Piyasa defansif

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ debrovian@gmail.com

Kara Kuğuların yılı nihayet başladı. Yaz stresi geride kaldı, ama yerini başka stresler aldı. Ve Fed bilmecesi yavaş yavaş çözülürken, varlık alımları kesinlikle azaltılıyor ve 2014’te sona erecek, GOP için gerçeğin saati çalacak. Evet, son tarım dışı istihdam (TDİ) verisi biraz kafa karıştırıcı ama işsizlik oranı düşmeye devam ediyor ve PMI gibi diğer önemli veriler hala güçlü. Muhtemelen revize edilecek olan son TDİ Obama-Cumhuriyetçiler tartışmasının izlerini taşıyor. “Kırılgan 5” içindeki Türkiye için görünüm daha da flu: Büyüme hikayesi yok ve vaka riski ortada duruyor. Bir süre kararsız kaldıktan sonra geçen hafta önde gelen yatırım bankaları “sat” raporları yayınladılar. Revizyonlar büyüme ve karlarda aşağı yönlü, enflasyon ve faizlerde yukarıya doğru; beklentiler kötüleşiyor. Yabancılar faiz artışından bahsediyor ama ne kastettiklerini tam anlamıyorum çünkü yüzde 4.5 artık politika faizi değil. Muhtemelen koridorun üst sınırının yükseltilmesini kastediyorlar. Ancak oraya gelene kadar fiilen -ve resmen- politika faiz olan efektif fonlama maliyetinin yüzde 7.2’lerden 7.75’e çekilmesi lazım. Sonrası sonra. TCMB ZK, ROK ve diğer likidite önlemleriyle bu ayı geçecektir. Elbette bu da şartlı bir beklenti çünkü net rezervlerin cari döviz satışı hızıyla ne zaman tehlike sinyali vereceğine bağlı olarak bu da değişebilir.

Bir tek yabancı banka dışında, 2014 strateji raporları “siyasi risk” dedikleri şeyi fiyatlamaya başladılar. Aslında “siyasi risk” ve “vaka riski” birbirine çok yakın riskler. Bu nedenle geçmiş yılların “siyasi risk” kısa yoluna bağlı kalmak ne kadar doğru, bilemiyorum. Ama 2014 strateji raporları bir konuda anlaşıyor: 2014’ün ikinci yarısında piyasa GOP normaline geri dönecek. Bu vizyon 2014’ü 2013’ün aynadaki aksi gibi görmeye, yılı tam ortadan ikiye bölmeye yatkın bir vizyon. Üstü örtük olarak Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde siyasetin “normalleşeceğine” dair bir beklenti içeriyor. geçmişe geri dönüş senaryosunun ne kadar gerçekçi olduğunu kestirmek güç çünkü olanları normalin dışında, istisnai görüyor. Fakat yabancıların “siyasi risk” dedikleri iklim o kadar da kolay değişecek bir iklim olmayabilir. Üstelik konu sadece bu değil: Dünya Bankası, OECD, üniversiteler, düşünce kuruluşları, iş dünyası, bürokrasi, herkes eski modelin bittiğinin farkında. Herkes “Türkiye’yi yeniden düşünmek” gerektiği kanısında. Şaşırtıcı derecede uzun bir süredir programsız, çapasız seyreden ekonomi, yani büyüme ve sermaye birikimi modeli, bu yıl kesinlikle sona erecek.

Tüm harita, siyasi ve ekonomik, bu yıl değişecek. Ve bu nokta seçimlerde hangi partinin kaç puan daha az veya fazla alacağıyla ilgili değil. Ne olursa olsun, yepyeni bir hikayenin anlatılmaya başlanması gerekiyor. Bu hikayenin çok iyi düşünülmüş, yapılabilir ve ikna edici olması da elzem. Yoksa önümüzde yıllarca potansiyelin altında büyüyeceğimiz, ama yine de enflasyonu ve cari açığı yeterince düşüremeyeceğimiz, kur stabilitesine odaklı yıllar olacak. Son JP Morgan raporunun -USD/TL’nin 2.20’de stabilize olabileceği ama bunun yüksek faiz, düşük büyüme, düşen karlar, yüksek enflasyon pahasına olacağı ve TCMB’nin seçim yılında büyümeyle kuru savunma arasında kaldığı- temel tezi bu yapısal noktaya işaret ediyor olmalı. Bu doğruysa FK oranları o kadar da düşük değildir çünkü daha düşük beklenen karlarla çarpanlar yükselir. 2014’te yüksek temettü ödeyen, düşük betalı, nakit pozisyonu yüklü, defansif hisse/şirketlerin seçilmesi önerisi bu varsayımlarla bakınca rasyonel tercih gibi görünüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019