Kaleyi içeriden yıkmak...

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

GENİŞ AÇI / Serhat Gürleyen sgurleyen@isyatirim.com.tr ABD ekonomisinin durgunluğa girmesi riskinin arttığını gördüğümüz ekim ayı başındaki yazılarımızda yatırımcılara hisse senedi gibi riskli aktiflerdeki pozisyonlarını satıp, nakde -kısa vadeli Türk Lirası enstrümanlarına- geçmelerini önermiştik. Aradan geçen beş aylık dönemdeki gelişmeler beklentilerimiz doğrultusunda gerçekleşti. Hisse senedi piyasasında önemli boyutta değer kaybı yaşandı. ABD ekonomisindeki yavaşlamanın küresel büyümeyi aşağıya çekeceği endişesi dünya borsalarında önemli değer kayıpları yaşanmasına neden oldu. Gelişmiş ülkelere göre daha güçlü büyüme dinamiklerine sahip olmalarına rağmen gelişmekte olan ülkeler de satış dalgasından payına düşeni aldı. Merkez Bankası tarafından yapılan faiz indirimlerine rağmen Türk hisse senetlerinde yüzde 20'nin üzerinde değer kaybı yaşandı. Ekonomideki dalgalanmalara karşı daha duyarlı olan bankacılık sektöründeki değer kaybı yüzde 30'ları aştı. Dünya piyasalarındaki fırtınanın Türk Lirası cinsi sabit getirili yatırım araçları üzerindeki etkisi sınırlı düzeyde kaldı. 2009 vadeli Türk Lirası cinsi iskontalı borçlanmalarda Hazine'nin borçlanma maliyeti 50 baz puan kadar yükseldi. Yabancı yatırımcı ağırlığının daha fazla olduğu 2010-2012 vadeli sabit kuponlu tahvillerdeki faiz artışı 100 baz puan seviyesinde gerçekleşti. Merkez Bankası'nın gecelik faizleri 200 baz puan indirmesi, bütçe rakamlarının güçlü olması ve Hazine'nin net borç ödemeye devam etmesi Türkiye tahvillerindeki değer kaybının görece daha az seviyede kalmasını sağladı. Ekim 2007-Şubat 2008 döneminde Türk Lirası'nın karşı değer kaybı sınırlı düzeyde kaldı. Bir dolar ve bir Euro'dan oluşan döviz sepetinin son beş aylık dönemde Türk Lirası'na karşı değer kazancı yüzde 2.5 düzeyinde kaldı. Faiz farkları hesaba katıldığında kısa vadeli Türk Lirası aktifler dövize göre 4 puan daha fazla getiri sağladılar. Son dönemde yaşanan değer kayıpları sonrasında hisse senedi piyasasında satış önermeyi bıraktık. Uzun vadeli düşünen ve piyasalardaki dalgalanmalara karşı daha az duyarlı olan yatırımcılar kademeli olarak alışa geçebilirler. Türk Lirası aktifler konusunda kısa vadeli iyimserliğimizi koruyoruz. Doların dünya piyasalarında ve/veya Türkiye'de yükseldiği dönemlerin Türk Lirası'na geçiş için satış fırsatı olarak kullanılması gerektiğine inanıyoruz. Mali sistemdeki döviz likiditesinin bolluğu ve yerleşik yatırımcıların döviz kurundaki ani yükselişlerde satış yönünde olmaları Türk Lirası tavsiyemizi destekliyor. Ancak son dönemde hükümet kanadından gelen popülist öneriler bizi tedirgin etmeye başladı. Ulaştırma altyapı yatırımlarına ek kaynak yaratma adı altında bazı harcamaların bütçe dışına alınması önerisi bizi tedirgin ediyor. Söz konusu girişimin AKP içinde sınırlı bir kesim tarafından desteklendiğine ve Meclis'ten geçmeyeceğine inanıyoruz. Ama hayata geçirilmesi durumunda piyasalar hakkındaki görüşümüzü gözden geçirmek durumunda kalabiliriz. Türk Lirası dışarıdan gelecek dalgalara dayanacak güçte. Ama eğer isterseniz en sağlam kaleyi bile içeriden yıkabilirsiniz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019