Çocuk isteyenlere önemli uyarı

Çocuk sahibi olmak isteyenlerin cep telefonlarını vücutlarında taşımamaları uyarısı yapıldı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ege Üniversitesi (EÜ) Aile Planlaması ve Kısırlık Merkezi Başkanı Prof. Dr. Erol Tavmergen, doğal yoldan gebelik için sigara, kimyasal maddeler, bilgisayar ve cep telefonundan uzak durulması gerektiğini belirtti.

Türkiye'de 28 yıl önce ilk tüp bebek uygulamasını gerçekleştiren Tavmergen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kimyasala, radyoaktif maddeye maruz kalma ve elektronik sistemlerin, kişinin genel ve üreme sağlığını olumsuz etkilediğini bildirdi.

Kişinin, sağlıklı gebelik için kendine iyi bakması gerektiğini vurgulayan Tavmergen, anne ve babadan intikal eden genetik problemlere yapabilecek çok fazla bir şey olmadığını ancak "yumurtalık rezervi kontrolü" gibi gelişen tıp olanakları sayesinde bazı önlemler alınabileceğini ifade etti. 

Gebelik için dış koşullardan doğan bazı sorunlar olduğuna dikkati çeken Tavmergen, bunların zaman zaman yiyecek, içecek, kimyasal madde ya da radyoaktiviteden kaynaklandığını söyledi. 

Günde 10-15 sigara içen bir çiftin gebelik için şansının yüzde 50 azaldığını belirten Tavmergen, "Sigara, kadının 3-4 yıl önce menopoza girmesine neden oluyor. Menopoza girmeden 7-8 yıl önce yumurta kalitesinin bozulduğunu biliyoruz. Dolayısıyla sigara içen bir kadın bu dönemden 8-10 yıl önce ciddi sorunlar yaşamaya başlıyor. Çok kahve tüketmek de yumurtanın DNA'sına zarar veriyor. Erkekte de sigara tüketimi spermin DNA'sını bozuyor." diye konuştu.

Aşırı kilolu veya zayıf olmanın da yumurtlama fonksiyonlarında sorunlara yol açtığını ifade eden Erol Tavmergen, "Doğal yoldan gebelik elde etmek isteyenlerin katkı maddeli besinlerden, radyoaktiviteden uzak durması, kimyasallara maruziyeti mümkün olduğunca azaltması, bilgisayar, cep telefonu gibi aletleri cepte ve vücutta taşımaması gerekiyor." dedi.

Cep telefonu ve bilgisayarın farklı bir manyetik alana yol açtığını bildiklerini anlatan Tavmergen, bu aletlerin sağlıklı gebelik elde edilmesini engellediğine dair derin kuşkuların bulunduğunu kaydetti.

"Stres de üreme sağlığını olumsuz etkiliyor"

Tavmergen, Türkiye'de genelde menopoz yaşının "48" olarak bilinmesine karşın, son yıllarda çok genç yaşta bu durumla karşılaşan kadınlara rastladıklarını söyledi.

"20'li yaşlarında veya 33-35 yaşlarında menopoz şikayetleriyle gelenler de var." ifadesini kullanan Tavmergen, şöyle devam etti:

"Bu olgular muhtemelen kullandıkları, yedikleri, içtikleri bazı yiyecekler, içeceklerden, kullandıkları elektronik aletlerden, maruz kaldıkları kimyasallardan, iş ortamından veya stresten kaynaklanıyor. Stresin de üreme sağlığına son derece olumsuz etkileri olduğunu biliyoruz. Etkisi tam ölçülemiyor, kan tahliliyle ölçülemiyor olabilir ama maalesef her geçen gün çocuk sahibi olmakta zorlanan bir grup insanla karşılaşıyoruz." 

"Ama tıp da gelişiyor"

Tüm olumsuzluklara karşın gebelik şansını yükseltmek için tedavilerin, tıp olanaklarının da geliştiğini vurgulayan Tavmergen, artık herkese standart tüp bebek tedavisi uygulanmadığını, kişiye özel programlar gerçekleştirildiğini bildirdi.

Çeşitli yöntemlerle kadınların gebe kalma potansiyelini artırmayı hedeflediklerini belirten Tavmergen, çok hızlı çalıştıklarını ve çiftlerin artık yıllarca beklemek zorunda kalmadığını kaydetti. 

Gebelik için uygulanan yöntemlerden birinin de "dondurma" işlemi olduğuna dikkati çeken Tavmergen, hem yumurtanın hem de embriyonun dondurulabileceğini dile getirdi.

Yumurtanın gelecek yıllarda kullanılmak üzere eksi 196 derecede ve sıvı azot içinde yıllarca bekletilebildiğini anlatan Tavmergen, şöyle konuştu:

"Dondurma işleminin hukuki altyapısı 2 yıl önce başlatıldı. Erken dönem menopoza girmek üzere olan kadınlar bekar olsalar dahi daha sonra kullanmak üzere yumurtalarını depolatabiliyor. Öte yandan, kanser gibi bazı hastalıklara yakalanan kadınlar, kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi girişim öncesi yumurtalarını dondurabiliyor. Bu o kişiler, çiftler için son derece önemli bir avantaj olabiliyor."

Dondurma sisteminden geçmişe göre daha başarılı sonuçlar alındığına işaret eden Tavmergen, Sağlık Bakanlığının dondurma limiti olarak 5 yılı belirlediğini ancak belli durumlarda bu sürenin uzatılabildiğini sözlerine ekledi.