Rusya ile yakınlaşma kaçınılmazdı

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Türkiye geçen yıl 24 Kasım'da Rus uçağını düşürdüğünde turizm sektörü temsilcileri başlarını ellerinin arasına alıp adeta "Eyvah" demişlerdi. O gün Antalya'da bir turizm toplantısının tam ortasında almıştık haberi. İyimser tutum takınanlar, bu sorunun uzun boylu olmayacağına inandırmaya çalışıyorlardı kendilerini, daha gerçekçi olanlar ise turizmde 2016'nın çok zor geçeceğini ta o günden dile getirmeye başlamışlardı bile. Kaldı ki, Rusya'da yaşanan ekonomik zorluklar yüzünden bu ülke vatandaşları daha az yurtdışı seyahat eder durumdaydılar. Rusya'dan Türkiye'ye gelen turist sayısı 2013 ve 2014 yıllarının tümünde 4.3 ve 4.4 milyon düzeyinde gerçekleştikten sonra, 2015'te 3.6 milyona inmişti. Şimdi uçak düşürülmüştü ve bu durum iki ülke arasında korkulan ölçüde bir krize dönüşürse Rus turisti unutmamız mı gerekecekti...

Nitekim öyle oldu. Rusya uçak konusunu geçiştirmeye hiç mi hiç niyetli değildi ve ekonomik yönden Türkiye'ye bunun bedelini ödetmeye kararlıydı. 

Türkiye'nin bu ülkeye olan ihracatına yasaklar getirildi, müteahhitlik hizmetlerinde karşımıza büyük engeller çıkarıldı, Türk işçilerin çalışmasına kısıtlamalar konuldu ve belki de en büyük darbe Rus vatandaşlarının Türkiye'ye turist olarak gitmesinin önlenmesiyle vurulmak istendi. Vuruldu da... 

Rakamlar ortada. TÜİK'in önceki gün açıkladığı verilere göre Rusya'dan gelen turistlerin sayısı mayıs ayında yüzde 92, ilk beş ayda ise yüzde 83 azaldı. Yani Rusya'dan neredeyse hiç turist gelmez oldu denilebilecek bir azalma yaşanıyordu. 

En az 2 milyar dolarlık kayıp 

Rus turistler, son dört yıl ortalamasına göre Türkiye'de kişi başına 563 dolarlık harcama yapıyor. Rusların kişi başına harcaması 2012'de 556, 2013'te 572, 2014'te 603, geçen yıl ise 521 dolar olarak gerçekleşti.

Bu yıl normal koşullarda Rusya'dan Türkiye'ye 4 milyon turist geleceği varsayılsa, kişi başına 563 dolarlık harcamayla 2.3 milyar dolara yakın bir turizm geliri elde edilmesi söz konusu olacaktı. Oysa Rusya'dan gelenlerin normal seyirle yüzde 90'a yakın azalacağı dikkate alınırsa bu gelir 2 milyar dolar daha az olacaktı.

Bir başka deyişle uçak krizinin yalnızca Rusya açısından ortaya çıkaracağı parasal kayıp turizmde 2 milyar doları bulacaktı.

Kaldı ki, hala Rusya'nın etkisi altında bulunan eski Sovyetler Birliği ülkeleri var. Oralardan gelen turist sayısı da, başka etkenler de bulunmakla birlikte, önemli ölçüde azalma eğilimi gösteriyor.

Üstelik Rusya ile ilişkilerdeki gerginlik, yalnızca turizmi değil, daha önce de vurguladığımız gibi ihracatı da, müteahhitlik hizmetlerini de vuruyor. 

İşte bütün bunlar, Rusya ile ilişkilerin düzeltilmesinin gerekliliğini bir kez daha gösterdi ve son gelişmeler yaşandı. 

Biz, 24 Kasım'da hava sahamızı ihlal edenin Rus uçağı olduğunu bilsek düşürür müydük, tartışılır. Muhtemelen düşürmezdik. Örneğin bir dönem benzer hava sahası ihlallerini Ege'de Yunanistan'la o kadar çok yaşadık ki... Ama karşılıklı olarak it dalaşıyla yetindik, sorunu uçak düşürmeye kadar götürmedik. 

Dolayısıyla eğer Rus uçağını düşürmekte sonsuz haklı görüyor olsaydık kendimizi ve bu sorunun ekonomik maliyetlerine katlanabilseydik, o zaman da zaten parmağımız ateşleme düğmesine gitti, diye özür dileme noktasına gelmezdik. 

Ama ekonomik yönden, döviz geliri yönünden, durum hiç de parlak gitmeyince adım atma gerekliliği ortaya çıktı.

Ne var ki tam da Rusya ile ilişkiler düzelirken, İsrail ile yıllar süren gerginlik sona ererken, önceki gün Atatürk Havalimanı'ndan katliam haberi geldi. Öylesine stratejik bir noktayı seçmişti ki terör, bundan daha büyük etki doğuracak bir yer olamazdı doğrusu. Türkiye'nin en büyük havalimanı ve dış hatlar terminali... 

Turizm belini doğrultamaz  

Turizm sektörü temsilcileri, Rusya ile ilişkiler düzelse bile bunun 2016 turizmine bir katkısının olacağını pek beklemiyorlar. Rusya'dan turist gelmeye başlasa bile bunun ancak sonbahardan itibaren olabileceğine vurgu yapılıyor. Yani sezon neredeyse bitmiş olacak.

Ama önceki gün yaşanan patlama, Batı'dan zaten düşük seyreden girişlere de büyük ölçüde set vuracak bir olumsuzluk olarak görülüyor.

Sonuçta Rusya ve İsrail ile yakınlaşmak elbette olumlu, ama bunun meyvelerini bu yıl yiyebileceğimize pek ihtimal verilmiyor. Kaldı ki son terör saldırısının ardından fiyatları çok daha indirsek de, taşımacılığa çok daha fazla destekler getirsek de yabancı turistleri çekme şansımız olacağı pek sanılmıyor.

Peki yabancı turist gelmiyorken turistik işletmeler ne yapıyor, yerli turisti çekmek için adım atıyor mu... Ne gezer... Bin dereden su getirilerek fiyat indirimine gitmemek için her yol deneniyor. Bu da tablonun diğer yüzü...

------------------------------------------------------

catsbsdbdssbd.jpg

DÜZELTME: Bu köşede 28 Haziran'da yer alan "Konut satışı beş ayda geçen yılki düzeyi ancak yakalayabildi" başlıklı yazımda yer alan tabloda yanlışlık olmuştur. Yazımın metninde bazı bölümlerde de tabloya dayalı rakamsal yanlışlıklar vardır. Söz konusu tabloyu düzelterek yeniden yayımlıyor ve okurlarımdan özür diliyorum.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar