Önemli sektör ve beklenen teşvik

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

 

Bir zamanlar tartışma olsa da tekstil-konfeksiyon hem istihdama hem de ihracata katkısı nedeniyle ülkemiz için önemini koruyor. Sektör temsilcileri bu açıdan yeni teşvik dönemin de sektöre tanınacak imkanların önemli olacağını, eğer doğu ve güneydoğu'ya yatırımı esas alacak uygulama isteniyorsa bunun için en az Mısır'ın yarattığı yatırım imkanının verilmesini ve Amerikan pazarına girişte üçüncü ülke durumunun getirdiği olumsuzluktan kurtulmak için bunun yanında siyasal girişimde bulunulmasını öneriyorlar.                   
İTHİB Başkanı İsmail Gülle, bir süre önce Türkiye alımlarını azaltan uluslar arası hazır giyim devi H&M'in alımlarını yeniden eski seviyesine getirmek üzere harekete geçtiğini, dev bir Fransız firmasının da milyar dolarlık alımlar için görüşmeler yaptığını olumlu bir gelişme olarak açıklıyor. Bahar Havası yaratan bu duruma karşı Balkan ülkelerinde konfeksiyonun gelişmesinin bizim için yeni rakipler yaratmakta olmasına da dikkat çekiyor. Gülle'ye göre Türkiye'den yıllık 300 milyon euroluk alım yapan H&M bunu 240 milyon eurolara geriletdikten sonra, şimdi yeniden eski seviyesine yükseltiyor.
Bu haber üzerine tekstil-konfeksiyon konusundaki gelişmeleri sektörden bazı kişilerle konuştum. Hemen tümü yeni teşvik sistemindeki yapının çok önemli olduğu üzerinde durdular. Türkiye'nin Avrupa pazarındaki yerini koruduğunu, Amerikan pazarındaki payının düştüğünü, yeni pazarlarda da önemini artırdığını belirttiler.
Üretim merkezinin bir bölümünü 5 yıl önce 5084 teşvikli bölgeye taşıyan bir konfeksiyoncuya bu yatırımının sonuçlarının ne olduğunu sordum. "Kuruluş için bedava arsa alıp fabrikayı onun üzerine kurduk. Üretime geçişin ardından işçilikte prim avantajı elde ettik. Elektrikte de faturanın yarısını ödedik. Bu günlerde bu 5 yıllık süremiz sona eriyor. Avantajlarımız son bulacak. Bu 5 yılın ilk üç yılında TL değerli olduğu için teşvikten yeterince yararlanıp rekabetçi olamadık. Son iki yıl TL'nin değer kaybı nedeniyle daha iyi fiyat tutturduk. Tekstil-konfeksiyon yeni dönemde de ülkemizde istihdam ve ihracat yaratacağı için, yeni teşvik sisteminde sürenin daha uzun olmasına fayda var. Kaliteli ve kısa temrinli üretim imkanı fiyat tutturabildikçe özellikle Avrupalılar için önemli tedarikçi olma özelliğimiz sürecek. Şu anda bizim firmamızda iki Avrupalı alıcı bir ay içinde teslim sipariş konuşması yapıyorlar, ama fiyatta anlaşabilmek şart" yanıtını aldım.
İsmail Gülle'nin Balkanlarda konfeksiyon gelişmesi konusunu sorduğumda aldığım yanıt "Türkiye'den Balkanlara gidenler geri döndü. Orada İtalyanlar üretim yaptırıyorlar. Bizden bir firma Moldavya'da, 4 firma Gürcistan'da çok sayıda firmada Mısır'da üretim tesisleri kurdular. Mısır'da üretim yapanlar Amerikan pazarı için yüzde 17-30 oranında gümrük vergi avantajı elde ediyorlar. Pazarda avantaj elde ediyorlar. Yurt dışında üretimde Pazar imkanı yanında mali avantajda söz konusu olabiliyor. Altyapı imkanları, düşük işçilik ücretleri, enerji fiyatlarının ucuzluğu, vergi avantajları bunlar arasında yer alabiliyor" şeklinde oldu. Bir başka konfeksiyoncu, "Amerikan pazarına tekstil-konfeksiyon  ihracatımız 2002 yılında toplam içinde yüzde 9 idi. 2011 yılında yüzde 3 seviyesine geriledi. Stratejik işbirliğinden söz ederken, bu alandaki olumsuzluğu gözden uzak tutmamalıyız. Ve mutlaka siyasal girişimlerde bulunmalıyız. Yeni teşviği geliştirirken Amerikan pazarında da imkan yaratmalıyız" diye öneride bulundu.
Konuştuğum bir tekstilci, son dönemde kumaş ithalatıyla ilgili alınan kararların özellikle iç piyasada özellikle yünlü kumaş üreten firmaların tam kapasite çalışmaları sonucunu getirdiğini, hatta kapanma kararı alan bir fabrikanın tezgahlarında Güney Sanayi için fason üretime başladığını belirtti. Yeni tezgah alanların olabileceğini ama bir tezgahın 250 bin eroya mal olduğunu bu nedenle çok sayıda olabileceğini tahmin etmediğini belirtti.
Yeni teşvik sisteminin ağırlıklı olarak tekstil-konfeksiyonda gerice yörelere yöneleceği beklentilerini sorduğum bir konfeksiyoncu, "Doğru olur. Bölgesel de-santralizasyon sağlanır. Emek yoğun olan sektörümüz Doğu-Güneydoğu'da yatırımlara yönelince, istihdam yaratılarak göç engellenir. İnsani ve bölgesel kalkınma yaratılması, iş ve aşa neden olacağı için terörle mücadelenin de panzehiri olur. O açıdan yeni teşviğin bu bölgelere yöneltici özellikler taşıması önemlidir. Ama bu teşviklerin yarattığı imkan en az Mısır'da yaratılan kadar olmalıdır ki, Mısır'a gitmek yerine yatırımcı Doğu-Güneydoğu'yu seçsin ve o bölgelerdeki illerde tekstil-konfeksiyon kümelenmeleri ortaya çıkabilsin.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar