b-fit, kadınlar için fon desteğiyle girişimcilik merkezi kuruyor

Kadınlara spor yapma alışkanlığı kazandırma amacıyla kurulan b-fit markasının yeni hedefi kadınlara yönelik meslek okulları kurmak.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

didem-eryar-unlu-005.png

2006 yılında yarattığı b-fit markasıyla Türkiye’nin dört bir yanında kadınları spor yapmaya ve girişimci olmaya teşvik eden Bedriye Hülya, şimdi de eğitim merkezleri projesi üzerinde çalışıyor. Hayali olan kadınlara yönelik meslek okulları kurmak. 

b-fit, 2006 yılında her yaş ve gelir grubundan kadına spor yapma alışkanlığı kazandırarak daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürdürmelerini sağlamak amacıyla kuruldu. Türkiye’nin ilk ve en yaygın kadınlara özel spor ve yaşam merkezi olan b-fit, kadın girişimciliğini destekleyen, kadınlara istihdam sağlayan ve franchising sistemiyle Türkiye genelinde ve yurtdışında büyüyen bir organizasyon. Bir sosyal girişim örneği. 

b-fit 10 yılını geride bıraktı. Bugün 50 ilde 196 franchise, 250 kadın girişimci ve 400 bin kadın üye ile yoluna devam ediyor. b-fit ve kurucusu Bedriye Hülya bugüne kadar yaptığı çalışmalarla çok sayıda ödüle layık görülmüş. Bu ödüller arasında; 2009 yılında Endeavor Derneği tarafından “Yılın Girişimcisi”, 2012 ODTÜ Genç Girişimciler Topluluğu “Yılın Kadın Girişimcisi”, 2012 Sabancı Vakfı “Türkiye’nin Fark Yaratanı”, 2013 Schwab Vakfı Türkiye Sosyal Girişimcisi, 2014 Ekonomist, Kagider ve Garanti Bankası “Kadın Sosyal Girişimcisi”, 2015 Genç Türkiye Zirvesi Genç Türkiye Kategorisi “Girişimci Şirket Ödülü”nü sayabiliriz. 

Yeni projeleri hakkında sohbet ettiğimiz Bedriye Hülya, geçtiğimiz 2,5 yıldır bir yeniden yapılanma dönemine girdiklerini, bilinçli olarak büyümeyi stabil hale getirdiklerini söylüyor. “Çünkü çok hızlı büyüdük. Önümüzdeki dönemde ise altyapıyı sağlamlaştırmaya karar verdik” diye ekliyor. Bedriye Hülya’ya kulak verelim ve hem yeniden yapılanma sürecini hem de yeni planlarını dinleyelim: Kadının işini sürdürememesi için tüm koşullar mevcut “Son 2.5 senedir yeninden yapılanma sürecine girdik. Büyümeyi durdurduk. Çok hızlı büyüdük. Önümüzdeki dönemde altyapıyı güçlendirmeye karar verdik. Kadınlarla çalışıyoruz ve kadınların yanında olmak gerekiyor; çünkü mesele kadının iş kurması değil, bunu sürdürebilmesi. 

Kadının işini sürdürememesi için gerekli olan tüm koşullar mevcut. Kadınların destek sistemine ihtiyaç var. Bu da kolay bir konu değil. Biz işin başında telefonla, arada bir ziyaret ederek destek veririz diyorduk, ama bu yeterli değil. Bizim onların yanında olmamız gerekiyor. Yoksa kendilerini yanlız hissediyorlar; çünkü etrafl arındaki insanlar o işi neden yapmaması gerektiğini anlatıyor. Biz kadınlar için girişimcilik merkezi kuruyoruz. Merkez eylülde açılacak. JP Morgan Fonu ile açtığımız merkez hem kadın girişimcilere eğitim fırsatı sunacak hem de bir kuluçka merkezi olacak.” 

Yakından destek veriyoruz 

“Türkiye’yi bölgelere ayırdık ve bölgelerden sorumlu insanlar atadık. Bu insanlar bölgelerdeki franchise’larımıza hizmet veriyorlar. Pazarlama, satış bilgisi ve müşteri hizmeti konularında destek veriyorlar. Bizim sistemimiz son derece açık bir franchise sistemi. Herkes kendi fikirlerini sisteme yansıtabiliyor. Yeniliklere açığız. Sosyal bir şirket olduğumuz için aslında her şeyi birlikte yapıyoruz. Hedefimiz kadınlara fayda sağlamak, toplumun kanayan yarasına çözüm üretmek. b-fit’te sadece kadınlar spor yapıyor ama biz aslında kadın ve erkeğin birlikte varolması gerektiğine inanıyoruz. Fakat kadının güçlenmesi için önce çalışması gerekiyor. Biz de bunu gerçekleştiriyoruz.”

Kreş sorunu kesinlikle çözülmeli 

“Kadının istihdamdaki payının artması için kreş sorunu kesinlikle halledilmeli. Bunun için devlet desteği gerekiyor. Eğitim düzeyi çok yüksek olmayan bir kadın işe başladığında, kreşin parasının ödenmesi mümkün olmuyor. Bunun yanı sıra, her seviyeden rol modellerin çıkması çok önemli. Kendi emeği ile birşeyler üretmeye başlayan sonrasında da büyük şirketler kuran kadınlar ön plana çıkartılmalı. Kadının en önemli kimliğinin anne olarak ortaya konuyor olması, çalışan kadında ‘ebedi suçlu’ hali yaratıyor. Toplum bize, ‘ana bakıcı’ olma görevini yüklüyorsa, bizim bu rolden çıkmamız çok zor. Erkekler de arkanızdayız diyorlar. Arkamızda olmayın, yanımızda durun. Her şeyi eşit paylaşalım. Bazı arkadaşlarım var. Kadınlar üst düzey pozisyonlarda, erkekler evde çocuk bakımını üstleniyor. Bu onların erkekliğini azaltmıyor, tam tersine insanlığını yüceltiyor. Erkek rollerimizi oynamaktan çekniyoruz, erkekler feminen rollerini oynamaktan çekniyor. Oysa bunları yerine getirsek tam insanlar olacağız.”

Çeyiz yapmak yerine kızınızı İngilizce kursuna gönderin 

“İşe başlamadan önce 10 bin kadını kapsayan bir araştırma yaptık. ‘En fazla neyiniz yok?’ sorusuna kadınların verdiği cevap ‘zaman’. Kadının evlenmeden önce bile ev içinde sorumlulukları var. Sanki doğuştan görevimizmiş gibi kabul edilen işler var ve bir talimatnameyle dünyaya geliyoruz. Evi temizle, sofrayı hazırla, tek başına sokağa çıkma gibi. Kadının bu şartlarda motivasyon bulması çok zor. Rol modeller çok az. Oysa annelerin çeyiz yapmak yerine kız çocuğunu İngilizce kursuna göndermesi lazım. En büyük ziynet bilgi. Etrafta bir sürü beyaz atlı prensini bekleyen kadın var. Ben kendimi keşfedeceğim diyen kadın sayısı ise az.”

Çocuklardan sonra yaşlılar da spor yapacak 

“10 yıl önce kadınların hareket etmediğini gördük ve b-fit’i kurduk. 2011’den bu yana ise Muzipo ile çocuklarımıza harekete özgürlüğü sağlıyoruz. Muzipo Kids’in amacı; çocukları gerçek potansiyellerini keşfedebilecekleri, değişim sağlayabilecekleri, eğlenceli, yaratıcı, güvenli, haklarını gözeten bir ortamda, bilimsel yöntemlerle sağlıklı bir hayata hazırlamak ve anı dolu dolu yaşamaları için hareketlendirmek. Çocuklar için bir tür hareket üssü olan Muzipo, 18 ayla-12 yaş arası çocuklara yönelik. Bunun yanı sıra, yeni iki projemiz daha var. Birisi, kadın ve erkeklerin birlikte spor yapacakları “Stüdyo”; diğeri ise 60 yaş ve üstünü spor yapmaya yönlendirmeyi hedefl ediğimiz yeni bir mekan.”

Bu konularda ilginizi çekebilir