Politika üretmek neden güçleşiyor?

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN aleventalkan@gmail.com

Bir sonraki durakta inecekken yerinden kalkmayanların metronun kapısı kapanmaya ramak kala kendilerini dışarı attıklarına tanık oluruz. Kendini dışarı atmıştır atmasına da, sağından solundan başlayarak her önüne geleni bir parça rahatsız etmiştir. İnsanlık önceden kapıya yanaşmayı, yani bir parçacık özveriyi gerektiriyor. Faizi indirmek bir süre sonra küresel oyunculardan yükseltim baskısıyla karşılaşacaksa sektör ve şirket yetkilileri finansal koşullarını bu hızlı değişime uydurmakta şüphesiz zorlanacaklardır. Vitor Castro (Warwich Unv.) Merkez Bankalarını iki farklı açıdan irdeliyor. Öncelikle doğrusal modellere mi, doğrusal olmayanlara mı rağbet ettiklerini Taylor kuralı ekseninde ele alıyor. Sonra da “enfl asyon ve üretim çıktı açığı” hedefi, aynı ölçüde “varlık fiyatları ve finansal değişkenler” özeline de indirgeniyor mudur? Araştırmaya göre, İngiltere Merkez Bankası (BOE) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB); enfl asyon, çıktı açığı ve faiz oranı ilişkilerini doğrusal olmayan boyutlarda izlemektedir. ABD Merkez Bankası Federal Rezerv (FED) ise bunun dışında hareket etmektedir. Diğer ikisine kıyasla BOE, hedeflerinde finansal ortamı açıkça ifade ediyor. Bu piyasa oyuncuları için, BOE’den gelecek adımları tahmin edebilmek, BOE için de doğru iletişim anlamına geliyor. ECB varlık ya da finans piyasalarında oluşan fiyat hareketlerinin, enflasyon üzerindeki baskısına aldırmamıştı. FED ile BOE bu piyasaları serbest bırakmışlardı. Son 34 yılın hikayesi; Büyük Ilımlılık dönemini aşmak, regülasyonlarda serbestleşmeyle sağlanınca; Büyük Durgunluk patlak vermişti. 

Finansal hedeflere odaklı günümüz politikalarının yönetimi, varlık ve finans piyasaları arası dengesizlikleri ortadan kaldırırken amaç, keskin ekonomik durgunlukların önüne geçebilmektir. ECB, politik duruşuyla baştan beri FED ve BOE’den ayrışır. ECB %2.5 noktasal enfl asyon hedefini dikkate alır. Fiyat istikrarı her şeyin üstündedir. Fiyat istikrarı gerçekleşmişse sürdürülebilir büyümeye yönelmek mümkündür. Değişik ülke mozaiklerinden oluşan yapısıyla Avrupa Birliği, farklı ülkelerin farklı tercihlerine hassastır. Şimdilerde ECB’nin gündeminde düşük enfl asyon yer alıyor. BOE’nun enflasyon hedefi %1.8-%2.4.aralığından ibarettir. Esnek politikalar, BOE için bugünlerde “faiz artırımını işaret etmektedir. FED, istihdam piyasasının olumlu havasıyla ikinci çeyrek büyümesini inşa etti. Varlık alım azaltımı tamamlandığında, faiz artışı başlayacak. Bu da muhtemelen 2015’te olacak. Japonya Merkez Bankası (BOJ) ise ABE’yi takip edecek. Gevşek para politikasıyla ekonomisini ayağa kaldırmaya çalışacak. Gelişmekte olan ülkelerin varlık fiyatları balon riski taşıyor. Ülkeler, küresel serbest sermaye akımlarını kontrol edebildikleri sürece krize karşı dirençlidirler. Çin’de gayrimenkul fiyatları hızlı artınca, bankaların kredilerinde arz kısıtlayan politikalar öne çıktı. Brezilya’da sermaye giriş çıkışlarına kısmı engellerle geldi. Bizim içinse ilk önce net altın ihracatını eksiye döndü. Sonra büyük dış ticaret pazarı Irak’ı askıya aldılar. Suriye ticaretlerini ortadan kaldırdılar. Avrupa’nın payını artırdılar. Büyümek için dış finansmana gereksin 2014 2.çeyreğinde arttı. Küresel finansman koşullarındaki değişim, faizleri 2 ile 5 yıl arasında yukarı yönlü itti. Bizim faiz oranımızdaki düşüklük uzun süre devam edemez. Küresel sermaye akımlarından görece bağımsız bir ekonomiye sahip olmadıkça aykırı hareket etmek imkansızdır. 

Güç rezerv yapısına bakıyor. Sürdürülebilir ihracat üstünlüğü, sabit dışsatım pazarı istiyor. İç talebi iç üretimle karşılayamayan her teşvik; ek dış bağımlılıklar olarak yansıyor, sonra da teker teker sektörlerin yapılarını bozuyor. Faiz indirmek ve buna devam edebilmek, bir tür konjonktüre karşı duruşu gerektiriyor. Ekonomik güce dayanıyor. Komşulardaki kargaşaysa Türkiye’yi siyasi ve ekonomik anlamlı bir kıskaca alıyor. Politika üretmek güçleşiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar