Protokol denen ayrıcalıklı sınıf

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

Özür, kabahatten büyükse 
Bir erkek veya kadının en heyecanlı bekleyişlerinden birisi, nikah memurunu beklemektir. Kadın, beyaz atlı prensini bulunmuştur. Erkek ise, Cinderella’sını. Günler, haftalar süren hazırlıklar tamamlanmıştır. Artık imzalar atılacak, birliktelik resmileşecektir.Gelin ve damat nikah memurunu beklerken salona bakarlar. Ön koltuklarda anneler, babalar, kardeşler, teyzeler, halalar oturur. Anneler kızlarının, oğullarının mürüvvetini görmenin heyecanı ile sevinç gözyaşları dökerler. Nikah memuru önce kimlik sorularını soracaktır: “Adınız, soyadınız, anne adınız, baba adınız?” Ve sonra da meşhur sorusunu soracaktır “Hiç kimsenin etkisi altında kalmadan.....” Kimisi sade bir “Evet” diyecektir . Kimisi “Çook istiyorum. Evet, evet, evet” diyecektir. İmza atıldıktan sonra masa altındaki ayaklara bakılacaktır; kim kimin ayağına basıyor diye. 

Davetliler de gelin ve damada bakarak yorumlarını yapacaklardır. “Ah ne de yakışmışlar birbirlerine.” “Çok beklediler ama, muratlarına erdiler.” Söz beklemekten açılmışken, birisi sorar “Neden bekliyoruz?” Evet gelin damat gelmiştir, masadadır, ama nikah memuru ortada yoktur. Soruları soracak ve “Belediye Başkanının bana verdiği yetkiye dayanarak sizi karı koca ilan ediyorum” diyecek kişi ortada yoktur. Hani gelin ya da damat gelmese “Eyvah, son anda vazgeçti, kaçtı” diyeceksiniz. Ama nikah memurunun kaçtığı pek görülen bir olay değildir. Nikah memuru ortada yoktur. 

Yukarıda anlattığım olay bizim başımıza geldi. Bir nikaha davetli idik. Tören, 20:15’te belediyenin nikah salonunda yapılacaktı. Her 15 dakikada bir nikah vardı. 20:00’deki kıyılmıştı. Davetliler çıkarken bizler salona girdik. 3-4 dakikalık gelin ve damadın çeşitli aile fotolarından seçilmiş bir slide-show izledik. Ve gelin damat bu mutlu günlerinde salona girdi, masaya oturdular. Nikah memuresini beklemeye başladık. Bekledik de bekledik. Salondaki görevlilere sorduk. Birisi, “Yandaki kokteyl salonunda da bir nikah var. Kayıt Defteri de bir tane, defteri bekliyoruz.” Defter geldi, ama memure ortada yoktu. Ve sonunda memure, geldi. Pişkin pişkin şöyle konuştu: “Yandaki kokteyl salonunda da bir protokol nikahı vardı. Sayın Belediye Başkanım da orada idi. Oradan ayrılamadım. Özür dilerim.” Böylece 20:15’e programlanmış nikah, 20:45’te kıyıldı. Tabi ki bekleyen sadece bizim nikahtakiler olmadı. Daha sonraki nikahların da zamanı şaştı. 

Bir küçük ayrıntı daha. Davetliler arasında gelinin öğretmenlerinden birisi vardı. Dört vasıta değiştirerek nikaha gelmişti. Nikahtan sonra Yalova’ya gidecekti. Belediyenin programına güvenerek vapur biletini almıştı. Bu gecikmeden dolayı nikahın kıyılmasını göremeden ayrılmak zorunda kaldı. 

Bir yorum 
Yukardaki olay çok basit gibi görülebilir. Nikah masasında bekleyen gelin ya da damat değilseniz, ya da o nikaha davetli birisi değilseniz sözünü etmeye bile değmez. Çünkü Türkiye’de yaşamamın fıtratında, beklemek hep vardır. Ama bu olayda dikkatinizi çekeceğim konu, protokol meselesidir. 

Protokol denince akan sular durur. Nedense ayrıcalıklı bir zümre, saltanat yaratma ihtiyacı hep olmuştur. İşte protokol, bu ihtiyaca karşılık verir. Protokol her şeyin önüne geçer. Örneğin, eğer bir nikahta protokol varsa, diğer insanlar önemli değildir, bekleyebilirler. Ve nikah memuresi bunu geçerli bir özür olarak sunabilir. 
Kurumların sosyal tesislerine gidersiniz. En güzel masa “protokol” diye ayrılmıştır. O kişi gelsin gelmesin, o masa boş boş bekler. Hatta bazı kurumların tatil beldelerinde protokolün kumu bile ayrılmıştır. Trafiktesiniz. Bir bakarsınız bol ışıklı bir konvoy emniyet şeridinden gidiyor. Trafik polisine “Ne oluyor?” diye sorarsınız. Polis memuru: “Protokol” der. Eğer şanslı iseniz, konvoy emniyet şeridinden gider. Çoğu kez de tüm trafik durdurulup saltanat konvoyuna yol verilir. 

Örnekleri çoğaltabiliriz. Herkes eşittir; ama bazıları daha eşittir. Biz ona protokol deriz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019