Rus uçağını düşürmenin ekonomiye maliyeti ne olacak?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Sınırımızı ihlal eden Rus uçağını düşürdük ve hiç kuşkunuz olmasın toplumun önemli bir kesimi bundan büyük mutluluk duydu; "Oh olsun, gördüler günlerini işte" dedi. Öyle ki, öğretmenler günü dolayısıyla Saray'da bir grup öğretmeni kabul eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uçağın düşürüldüğünü söylediğinde kopan alkış tufanı karşısında, "Mesele, bir alkış meselesi değildir" demek durumunda kaldı. Öğretmenler bile uçak düşürmeyi bir zafer, bir bilek bükme gibi gördükten sonra, varın gerisini siz düşünün... 

Angajman kurallarını uyguladık, hakkımızdı, sınırlarımızı koruduk; hepsi kabul. Ama ne kadar haklı olursak olalım, bu uçak düşürmenin bir yansıması, bir sonucu olacak. 

Putin'in söyledikleri çok sert bulunuyor. Bize göre asıl sert sözler Putin'den değil, Dışişleri Bakanı Lavrov'dan geldi; sert ve tehdit içeren sözler... Lavrov, Türkiye'deki terör tehdidinin Mısır'dan daha az olmadığını belirtiyor ve Rus vatandaşlarına her ne gerekçeyle olursa olsun Türkiye'ye gitmemelerini öneriyor. 

Rus uçağı nerede düşürüldü, Türkiye'nin ta güney ucunda. Tüm Türkiye'nin terör tehdidi altında olduğu da nereden çıkıyor peki? Lavrov bir şeyler mi biliyor, yoksa daha da kötüsü bir şeyler olacağını mı ima ediyor?

Rus Dışişleri Bakanı'nın bu sözleri diplomatik nezaket sınırlarını çok ama çok aşıyor. 

Ekonomiye yansıma 

Türkiye, Berlin duvarının yıkılmasından sonra Rusya'da müteahhitlik hizmetlerinde en çok pay alan ülkelerden biri oldu. Rusya zaman içinde, Türkiye'nin yurtdışı müteahhitlik hizmeti üstlendiği ülkeler arasında ilk sıraya yükseldi. 1988'den bugüne kadar olan dönemde Rusya'da tam 1920 proje üstlenildi. Bu projelerin tutarı olan 62 milyar dolar, Türkiye'nin yurtdışı müteahhitlik projelerinin toplamı içinde yüzde 19.4'lük bir yere sahip. 

Türk müteahhitler Rusya'da geçen yıl 3.9 milyar dolarlık 47 proje, bu yıl ise şimdiye kadar 2.3 milyar dolarlık 9 proje üstlendi. Bu yıl proje sayısının azaldığı, ancak tutarın arttığı gözleniyor.

Petrol fiyatlarının gerilemesi, rublenin devalüe olması ve Batı'nın uyguladığı bazı yaptırımlar yüzünden Rusya'nın zaten bir ödeme güçlüğü yaşadığına dikkat çekiliyor ve bu durumun Türk müteahhitlik şirketlerini de zaman zaman zora soktuğu biliniyordu. Son yaşananların ardından ise Rusya'da iş yapan Türk müteahhitlik şirketlerinin yaşadığı zorlukların katlanarak artacağı dile getiriliyor. Ödemelerde sıkıntı yaşanması, çalışanların oturma izinlerinin uzatılmasında engeller çıkarılması muhtemel zorluklar arasında sayılıyor. Bunlar, mevcut işlerle ilgili ortaya çıkabilecek zorluklar.

Bundan sonrasına ilişkin, yani yeni iş alma konusundaki kaygılar ise çok daha fazla. Rusya'nın, Türk müteahhitlerini tercih etmesinin artık çok zor olduğu itiraf ediliyor. Doğrudan iş üstlenmesi zor görülen Türk şirketlerinin bir dönem diğer ülke şirketlerinin taşeronu gibi çalışmak isteyebilecekleri belirtiliyor, ancak Rusya'nın buna bile sıcak bakmayacağı endişesi dile getiriliyor.

Ve tabii ki bir de zaten çok tartışmalı olan nükleer santral konusu var. Akkuyu'da Rusların yapması yönünde anlaşmaya varılan nükleer santral ne olacak, belli değil. Belki Rusya'nın Türkiye'ye karşı kullanacağını ileri sürdüğü yaptırımlara karşı Türkiye'nin elindeki en büyük kozlardan biri bu santral projesi.  

Turizmdeki sıkıntı

İkili ilişkilerde hiçbir sıkıntı olmamasına rağmen, rublenin değer yitirmesi ve Rusya'da yaşanan ekonomik zorluk, bu yıl bu ülkeden gelen turist sayısında önemli bir azalmaya yol açtı. Geçen yılın ilk dokuz ayında Rusya'dan 4 milyon 144 bin turist gelmişti. Sayı bu yıl beşte bir oranında azalarak 3 milyon 308 bine indi. Öyle görünüyor ki, geçen yılın tümünde 4.5 milyon olan turist sayısı bu yıl en iyi olasılıkla 3.5 milyonda kalacak. Yani Rus turist sayısı 1 milyon azalacak. Ama, acaba gelecek sezonda ne olacak, ne bekleniyor?

Bu soruları Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Aska Otelcilik Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Aslan'a sorduk. Aslan, Rus turist sayısında zaten var olan daralmaya dikkat çekti ve son olayın sorunu daha da büyütmesinin kaçınılmaz göründüğünü vurguladı. Ancak yine de çok karamsar olmadığını ve sorunun kısa sürede bir şekilde çözülmesini umduğunu söyleyen Aslan, Rus turistlerin eskiden son dakika karar verip gelen turist profiline daha uygun davrandıklarını, ancak son yıllarda onların da erken rezervasyon avantajını keşfettiklerini belirtti. Ramazan Aslan, Rus turistlerin erken rezervasyon yaptırmamaları durumunda, işletmecilerin başka ülkelere yönelmek durumunda kalacaklarına ve bunun da aleyhlerine olabileceğine dikkat çekti.

Yani turizm sektörü, bu yıl Rusya'nın yaşadığı ekonomik kriz yüzünden yediği darbenin izlerini yok etmeye çalışırken, şimdi bir de siyasi kriz ve onun etkileriyle baş etmeye uğraşacak.   

Ya dış ticaret?

Rusya'ya karşı en büyük korkumuz kuşkusuz doğalgazda olan bağımlılığımız. Ama Rusya'nın "Anlaşmayı hiçe sayıyorum ve size doğalgaz satmıyorum" diyeceğini, diyebileceğini de kimse beklemiyor. Belki bir ara gündeme gelen ve fiyatı aşağı çekme umudu doğuran pazarlık marjımızı kaybettik, ama bu yıl gazsız kalacağımız endişesi yersiz görünüyor. Ne var ki şu da bir gerçek, kışın çok sert geçmesi durumunda "Bize daha çok gaz verin" deme durumumuz pek olmayacak gibi. O zaman da, sanayiye verilen gazı bir miktar kısmak ve ısınmaya yöneltmek durumunda kalabiliriz ki, bu da sanayi için bir dezavantaj oluşturur kuşkusuz.  

İhracatta bu yıl en hızlı daralan pazarların başında gelen Rusya'nın, yeniden eski canlılığına kavuşması umulurken işler şimdi birden tersine döndü. Rusya, artık en azından bir süre bize pek sıcak bakmayacak. Türkiye-Rusya ticareti, doğalgaz alımımız yüzünden zaten çok büyük miktarda aleyhimize. Bu yılın ilk dokuz ayındaki rakamlara göre ihracatımız 2.7 milyar dolar. Geçen yılın aynı dönemindeki 4.5 milyar dolara göre tam yüzde 40 azalma var. Dokuz aylık ithalatımız ise 15.8 milyar dolar ve geçen yılın aynı dönemindeki 19.4 milyar dolara göre yüzde 18'lik bir daralma söz konusu.

***

Rus uçağını düşürmek, toplum olarak gururumuzu okşadı. Bize saygısızlık eden birine bir yumruk atarak haddini bildirmek gibi. Ama iyi de, ya devamında olacaklar... Ya bu yumruğun yaratacağı tahribat; işimizden gücümüzden kalmak, ortaya çıkacak ekonomik maliyet. Zaten bir sıkıntı içinde olan ekonomiye, korkarız yeni yükler binecek.  
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar