Türkiye beyaz ette 81 bölgeye ayrıldı

Hüseyin GÖKÇE

İhracatta başta Irak olmak üzere bölge ülkelere yönelik büyük başarı yakalayan ve 700 milyon doları gören beyaz et sektörü, kuş gribi ve genel ekonomik durgunluk sebebiyle 460 milyon dolara kadar gerileyen rakamı yeniden toparlıyor. Bu kapsamda Sektör ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın yaptığı çalışma sonucunda Türkiye'nin 81 ili ayrı ayrı birer bölge olarak kabul edildi. Böylece herhangi bir ilde kuş gribi dahil herhangi bir hayvan hastalığı görülmesi halinde, ithalatçı ülkeler sadece o ilden ithalatı yasaklayacak. Bu uygulama ülkenin tamamına yasak gelmesinin önüne geçecek.

27-30 Nisan 2017 tarihleri arasında Antalya'da yapılan 4. Uluslararası Beyaz Et Kongresi kapsamında gazetecilerle bir araya gelen BESDBİR Başkanı Dr. Sait Koca, sektöre ilişkin genel bir değerlendirme yaptı. Avrupa standartlarının bile üzerinde üretim yapan sektörün bir çok ülkede olmayan kontrollü entegre üretim yaptığını kaydeden Sait Koca, üretime büyük darbe vuran kuş gribi hastalığına da anında müdahale edilerek sorunun büyümesinin önlendiğini aktardı. Türkiye'nin beyaz et üretiminde 81 ilin ayrı bölge olarak kabul edildiğini belirten Koca, bunun ihracata olumlu katkı yaptığını bildirdi. Türkiye'deki üretimde biyogüvenlik konusunda büyük önem verildiğini ifade eden Sait Koca, dünyanın herhangi bir yerinde hastalık görülmesi halinde de kırmızı alarm vererek önlem aldıklarını söyledi.
İhracatın kuş gribi sebebiyle 2016'da istenilen seviyeyi yakalayamadığını belirten Koca, en önemli pazar olan Irak'ta istenilen zaman istenilen miktarda ürün gönderilebildiği için Türkiye'nin çok iyi bir yeri olduğuna değindi.

Pazar çeşitliliği sağlamak izin yeni arayışların sürdüğünü vurgulayan Sait Koca, bu çerçevede başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez bölgesi ülkelerinin tamamına ihracat yapmak için girişimlerinin sürdüğünü kaydetti.

"Dünyada ticari amaçlı hormon üretimi yok"

Sektör dışından kişilerin sektöre yönelik bilimsel olmayan açıklamaların insanların sağlıklı et tüketimini engellediğini söyleyen Sait Koca, beyaz et sektörü olarak protein ihtiyacının önemli bir kısmını karşıladıklarını belirtti. Tavuk yetiştirirken hormon kullanıldığına ilişkin iddiaların gerçek dışı olduğunu savunan Koca, dünyada ticari amaçlı hormon üretiminin bulunmadığını, antibiyotiklerin ise ilaç amaçlı bile kullanımının azaltıldığını söyledi.

"Köy tavuğu ve gezen tavuk diye bir şey yok"

Son dönemlerde piyasada gezen tavuk ve köy tavuğu gibi iki kavramın ortaya çıktığına dikkat çeken BESDBİR Başkanı Dr. Sait Koca, köy tavuğu olarak satılan tavukların çoğunun kesime giden yumurta tavuğu olduğu bilgisini verdi. Gezen tavuğun ise kontrollü yetiştirilemediği için çok sayıda riski barındırdığını vurgulayan Koca, "Üstelik besin değeri yönünden bunların diğer tavuklarla hiç farkı yok" diye konuştu.

Kongrenin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Necmettin Ceylan, bilim insanı olarak olaylara objektif bakmak zorunda olduklarını, sektöre yönelik yapılan eleştirilerin ise bilimsel temeli olmadığını belirtti. Özellikle çocukların gelişim çağında proteine ihtiyacı olduğunu anlatan Ceylan, "Gerçek dışı açıklamalar insanların evrensel sağlıklı beslenme hakkını elinden alıyor" şeklinde konuştu. BESDBİR Genel Sekreteri Prof. Dr. Ahmet Ergün de gezen tavuk konusundaki risklere değindi. Türkiye'nin kuşların göç yolu üzerinde bulunduğunun altını çizen Ergün, "Entegre tesislerde kümeslerde yetişen tavuklar risklere karşı maksimum korunurken, açıktaki tavuklar her türlü tehlikeye de açık oluyor" dedi. Bu yıl dördüncü kez düzenlenen Kongreye, 33 ülkeden çok sayıda bilim insanı dahil toplam bin 500'ün üzerinde kişi katıldı. Kongre kapsamında 19 oturumda toplam 70 bildiri sunuldu.