Sabırsız davranmayacağız...

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

"Sabırsız davranmayacağım..." cümlesinin yerine, "Sabırlı davranacağım..." cümlesi kullanılabilir mi?

Normalde kullanılır...

Uzun cümlelerin satır aralarında, sıkça,  "Yavaş yavaş...", "Alıştıra alıştıra...", "Verileri kollayarak...", "Temkinli..." gibi kelimeler kullanılmışsa, bu cümlenin geneline, "Ya sabır" başlığı atılabilir mi?

Normalde atılır...
***
FED, dün, faiz arttırımı için, iki ay önce bu köşede söylediğimiz gibi Eylül'üişaret etti...

O yazıda, doların güç kazanmasının ABD'li ihracatçı için tehdit oluşturduğunu ve reel sektörde kaynamanın başladığını vurgulamıştık.

Dün FED bunu da teyit etti...

Bu sıkıntının üretimi, işsizliği, ücretlerdeki dengesizliği ve büyümeyi olumsuz etkileyeceğini de belirtmiştik.

FED dün neredeyse tüm beklentilerde revizyona giderek, faiz arttırımı için "daha fazla sabır gösterme zorunluluğu" nu da kabul etti...
***
FED'den geri mi kalacağız?

Biz de sabırlıyız!

En azından sabırsız davranmıyoruz!

2004 yılında Abdüllatif Şener, Ali Babacan ve Kemal Unakıtan'ın yer aldığı ekonomi yönetimi ortak basın toplantısında dikkat çekmiş...

"Ekonomide çok iyi bir yola girildi.

Ankara'dan İstanbul'a giderken Bolu Dağı açıldıktan sonra yol düzleşir, ve hızlanılır, tıpkı onun gibi önemli engeller aşıldı.

Mikro ekonomi, yapısal reformlar konularında adım atma zamanı geldi." denmiş...

O günden bugüne, her "yapısal reform" lafı geçtiğinde sabır göstermişiz!

***
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, önceki gün Çanakkale'de enflasyon oranının yüzde 7'nin altında kalacağını söyledi...

MB'nin hedefi yüzde 5.5 idi...

Demek ki değişti...

Başçı, düşük enflasyon, düşük işsizlik, yüksek büyüme için yapısal reform ihtiyacına değinmeden de geçemedi...
***
Yapısal reforma vurgu yapıp, sürekli top çeviren birtek biz değiliz...

ABD'de de, AB'nin gelişmişlerinde de durum aynı...

"Ekonomi birtek para politikalarıyla yürümeyecek." sözü merkez bankası üyelerinin dilinde...

Ancak ekonominin para politikaları desteğiyle ayağa kalkabileceği de somut örneklerle ortada.

Örneğin Euro'yu kabul etmeyen ve yoluna Zloti ile devam eden Polonya, para birimini değersizleştirerek ihracatçısına ve dolayısıyla üreticisine destek verip, kriz döneminde AB'nin sürekli büyüyen tek ülkesi olarak tarihe geçerken, Yunanistan kur politikası nedeniyle ucuza ithal edip yemeği öğrendi ve üretimden uzaklaştı.
***
Hükümetler merkez bankalarını "sorunlu sorumlu" olarak olayın merkezine itmeye çalışırken, merkez bankaları ise kura yaptığı yada yapmadığı müdahalelerle enflasyonda dengeyi sağlamaya çalışıyor...

Geçen ayda ifade ettiğim gibi, bizim yeni büyüme modelinde, Polonya Modeli gibi, yüksek kur/değersiz TL'nin merkezde olacağı artık biliniyor...

Yüksek kur ile oluşacak yüksek enflasyon mu?

FED/ECB politikaları, petrol fiyatlarındaki düşüş, yeterli yağışlar ve tabiki düşük talep ise yüksek kura rağmen enflasyonun 7'nin altında kalacağını gösteriyor...

Ufukta para politikasına, mali politikaların da ekleneceği görülüyor. Anlıyacağınız, "ya sabır" çektiğimiz,  "kemer sıkma" günleri geri dönüyor...

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar