannameler de Nisan 2016 sonuna kadar verildi.

Vergi mükelleflerinin süresinde veremedikleri gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri ile yine süresinde veremedikleri Katma Değer Vergisi (KDV), Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) beyannameleri ile muhtasar beyannameler ve verilmesi gereken diğer beyannameleri daha sonra verebilirler .Bu beyannameler kanuni süresinden sonra verilen beyannameler olarak nitelenir. 

Kanuni süresi geçtikten sonra mükelleflerce beyanname verilmesi halinde hesaplanan verginin %50'si oranında vergi ziyaı cezası ve usulsüzlük cezası kesilir. Ayrıca, kanunda öngörülen beyan süresi ile beyannamenin verildiği tarih arasında geçen süre için gecikme zammı hesaplanır ve mükellefçe ödenir.

Beyannamelerini süresi içinde veremeyen vergi mükelleflerine Vergi Usul Kanunu (VUK) ile ikinci bir imkan tanınmış; pişmanlık ve ıslah müessesesi öngörülmüştür. VUK'un 371. maddesinde düzenlenen pişmanlık ve ıslah müessesesi; beyana dayanan vergilerde, mükelleflerin vergi ziyaı cezasını gerektiren kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber vermesidir. Pişmanlık talebinde bulunan mükelleflere belli şartlar dahilinde vergi ziyaı cezası kesilmez.

Bu düzenleme ile herhangi bir şekilde vergi ziyaına neden olarak vergi kanunlarını ihlal eden mükellefleri vergi sistemi içinde tutabilmek ve hazinenin vergi kaybını önlemek için onlara pişmanlıkla bu fiillerini bildirme ve ayrıca, daha önceki beyanlarını düzeltme imkanı sağlanmıştır.

Pişmanlık ve ıslah müessesesi

Beyana dayanan vergilerde, vergi zıyaı cezasını gerektiren fiilleri işleyen mükelleflerle bunların işlenişine iştirak eden diğer kişilerin kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber vermesi hâlinde, haklarında aşağıda yazılı kayıt ve şartlarla vergi ziyaı cezası kesilmez.

1. Mükellefin keyfiyeti haber verdiği tarihten önce bir muhbir tarafından her hangi resmi bir makama dilekçe ile veya şifahi beyanı tutanakla tevsik edilmek sureliyle haber verilen husus hakkında ihbarda bulunulmamış olması (Dilekçe veya tutanağın resmi kayıtlara geçirilmiş olması şarttır.).

2. Haber verme dilekçesinin yetkili memurlar taralından mükellef nezdinde her hangi bir vergi incelemesine başlandığı veya olayın takdir komisyonuna intikal ettirildiği günden evvel (Kaçakçılık suçu teşkil eden fiillerin işlendiğinin tespitinden önce) verilmiş ve resmi kayıtlara geçirilmiş

olması.

3. Hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin mükellefin haber

verme dilekçesinin verildiği tarihten başlayarak on beş gün içinde verilmesi.

4. Eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının mükellefin keyfiyeti haber verme tarihinden başlayarak on beş gün içinde tamamlanması veya düzeltilmesi.

5. Mükellefçe haber verilen ve ödeme süresi geçmiş bulunan

vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için. 6183 sayılı Kanunun 51'inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla birlikte haber verme tarihinden başlayarak on beş gün içinde ödenmesi.

Kaçakçılık suçları ve pişmanlık uygulaması

Pişmanlıkta esas, vergi ziyaı şartına bağlı suçlara ait cezaların uygulanmamasıdır. Nitekim 371'inci maddenin birinci fıkrası bu anlayışa göre düzenlenmiştir.

Ancak. Vergi Usul Kanunu’nun 359'uncu maddesinde belirtilen(hürriyeti bağlayıcı cezalar öngörülen) fiiller vergi zivaının varlığı şartı aranmadan kaçakçılık suçunu oluşturmaktadır. 371'inci maddenin genel yapısı içinde pişmanlık kapsamı dışında kalması gerekmekle beraber yukarıda 2'nci paragrafta görüleceği üzere, kaçakçılık suçu oluşturan fiilleri, ilgili makamlara kendiliğinden haber verenlerin pişmanlık hükümlerinden yararlanacağı özel şekilde hükme bağlanmıştır.

Pişmanlıkta usulsüzlük cezalarının durumu ve etkileri

VUK’un 371'inci maddesi incelendiğinde mükelleflerin pişmanlıkla beyanname vermeleri halinde kesilmesi gereken vergi ziyaı cezasının istenmeyeceği görülmektedir. Genel usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları konusunda bir hüküm olmadığından pişmanlığın, gerek genel gerekse özel usulsüzlük cezalarının kesilmesini önlemediği sonucu çıkmaktadır.

Uygulamada, özel usulsüzlük konusunda bir tereddüt yoktur. Mali idarenin görüşü ve uygulamaları özel usulsüzlük cezasının kesilmesi yönündedir. Genel usulsüzlük cezaları yönünden ise durum şöyledir:

Vergi idaresi, pişmanlıkla verilen beyannamede gösterilen matraha vergi isabet etmesi halinde, önceleri beyannameyi süresinde verilmiş beyanname hükmünde savmakta, bu nedenle usulsüzlük cezası kesmemekteydi. Bu konudaki uyuşmazlıkların Maliye Bakanlığı’nın tebliğine rağmen(No.63), arızi olarak yapılan bazı uygulamalar dolayısıyla konu Danıştay'a intikal ettirilmiştir. 63 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği 169 sıra numaralı tebliği ile yürürlükten kaldırılmış, ancak bu tebliğde usulsüzlük cezası kesileceğine ilişkin bir açıklama yapılmamıştır. Daha sonraları 238 sıra numaralı VUK Genel Tebliği'nde usulsüzlük cezası kesileceği belirtilerek bu konu netlik kazanmıştır. Pişmanlıkla verilen beyannamede zarar gösterilmesi halinde, vergi dairesi re’sen takdir yoluna başvurmakta ve usulsüzlük cezası iki kat olarak kesilmektedir. 

Usulsüzlük cezaları da pişmanlık kapsamına alınmalıdır

Bazı durumlarda özel usulsüzlük cezasının kesilecek olması mükelleflerin pişmanlık hükümlerinden yararlanmalarına engel olabilmektedir. Vermesi gereken çok sayıda aylık beyannamesini vermemiş olduğunu fark eden bir mükellefin pişmanlık hükümlerinden yaralanmak istemesi halinde her beyanname için bin liradan fazla (ikinci sınıf tüccarlarda 500 TL dan fazla) özel usulsüzlük cezası ödemesi gerekecektir. İki yıla ait beyannamenin verilmemiş olması halinde 24 adet beyanname için 25 bin liradan fazla özel usulsüzlük kesilmesi ve ödenmesi söz konusu olacaktır. .Ziyaa uğratılan vergilerin küçük tutarlarda olması halinde vergi ziyaı cezasının kesilmeyecek olmasından ziyade özel usulsüzlük cezasının miktarı sorun yaratacak ve pişmanlıkla beyanname verilmek istenmeyecektir. Bu nedenle büyük küçük her seviyedeki mükelleflerin pişmanlık hükümlerinden yararlanmasına imkan sağlanmalıdır.

Öte yandan niteliği itibariyle pişmanlık hükümlerinden yararlanılması uygun olmayan hapis cezasını gerektiren,kaçakçılık suçlarını oluşturan fiilleri kendiliğinden ilgili makamlara haber verenler pişmanlık hükümlerinden yararlanırken kabahat olarak nitelendirilecek usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının pişmanlık kapsamının dışında tutulması adalet anlayışı bakımından da uygun değildir.

Pişmanlık hükümlerinden yaralanmayıp kayıt ve belgelerinin vergi müfettişlerince incelenmesi sonucunda düzenlenen rapora dayanarak tarh edilen vergi, vergi ziyaı cezası ,usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için vergi mükellefleri uzlaşma imkanına sahiptirler. Bu güne kadarki uygulamada, mükelleflerle vergi idaresi arasında yapılan uzlaşmalarda çoğunlukla vergi ziyaı cezası ve usulsüzlük cezalarının %90'ına yakını kaldırılmaktadır. Vergi miktarında indirim de söz konusu olabilmektedir. Birçok halde ödenecek ceza tutarı pişmanlıkla beyanname verilmesi halinde ödenecek cezanın altında kalabilir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle pişmanlık ve ıslahla ilgili VUK hükmü kapsamına vergi ziyaı cezası yanında usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları da alınmalıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Vergi Usul Kanunu tasarısı görüşülürken bu değişikliğin eklenmesi pişmanlık müessesesinin amacı ve mükellef uyumu için yararlı olacaktır.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Aramalı vergi incelemesi 26 Eylül 2019