Üretim artışı da önemli bölgesel kalkınma da

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Yeni teşvik politikası geçmiş uygulamalardan alınan derslerle zenginleştirilmiş durumda.

Başbakan tanıtım konuşmasında 4 bileşeni vurguladı:
- Teşvişte genel olarak büyüme hedefi vardı.
- Bölgeler arası ekonomik farklılıkların azaltılması istenmektedir.
- Yatırımların büyük ölçekli olması beklenmektedir.
- Stratejik yatırımlar olarak belirlenen alanlarda özel teşvikler uygulanacaktır.
Teşvik politikaları ile ne istiyoruz?
Önce genel bekleyişimiz var:
- Her şeyden önce ülke genelinde yatırımlar, üretim ve istihdam artsın istiyoruz. Bunlar olacak ki ülke zenginleşsin, insanların geliri artsın.
- Fakat tek başına üretmek yetmiyor. Günümüzde önemli olan kıt kaynakların en verimli şekilde kullanılması. Bunun için talebi olan, katma değeri yüksek ürünleri, dünya pazarında rekabet şansı bulunan maliyet ile üretmek gerekiyor.
- Bu da yetmiyor. Çünkü her ülke bu arayışın peşinde. Bunun için farklılık yaratmak gerekiyor. Farklılık ise teknoloji, araştırma-geliştirme, yenilikçilik ile yaratılabiliyor.
Başbakan bu konudaki teşvikleri "İhracat odaklı ve ithalatı azaltıcı yatırımlar" olarak değerlendiriyor.
Eğer bir yatırım sonucu gerçekleşecek üretin dünya kalitesinde ve fiyatında ise bu ürün dışarıya ihraç edilir, içeriye ithalatı önler.
Sonra özel hedeflerimiz var:
- Ekonominin döviz dengesini sağlamak için (1) Döviz üreten -ihracat gücü olan- üretime öncelik vermek zorundayız. (2) İthalatı artıran-cari açığı büyüten girdileri ve malları içeride üretmek zorundayız.
- Sanayide belli bölgelerdeki yığılmayı önlemek zorundayız.
- Doğu ve Güneydoğu'nun özel durumu nedeniyle bu bölgelerdeki yatırım ve üretime özel destek sağlamak zorundayız.
Bakan Çağlayan, Sanayi Stratejisi ve Envanteri konusunda yapılan toplantılarda, yeni teşvik sisteminin hedefini 3 Y olarak açıklamıştı:
- Yüksek teknoloji
- Yüksek katma değer
- Yüksek rekabet gücü.


Başbakanın açıkladığı yeni teşvik politikaları genelde bütün bu hedefleri dikkate alan politikalar.
 

Ancak (1) Uzun vadeli bir sanayileşme stratejisinin henüz hazırlanamaması (2) Ölçek ekonomisine dikkat edilmemesi nedeniyle, teşvik politikasının mevcut yapıya dayandırılması kaçınılmaz olmaktadır.
 

Mevcut yapıda Türk ekonomisinin yakın, orta ve uzun dönemde hangi tür üretimde odaklanacağı konusunda belirsizlik vardır. Bu nedenle genelde belli üretim dallarında yoğunlaşma devam etmektedir.
 

Mevcut yapıda orta ve küçük ölçekli işletmeler öne çıkmakta, ekonomik ölçekli (büyük ölçekli) üretime geçilememektedir.
 

Dünya pazarında rekabete çıkabilmek için araştırma-geliştirme, teknoloji, yenilikçilik ve farklılık konularında harcamaları yapabilecek, kadroları oluşturabilecek ekonomik ölçekli yatırımlara ve üretime ihtiyaç vardır.
 

Uzun süredir Türkiye'de bu tür bir yatırım gerçekleşmemiştir.
 

KOBİ'ler Türk ekonomisinin dinamiği haline gelmiş durumdadır. Bu çok iyi bir gelişmedir ama yetersizdir.
 

İmalat sanayinde 250'den fazla işçi çalıştıran işyerlerinin sayısı toplam işyerlerinin yüzde 8.5'u kadardır. Fakat bu işyerleri toplam katma değerin yüzde 72.4'ünü oluşturmakta, toplam istihdamın yüzde 54'ünü sağlamaktadır.
 

Bir başka önemli nokta sanayii İstanbul ve İzmit'ten Anadolu'ya yayma arayışıdır. Bu çok önemlidir. Türkiye'de imalat sanayin de yaratılan toplam katma değerin yüzde 25'e yakını İstanbul'da yüzde 15'ten fazlası İzmit'te, yüzde 12'si İzmir'de yüzde 6'dan fazlası Bursa'da gerçekleştirilmektedir..
Bu kadar büyük katma değer yaratan kuruluşların bulundukları bölgeden başka bölgelere taşınmaları çok zordur.
 

Bugün Bakan Çağlayan teşvik politikası hakkında daha geniş bilgi verecek.
Teşvik demek kamu kaynağından ödeme yapmak veya vergi tahsilatından vazgeçmek temektir.
Bunun bütçeye bir yükü vardır. Herhalde bu yük de hesaplanmıştır.
 

Hükümet iyi niyet ile, daha iyi bir teşvik politikası belirlemek arayışında ciddi çalışmalar yaptı. Uygulamanın başarılı olmasını ve iyilikler getirmesini dileriz. Önemli olan yatırımcılarımızın, sermaye gruplarının bu politikayı beğenmeleri ve katma değeri yüksek, dünya pazarında rekabet şansı olan yatırımlarını ve üretimlerini artırmalarıdır.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018