Risk ve “kontrollü kaos”

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ debrovian@gmail.com

 

Kontrollü kaos diye bir kavram olabilir mi? İdare edilebilir risk kavramı var, ama kontrol edilebilen kaos fikri pek mantıklı görünmüyor. Kaos, determinist bir süreç ama başlangıç noktasına ve parametre değerlerine aşırı hassas. Kontrol edeyim derken “sonsuz boyutta kaosa” (stochastic process), yani tamamen rassal bir sürece sürüklenmek bile mümkün olabilir. Kaldı ki, kaosun kendisi zaten pek de öngörülebilir olmadığı için 1990’lara doğru zaman serilerinin doğrusal olmadığı gözleminden yola çıkan “kaosla modelleme” çabaları finansta çok da fazla yer bulamadı. 

Piyasalar tahmin edilebilir bir belirsizliği getiri imkanı olarak görebilir; ama nereden çıkacağı belli olmayan riskleri hesaba katmaya çalışmaktan sadece yorgun düşerler. 

Geçen yıl bu zamanlarda 2015’in Türkiye için ne kadar olumlu geçeceği anlatılıyordu. Neden? Petrol fiyatı düşmeye başlamıştı ve en karlı çıkacak ekonomi buradaydı. Sonra aniden durum değişti. Fed faiz artırırsa en azından faiz farkı –spread- korunacağı için faiz artacak, 2010 sonrası Eurobond stoğundaki artışını üçte ikisi özel sektör kaynaklı olduğu için o piyasadaki yeni fiyatlamalar maliyetleri artıracak, evet böyle bir risk var; fakat düşen petrol fiyatı cari açığı daraltacak, enflasyonu yarım puan düşürecek, büyümeyi bir az canlandıracak denmekteydi. Nette kazançlı çıkılabilirdi. 

Ama ne oldu? Fed henüz hareket etmedi; Aralık bekleniyor. Fakat görülmemiş bir kur sıçraması yaşandı. Şimdi de benzer bir süreç başlamış olabilir. Bankaların çarpanları çok düşmüştü –yani çok ucuzlamışlardı; ayrıca bankalar kar üretemedikleri için 5 yıldır –ama özellikle Bernanke’nin konuştuğu 2013 Mayıs'ından sonra- karlılıkları düşüyordu; sermaye yeterliliği sıkıştırmaya devam ediyordu; bono-tahvilde son yılların en sert satışlarından birisi (ikincisi) gerçekleşmişti... Bundan kötüsü olmazdı; bankaların kârlılığı hafifçe artabilir, kur stabilize olunca sermaye yeterliliği toparlanabilirdi. Aniden görünüm bozuluverdi. 

En ciddi kısa vadeli risk elbette ki kur riski. Her zaman öyledir. Nedeni açık; dış kaynağa ihtiyaç var. Sadece büyümek için değil; büyüyemesen bile yerinde sayabilmek için dış kaynağa ihtiyacın var. Özel sektörün döviz borcu büyüklerde ve döviz cinsi kazanç sağlayanlarda yoğunlaştığı için ilk bakışta göründüğü kadar büyük bir sorun olmayabilir. Fakat bu bile algıya bağlı ve diğer döviz borçlularının durumu dahi yeterince risktir. Bankaların dış kaynak sağlamaya devam etmeleri gerekiyor. Tasarrufun yetersiz ve mevduat artışın aktif/kredi büyümesini tek başına taşıyamıyor. Karlılığın düştüğü için özkaynakların da zayıflıyor. Üstelik karlılık sadece finans sektöründe düşmüyor. Kurdan enflasyona geçişi halen yaşamaktasın. Yeni kur şoku yeni enflasyon demek. 

Durum buyken en az üç temel kur riski sayılabilir. Bunlar aslında zorunlu olarak ortaya çıkan riskler değil. Temel-yapısal sorunlardan bağımsız görülebilecek riskler. Diğerleri ayrı. Yapısal dönüşüm zorunlu; o da ayrı. Nasıl olacak?

Öncelikle, normal, standart, eğitimli bir ekonomi ve risk yönetimine ihtiyaç var. Sonrası sonra.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019