Singapur, teknik devlet ve Çandarlı limanı

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

Dengeli bir yaşam için, sosyal mesafe, mekansal mesafe, zamansal mesafe gibi, deneysel mesafe de gereklidir. Deneysel mesafe, hayal ettiklerimizle yapabildiklerimiz arasındaki uzaklıktır. Toplumsal kalkınmada katedilen deneysel mesafe, insan aklının öngörme ve önlem alma disipliniyle neleri başarabileceğini kanıtlar. Singapur örneğini inceleyenler, insan aklıyla maddi ve kültürel zenginlik üreterek, yaşamı kolaylaştırmanın nerelere kadar götürülebileceğine tanıklık eder.

Lee Kuan Yew'in Singapur deneyimini kısa da olsa bir kez daha gözleme fırsatı buldum. Ulaştığım sonuçları, ülkemizden bir örnekle karşılaştırarak anlamak ve anlatmak istiyorum.

Singapur başarısını anlatanların çoğunluğu “Dünyanın en hızlı ve etkin işletilen limanını yarattık” iddiasını en öne koyar. Singapur limanı, teknik devlete sahip çıkan anlayışının çok somut örneğidir.

Analizle kaynak yapmaktır

Teknik devlet, öngörme ve önlem alma disiplinine gölge sadakatı göstermektir.

Teknik devlet, alışkanlıklara asla ödün vermemek, fayda/maliyet, kar/zarar analizlerine dayalı kaynak tahsisi yapmaktır.

Teknik devlet, belirlenen ilkeleri, alınan kararları ödünsüz gözetmek ve denetlemektir.

Teknik devlet ,yurttaşların zihninde en küçük bir şüphenin kırıntısını bırakmayan açıklıkta "hesap verebilen kurumlara, o kurumlara hayat dolduran insanlara" sahip olmaktır.    

Teknik devlet, toplumun maddi ve kültürel zenginliğini sürekli artırmak, insanların yaşamlarını kolaylaştırmaktır.
Bu hafta başında Kuzey Ege'de olup bitenleri gözlemek için saha çalışması yaptım. Aliağa'dan Çandarlı' ya geçerek Çandarlı' da inşaatı biten dalgakıran çevresinde yapılan çalışmaları yerinde görmek istedim.Yörede gelişmeleri izleyen çok sayıda insanla konuşup, çapraz sorgular yaparak insanların beklentilerini öğrenmek istedim.

Hesap vermeme kibri

Başka bir yazıda ayrıntısını anlatmak istediğim Singapur örneğinin tam tersi gelişmeler yaşadığımız izlenimini edindim; teknik devlet disiplininden uzaklaşan, aşırı pragmatist tutumun, hesap vermeyen kibrin kaynaklarımızı israf ettiği kanısı zihnimde iyice pekişti.

Neden bir yetkili çıkıp Çandarlı limanı dalgakıranının “dolgu dalgakıran” olarak ihale edilmesinden vazgeçilip “kazık dalgakırana” dönüştüğünü belge ve bilgileri ile herkesin zihninde netleşen bir anlatımla sunmaz?

Sorumlular, neden liman dalgakıranı bittiği halde, bağlantı yollarının eş zamanlı olarak yapılamadığını inandırıcı gerekçelerle ortaya koymaz?

Neden bir yetkili, başlangıçta 25 milyon ton/yıl olarak ihale edilen, şimdilerde  12 milyon ton/yıl kapasite telaffuz edilen, Akdeniz'deki ana arterlerden konteyner transferlerini ülkemize çekeceğine ilişkin güçlü beklenti yaratılan Çandarlı limanıyla ilgili başlangıçtaki iddialı söylemlerden geri çekilmenin gerekçelerini açıklamaz?

Rakip analizi

Neden tüy bitmemiş yetimin hakkı olan kamu fonlarıyla yapımı başlatılan Çandarlı limanının, Çinli bir şirketin işlettiği Yunanistan'daki Pire Limanı ile rekabet koşullarının ayrıntısını yansıtan rakip analizlerine ilişkin bilgi bizlerden esirgenir? 

Neden, "Çandarlı'da rüzgar öylesine sert esiyor ki, bu limanda konteyner elleçlemesi ciddi biçimde aksayabilir" söylentilerini ortadan kaldıracak açıklamalar yapılmaz?

Bizim çok önemli sorunumuz, teknik devletin gereği olan hesaba, kitaba, açıklığa, geri bildirime, ödünsüz gözetim ve denetime, kibir ve üstünlük inancının tuzağına düşmemeye gereken özeni göstermemektir.

Çandarlı limanı bir ölçüdür. Bugün  kararlara doğrudan ve dolaylı etki yapan hepimiz  için ölçüdür. Çandarlı limanında olup bitenleri ayrıntılarıyla tartışmayan bir toplum  geleceği nasıl inşa edebilir? Kolektif aynakları doğru zamanda, doğru yerde, doğru ölçülerle harcadığımızı herkese kanıtlamalıyız; hiçbir yurttaşın zihnine en küçük bir kuşkunun gölgesi kalmamalı.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar