Aroma, sebze suyu üretimine el atıyor

Yılda 125 bin ton meyve işleyen Aroma, meyve suyundan sonra sebze suyu üretmeye de başlıyor. Şirket, gelecekte meyve sularına vitamin, mineral gibi çeşitli fonksiyonelleri de eklemek istiyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ESRA ÖZARFAT

BURSA - Aroma, halihazırda üretimini yaptığı meyve sularının yanına sebze suyunu da ekleyecek. Firmanın gelecek planları arasında meyve suyuna vitamin, mineral ve destekleyiciler gibi çeşitli fonksiyonelleri de eklemek yer alıyor.

Aroma, Bursa’daki tarımsal sanayileşmenin öncülerinden biri. Bugün yılda 125 bin ton meyve işliyor. Meyve suyu, doğal kaynak suyu ve gazlı içecekler geniş bir ürün yelpazesine sahip olan Aroma, entegre tesisinde ürettiği yüzde 100 meyve suyu ile nektarlarını Aroma ve Meyöz, meyveli içeceklerini Aroma Tropical, gazlı içeceklerini ve limonatayı Aroma markasıyla piyasaya sunuyor. Ayrıca Aroma Ömer Duruk Doğal Kaynak Suyu markasıyla su pazarında da yer alan firma aylık 10 milyon litre su üretim kapasitesine sahip. Toplam cirosu 200 milyon lira olan Aroma, Almanya’dan Malta’ya, Kanada’dan Dubai’ye kadar dünyanın pek çok ülkesine de ihracat yapıyor.

Ar-Ge çalışmalarını farklı tatlar üzerine yoğunlaştıran Aroma, önümüzdeki süreçte sebze suyu segmentinde de üretim yapmayı planlıyor. Özellikle domates ve havuç tabanlı sebze suyunun etrafında çeşitlendirilecek yeni lezzetlerle ilgili çalışmalarını sürdüren Aroma’nın gelecek planları arasında meyve suyuna vitamin, mineral ve destekleyiciler gibi çeşitli fonksiyonelleri de eklemek yer alıyor. Aroma Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mahmut Atom Duruk; “Bazı firmalar çıkardı ama toplum henüz hazır değildi ve geri çekti. Bu toplumun talebine göre ortaya çıkacak. Biz de sebze suyu pazarına gireceğiz. Özellikle domates ve havuç tabanlı sebze suyunun etrafına diğer sebzeler eklenerek oluşturuluyor. Gün içinde ihtiyacımız olan ve dışarıdan aldığımız vitamin, mineral ve destekleyicileri de meyve ya da sebze suyuyla birlikte almaya başlayacağız” diye konuştu.

Türkiye tarımda ölçek ekonomisine geçemedi

Kişi başı meyve suyu tüketiminin Türkiye’de yıllık 8 litre, Avrupa’da ise 45 ila 50 litre arasında değiştiğini belirten Mahmut Atom Duruk, son yıllarda sektörün daraldığını kaydetti. Meyve üretiminin de endüstrisi için yeterli olmadığını vurgulayan Duruk, “Devletin toplulaştırma projesini hızlandırması lazım. Ölçek ekonomisine geçip topluma ucuz meyve ve meyve suyu sunması gerekiyor" dedi.

'Yenilikleri zor kabul ediyoruz'

Glisemik indeks konusunun henüz çok dillendirilmediğine ancak önümüzdeki süreçte gündeme geleceğine işaret eden Mahmut Atom Duruk, pankreasın yorulmadan tüketebileceği, vücuda enerji verecek bir şeker tipinin öne çıkacağını vurguladı. Burada da elma ile tatlandırılmış meyve sularının önem kazanacağına dikkat çeken Duruk, Aroma olarak sadece elmayla tatlandırılan nektarları pazara sunacaklarını ifade etti. Mahmut Atom Duruk, “Şekerden kaçamazsınız. Beyindeki nöronların tam çalışabilmesi için en çok kullandığı enerji şeker. Elmadaki şeker vücudu yormuyor” diye konuştu. Türk toplumunun yiyecek ve içecekte çok konservatif olduğunu dile getiren Mahmut Atom Duruk, yeniliklerin zor kabul gördüğünü, Aroma’nın Bursa şeftalisiyle ürettiği meyve suyunun toplumda ilk kez bir kırılma sağlayarak vişne suyu tüketiminin önüne geçtiğini hatırlattı.

'Markaların önünü market markaları kesiyor'

Büyük marketlerin istediği yüksek raf bedelleri karşısında üreticilerin marketlerin markalarına özel üretimlere yoğunlaştığının altını çizen Mahmut Atom Duruk, “Bunun üzerine Türkiye’de marka gelişemiyor. Bu konuda Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) olarak Sanayi Bakanlığı’nı uyardık. ‘Marketler yüzde 20'nin üzerinde private label çıkarmasın, yüzde 80 normal markaların olsun. Bu markaların Türkiye’nin geleceği için gelişmesi ve dünyaya açılması lazım’ dedik. Ama kabul görmedi. Private label arttı. Private label markaları öldüren bir yapı. Bu markalar öldüğünde yurt dışında dünya markaları bir anda pazara girecektir. Private label öyle bir boşluk yaratacaktır. Marka yaratamadığınız zaman gerek ülke imajınızı, gerekse toplumdaki geleceğe yönelik yapıyı öne çıkartamazsınız. Markanın önünü kesiyorsun market markalarıyla. Türkiye bir tarım ülkesi olarak gıdada kaç marka yarattı da dünya çapında isim yapabildi. Bunun müsebbibi bu doğrultuda karar almayan mercilerdir” açıklamasını yaptı.

'Spekülatif haberler çabuk kabul görüyor'

Tıp doktorlarının beslenme konusunda yeterli eğitim almamalarına rağmen yayın kuruluşlarında çeşitli bilgiler verdiklerine dikkat çeken Duruk, bunun toplumda algı bozukluğuna neden olduğunu savundu. Mahmut Atom Duruk şu değerlendirmeyi yaptı; “Doktor olmalarının verdiği özgüvenle bir bilgi karışıklığı yarattılar. Spekülatif haberler Türk toplumunda çabuk kabul görüyor. Bunu önleyemiyoruz ama zaman içinde bu algı bedensel ihtiyaca göre değişecektir.”