'Sigortacılara gıcığım abi!'

Sigortacılar ağızlarında kuş tutsa olmuyor, olmuyor. Geçen gün bindiğim takside sigorta sektörü ile ilgilendiğimi söyledim. Söz açılınca taksici, “Abi, ben sigortacılara gıcığım!” dedi. Onun da haklı ya da haksız, sigortacılarla ilgili kısa bir hikayesi vardı.

Sektörde memnuniyet oranı neredeyse yüzde 100'e yakın, ama sektörden şikayetçi olan, tazminat talebi reddedilen yüzde 2.5'un etkisi müthiş. 

Sigorta şirketleri Türkiye ekonomisine 77 milyar TL'lik teminat vermiş olmalarına rağmen herkes sigortacılara gıcık. Daha anlaşılır söylemek gerekirse, sigortacılar o teminatları vermeseler, ne o büyük yatırımlar olur ne de bir uçak havalanır…

Şirketler müşteri memnuniyetine bu kadar önem verirken, konu ile ilgili özel departmanlar kurmuş olsalar da yine kimseye yaranamıyor. Şirket ile çözemezsen Sigorta Tahkim Kurulu'nda hakkını arayabiliyorsun. Mahkemelere yıllarca gidip gelmeden. 45 günde sonuçlanan bir müracaat kimde var?

Ben geçenlerde Greyder marka bir ayakkabı aldım. Yapım ya da dizayn hatası var, ayağımı vuruyor. İki kez mağazaya götürdüm, işlem gördü; sorun devam etti. Fabrikaya gönderdiler sonuç sıfır. Bana mağazadan Tüketici Mahkemesi'ne gitmemi önerdiler. Ölme eşeğim ölme… O zaman düşündüm, sigortacılar bunların kat be kat üst hizmet veriyor ama yaranamıyorlar. 

Petrol fiyatlarının en düşük seviyesini yaşadığımız bugünlerde halen dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanıyoruz, ama trafik sigortası fiyatlarından şikayetçi olanlar akaryakıt fiyatlarından şikayetçi olmuyor. 

Sigortacılara gıcık olan meslektaşlarım da yok değil. Geçen hafta sonu, İnnovasyon Haftası'nda Türkiye'nin en büyük yenilikçilik ödülünü sigorta sektörü aldı, basında bunun haberini gören oldu mu, hatta sektör basının da bile? Sektör yetkilileri bir bakan ile bir araya gelmek için zorlanırken Mobil Kaza Tutanağı uygulaması ile birincilik kazanan Sigorta Bilgi Merkezi’nin Müdürü Aydın Satıcı, ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan aldı. 

Yani sigortacıların kendilerine gıcık olunmasında az da olsa katkısı yok mudur? Tabii ki var. Fakat sektör çepeçevre saran bir kuşatma halinde. Trafik sigortalarında fiyatların artmasından herkes şikayetçi. Sigorta şirketleri bu fiyatları keyfinden artırmıyor. Ortada büyük bir zarar var. Bunun sebebi sadece sigorta şirketleri değil. Kamu otoritesinin ihmali var. Sektörün bu zararı etmesinin kanun koyucu nezdinde bir çözümü var elbette. Buna bir çözüm bulunamazsa, fiyatların artmasının önüne geçilmesi zor. Ha belki, Hazine yine zor olanın yerine kolay olanı seçip, hususi araçların trafik sigorta primlerine de üst limit getirebilir. Yapar mı yapar…

Ayağımıza kurşun sıkmaya devam

Sektör ve sektör endüstrisinde ekmek yiyen yüz binlerce kişinin birbirine kenetlenme günü bugün bence. Şirketi, acentesi, eksperi, tedarikçisi bir araya gelip bu kötü gidişe bir çare arayacakken, geçen gün baktım acenteler TBMM'de milletvekillerine gidip şirketlerin komisyonların düşürülmemesi konusunda destek istemişler. Vallahi bravo dedim. Gerçekten sigortacıların en büyük düşmanları yine sigortacılar. Ben bu arkadaşlardan sektörün zarar etmesine neden olan konularla ilgili siyasi otoriteden destek istemelerini beklerdim. Yazık.