Seçim öncesi Moody’s sessizliği tercih etti

Geçen cuma günü Moody’s’in Türkiye ekonomisine ilişkin değerleme raporunu açıklaması gerekiyordu. Çünkü önceden bir takvim belirlenmişti. Hatta Ekonomi Bakanı bile cuma günü açıklanacak rapor üzerinde değerleme yapmıştı. Bu tür raporların açıklanmadan 2 gün önce Hükümete ulaştırılması adetten idi. 

Ne var ki beklentilerin aksine rapor Cuma günü açıklanmadı. 
Açıklanmaması iyi de oldu. Çünkü raporun olumlu veya olumsuz olması, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Moody’s’in hükümet yanlısı veya karşıtı pozisyon aldığı şeklinde yorumlanacaktı. 

Moody’s’in açıklamasındaki gecikme tabii olarak piyasa uzmanları ve yatırımcıları şaşırttı. Uzmanlar ilk kez Moody’s açıklamasının bu kadar geciktiğini belirtiyorlar. 

Takvime göre yapılması gereken açıklamadaki gecikme için, Moody’s’in New York’taki merkezi bir bidiri yayınladı. Bildiride, “Moody’s potansiyel reyting eylemlerine ya da raporların yayınlanmasına ilişkin yorumda bulunmamaktadır. Moody’s’in ülke notu takviminin, potansiyel hareketlere ilişkin sadece gösterge tarihler olduğunu dikkat alınız” ifadeleri kullanıldı. 

Moody’s, resmi internet sitesinde ise, “Moody’s bu açıklamayı 8 Ağustos 2014 tarihli faaliyet takvimine istinaden yapmaktadır. Açıklama piyasalar için bilgi sağlamak amacındadır ve resmi bir kredi notu açıklaması değildir. Moody’s tarafından bildirilen açıklama takvimi, kredi notlarının açıklanabileceği üç tarih belirler ve potansiyel hareketlere ilişkin bir göstergedir” deniliyor. 

Kurum, 8 Ağustos tarihinde Azerbaycan, İsveç ve Türkiye’nin kredi notlarıyla ilgili herhangi bir güncelleme yapılmadığını bildirdi. 

Cuma günü açıklamanın gelmemesi doları yükseltmedi. Yurtiçi piyasalar kapanırken 2.1550 TL seviyesinde olan dolar notun düşmeyeceği beklentisiyle 2.15 TL’nin altına 2.1450 TL’ye kadar geriledi. Gece 12’de forex piyasaları da kapanırken dolar 2.1457 TL’den haftayı bitirdi. 

Geçtiğimiz sene mayıs ayında Başbakan Erdoğan’ın ABD Başkanı Barack Obama’yı ziyareti sırasında not artıran Moody’s bu tarihten sonra Türkiye ile ilgili bir dizi açıklama yapmıştı. 

16 Mayıs 2013’te Türkiye’nin notunu Baa3’e yükselten Moody’s Türkiye’yi yatırım yapılabilir ülkeler kategorisine çıkardı. Bu tarihten sonra yapılan Moody’s açıklamalarında giderek artan olumsuz vurgu dikkat çekti. 

11 Nisan 2014’te Moody’s Türkiye’nin görünümünü durağandan negatife çevirdi. Gerekçe olarak zayıf büyüme beklentileri gösterildi. 

4 Haziran 2014’te kuruluş 11 Türk bankasının kredi notunu düşürdü. Açıklamada bazı bankaların tek başına ayakta kalma kredi güçleri üzerindeki baskının artmasından söz edildi.

30 Haziran’da da Moody’s Irak’ta IŞİD militanları ile Irak ordusu arasındaki çatışmaların Türkiye’nin notu üzerinde baskı yaptığı uyarısında bulundu. 

Sonuç olarak Moody’s’in seçim öncesi sessiz kalması iyi oldu. Çünkü açıklama gereksiz tartışmalara yol açacaktı. 

Seçim sonuçları hayırlı olsun 
Seçim sonuçları hayırlı olsun. Gerçekçi olalım, seçim öncesi Recep Tayyip Erdoğan’ın çoğunluk oylarını toplayacağı belli idi ve oy oranının ne olacağı merak ediliyordu. 

Halkın ilk defa doğrudan Cumhurbaşkanını seçmesi önemlidir ama, ilk defa halk oyları ile cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak olan Erdoğan’ın bundan sonra uygulayacağı politikalar da önemlidir. 

Çünkü R.T. Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak icraatın içinde kalmayı, yetki ve sorumluluk alanını genişletmeyi istemektedir. 

Bu tabloda AKP’nin başkanının ve başbakanın kim olacağının ötesinde, yetki ve sorumluluk sınırlarının ne olacağı da önem kazanmaktadır. 

Türkiye’de ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulmasında başbakanın, bakanların bundan sonra ne ölçüde etkili olabileceği henuz bilinmiyor. 

Bu yeni oluşumda iş alemi için önemli olan ekonomi politikalarını yürütecek politik ve bürokratik kadrolardaki değişimdir. 

Özetle yeni yapılanmada taşların yerine oturması zaman alacaktır.