Sabahat Akkiraz'dan "çapulcu" desteği

CHP İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiraz, Meclis kürsüsüne "Çapulcu" yazan tişort ile geldi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA -CHP İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiraz, Taksim Gezi Parkı protestocularına destek amacıyla "Çapulcu" yazan tişort ile TBMM Genel Kurulu'na girdi. 

TBMM Başkanvekili Sadık Yakut'un yönettiği oturumda yurt dışında yaşayan vatandaşlar ile Alevi vatandaşların talepleri nedeniyle Gündem Dışı söz alan Akkiraz, kürsüye "Çapulcu" yazan tişort ile geldi. Mavi ceketinin altında tişörtüyle Gezi Parkı direnişçilerine destek veren Akkiraz, "Bir süredir yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunları ile ilgili ülke ziyaretleri yapıyorum. Ülkelerin kendilerini döviz kaynağı görmenin ötesinde bir hizmet alamamaktan ve sahipsiz bırakılmaktan şikâyet ediyorlar. Zaten yaşadıkları ülkelerde dışlanan, hakları alınmayan, eşit vatandaş olarak kabul edilmezken iktidarın agresif savaş çığırtkanlığına dönüşmüş dış politikasının hayatlarına olumsuz olarak yansımasından mutsuzlar. Kendileri yaşadıkları ülkede vergilerini verip tüm kurallara uyarken oturum alamayan, vizesi uzatılmayan vatandaşlarımız özellikle bu hafta büyük bir haksızlıkla karşılaştılar" dedi. 

Akkiraz, şöyle devam etti: 
"Sivas katillerinden birisine Almanya devleti Alman vatandaşlığı verdi. İnsan yakan, bölücü ve katil olarak aranan birisine Alman vatandaşlığı veren Almanya'yı buradan kınıyorum. Alman gizli servisleri Neonazi gruplarla Türk dönercileri öldürürken sessiz kalan Merkel'in Sivas katiline ülkesini ve Alman vatandaşlığını açmış olması düşündürücüdür. Buna şaşıyor muyum? Hayır. Sivas katillerine avukatlık yapanların vekil ya da bakan yapıldığı, Alevilerin en büyük acılarından birisi olan Sivas katliamı sanıklarına zaman aşımı uygulandığında 'Hayırlı olsun' diyen bir iktidarın uygulamalarından farklı değil Merkel'in yaptığı. 

Aleviler yüzyıllardır Anadolu'da haklarını arıyor, eşit vatandaş olmak istiyor ama katliamlarla sınanmaya devam ediliyorlar. Kerbela'dan beri katliam mı arıyorsunuz? Ha bin dört yüz yıl önce Hazreti Muhammed'in ailesini katletmişsin ha Anadolu'da Alevileri kuyulara doldurmuşsun ha Koçgiri'de, Dersim'de oba oba, köy köy Alevileri katletmişsin, ha Maraş'ta kapılara çarpı koyup hamile kadınların karnını yarmış, kafalarını kesmişsin, ha Sivas'ta otele doldurup yakmış, sonra seyrine çıkmışsın, ha KPSS'de 80-90 alan Alevi çocuklarını sözlü sınavlarda katletmişsin, işsiz bırakmışsın, aç bırakmışsın, geleceksiz bırakmışsın, toplum dışına itmiş 'Asimile ol, karşıma öyle gel' demişsin. Bunu yaratan iktidardır. 

Bugün Aleviler eşit vatandaş olmak istiyorlar. Ödedikleri verginin karşılığını almak istiyorlar. Vergileriyle bütçesi oluşturulan Diyanet İşleri Başkanlığının kendilerine bir kuruş harcamasını bekliyorlar. İbadethanelerini seçmek istiyorlar. Oysa, iktidar, Alevilere hâlâ camiyi gösteriyor, 'Camiye gidin' diyor. Bin dört yüz yıldır hâlâ öğrenememişler, Aleviler ibadethane olarak cemevini seçtiler ve camiye gitmiyorlar. Sonra Alevileri aşağılamaya başlıyorlar, 'İbadetiniz cümbüş, ibadethaneniz ucube' diye. Bu yetmiyor, seçim meydanlarında yuhalatıyor ve Sünni toplumuyla arasına derin ayrılıklar ekiyorlar." 

TRT'ye para ödeyip hizmet alamayan tek aleviler
Adıyaman'da Alevi evlerine işaretler konulduğunu ve Alevi köylerine su verilmediğini de iddia eden Akkiraz, "Erzurum'da Alevi köyleri çöp alanı olarak belirleniyor. Alevi köyleri hizmet alma konusunda diğer köylerden ayrıştırılıyor. Elâzığ'da sularına kanalizasyon karışıyor, şikâyetler hasıraltı ediliyor. TRT'ye para ödeyip hizmet alamayan tek halk da Aleviler. Muharrem ayında 3 tane uydurup programdan başka, ne inançsal ne de kültürel kimlikleriyle ilgili hizmet alamıyorlar ve orada da yok sayılıyorlar" dedi. 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Kasım 2011'de "Siz zamane Yavuz Sultan Selim'i misiniz?" diye sorduğunu da hatırlatan Akkiraz, "Demek ki öyleymiş ki, üçüncü köprünün adı Yavuz Sultan Selim oldu. Anadolu'da Aleviler ile Sünnilerin arasına derin düşmanlığı sokan ve kurumsallaştıran o adamın adını köprüye vermek, her şeyden önce toplumsal barışımız açısından inanılmaz bir hatadır, bundan vazgeçilmelidir. Anadolu'da herkesin üzerine anlaşacağı Mevlâna, Evliya Çelebi, Mimar Sinan gibi isimler yerine Yavuz ismi konusunda ısrar, Alevileri sistemin dışına itmek, hatta Alevi-Sünni çatışmasına zemin hazırlamaktır. Bu kabul edilemez" derken, son söz olarak Ceketinin altındaki "Çapulcu" yazılı tişörtünü göstererek, "Çapulculara buradan selam ediyorum" dedi.