Bankacılık kuralları teknoloji ile yeniden yazılıyor

İş Bankası’nın CIO’su Hakan Aran, bankalara, “Lisans yolu ile elde ettiğiniz ayrıcalıklar bugün sizi korur. Yarın bu lisanslar başka kurumlara da verilebildiğinde, müşteri ile temas kimdeyse müşteri onda kalır” diyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

SEVGİ DEMİRKALE

Rakipleri arasında alternatif ödeme çözümü sunan şirketlerin yanında telekom operatörlerini, perakendecileri ve hatta sosyal ağları görmeye başlayan bankalar, dijitalleşme konusunda önemli bir sınavdan geçiyor. Türkiye’nin ikinci en büyük bankası olan İş Bankası’nın CIO’su Hakan Aran, “2020 itibariyle ya dijitalleşen ya da yok olan bankaları görmeye başlayacağız” diyerek dönüşümün bankalar için yıkıcı tarafına dikkat çekiyor. 

“Artık bankalar, sundukları çözümleri, bankacılık süreçleri olarak değil, müşterinin hayatında yaşadığı zorluklara yanıt verebilme bakış açısıyla değerlendirmek zorunda. Bankaların faaliyet alanlarını genişletmesi, müşterileri ile güvene dayalı kurduğu ilişkiyi farklı alanlarda sunacağı çözümlerle avantaja dönüştürmesi gerekiyor. Bu dönüşümü gerçekleştiremezse bankacılık, katma değeri düşük bir alana sıkışıp kalacak ve giderek kârsız bir alan haline gelecek” diyen Aran, geliştirdikleri Parakod mobil uygulaması üzerinden Cinemaximum sinemalarında sinema bileti alınabilmesini örnek olarak veriyor: “Uygulama üzerinden sadece sinema bileti almıyorsunuz. Aynı zamanda, vizyondaki filmleri görebiliyor, puanlayabiliyor ve hatta filmlerle ilgili yorum yapabiliyorsunuz. Uygulamayı farklı banka kartlarıyla da kullanmanız mümkün." Aran, bu alanda akla gelen ilk gelen uygulama olmak istediklerini söylüyor ve ekliyor: “Çünkü böyle bir uygulamayı başkası geliştirdiğinde tamamen devre dışı kalma riskiniz var." 

“Müşteriye daha yakın olmak zorundasınız” 

Bankaların sosyal medyadan yararlanırken de dikkatli olması gerektiğini dile getiren Hakan Aran, müşteriye kimin sahip olduğunun daha önemli hale geldiğine dikkat çekiyor. Aran, açıklamasını şöyle sürdürüyor: “Lisans yolu ile elde ettiğiniz ayrıcalıklar bugün sizi korur. Yarın bu lisanslar başka kurumlara da verilebildiğinde, müşteri ile temas kimdeyse müşteri onda kalır. Sabah uyandığınız andan akşam yatana kadar elinizin altında olan, her zaman erişebileceğiniz, probleminizi hızlı bir şekilde çözen kurum, adı ne olursa olsun, varlığını sürdürür. Bu nedenle lisansa bel bağlamamak gerekiyor. Gücünüzü hangi sektörden alıyorsanız, onu, müşteriye daha yakın olarak sürdürmeniz önemli olan.” Dijital dönüşüm etkisini en çok bankaların kanal yapılanmasında gösteriyor. Kısaca ADK denilen alternatif dağıtım kanallarının, mobil ve dijital mecraların önemli hale gelmesiyle ana dağıtım kanallarına dönüştüğüne dikkat çeken Aran, “Müşterilerin işlem yapma tercihleri gözle görünür bir şekilde mobile kayıyor. Şubeler hala müşteri kazanımında birincil kanal. Ancak regülasyonlar, ıslak imzaya bağlılığı ve yüz yüze kimlik kontrolünü zorunluluk olmaktan çıkararak dijitalleşmeye ayak uydurduğu zaman, o zaman bankalar şube yapılanmalarını, sayılarını ve fonksiyonlarını gözden geçirmek zorunda kalacak” açıklamasında bulunuyor. 

Yeni sürprizlere hazırlanıyor 

Dijital dönüşümü gündeminin birinci sırasına yerleştiren İş Bankası, 2014 yılında önemli bir dijital dönüşüm programı açıkladı. Bu program çerçevesinde teknoloji yatırımlarının hızla devam ettiğini kaydeden Aran, Mayıs ayı itibariyle yeni veri merkezine geçme konusunda çalışmalarını başlattıklarını söylüyor. Banka, temel bankacılık uygulamalarının modernizasyonu ve tüm kanalların dijitalleşme ve farklı kanallar üzerinden aynı müşteri deneyimini sunabilme anlamı taşıyan “omni-channel” bakış açısına uygun hale getirilmesi konusunda da yoğun çalışmalar yürütüyor. 

2016 sonunda yeni veri merkezlerine geçiş yapacaklarını ve temel bankacılık uygulamalarını tamamen yenilemiş olacaklarını açıklayan Aran, ayrıca özellikle mobil tarafta dünyada bile ilk olabilecek yeni çözümleri sunmak için gün saydıklarının da müjdesini veriyor.