Madenciliklerini suya da taşıdılar Avşar markası ile ihracata başladılar

Dünyaca ünlü endüstriyel tasarımcı Defne Koz ile çalıştılar. Türkiye’nin önemli mermercisiyken şimdi de üst segment için maden suyu üretmeye başladılar.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Gökhan KARAKURT

AFYONKARAHİSAR - Onların hikayesi 15’inci yüzyıla kadar uzanıyor. 1532 yılında ailelerinin demircilik yaptığına dair belgeleri var. Soyadları ‘Demirel’ de buradan onlara yadigar. Cumhuriyetle birlikte aile madencilik alanında faaliyet göstermeye başlıyor. Öyle ki Anıtkabir’de onların ocaklarından çıkan mermerler kullanılıyor. Yokluk koşullarında mermer için kendi makinelerini de imal etmeye başlıyorlar. Bugün Demirci Hacı Ömer Oğulları Şirketler Grubu olarak faaliyet gösteren ve dünyanın dört bir yanına mermer ihraç eden, firmanın son kuşak temsilcisi Tarık Demirel, artık ‘suyun da madenciliğini yapmaya başladık’ diyor. İscehisar ilçesindeki maden suyu kaynağının ruhsatını 2008 yılında alan Demirel, hem tasarımı hem de hedef kitlesiyle A sınıf bir maden suyu markasına hayat vermiş durumda. 

Tarık Demirel, mermer firmaları Demmer ve mermer makineleri üreten firmaları Demmak’ta toplam 750 kişiye istihdam sağladıklarını söylüyor ve maden suyu yatırımıyla bu rakamın 800 kişiye çıktığını belirtiyor. Gruplarının atılımını babası Şuayip Demirel’in yurtdışı vizyonu ile yaptığını kaydediyor Demirel ve şunları söylüyor: “Babam elektrik elektronik mühendisi. 1982 yılında ilk ihracatımızı mermer üretiminin anavatanı İtalya’ya gerçekleştiriyor. 90’lı yılların başında annem ile birlikte Amerika’da fuara katılıyor. Oraya da ihracata başlıyor. Bizim tüm ihracat gerçekleştirdiğimiz firmalar, iş ortaklarımız gibi. Çok sağlam ilişkiler kuruyor.” 

Kendisinin de 2010 yılında Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümünü tamamlayarak, şirkete dahil olduğu anlatan Tarık Demirel, “Mermer grubunda çalışmaya başladım. Ama sonra Avşar Maden Suyu’nun başına geçtim. Burada şu an 10 bin metrekare kapalı alanımız var, saatte 50 bin şişe üretim kapasitesi olan bir makinemiz var. Bu da günde yaklaşık 1 milyon şişeye tekabül ediyor. Tesisimizin altyapısını yılda 1.5 milyar şişeye göre planladık. Bu hedefin altyapısı da ona göre şuan hazır bulunuyor. Beş yıl içinde, 1.5 milyar şişeyi üretecek şekilde dizayn ettik ancak şu an bu sayı yıllık 300 milyon şişe civarında” diyor. 

Amerika’dan Tayland’a Avşar ismiyle ihracat 

Maden suyu markalarını ‘Avşar’ olarak belirleme süreçlerine de dikkat çekiyor Demirel ve, “O bölgede Avşar boyları yaşarmış. Bu nedenle oradan geçen bir derenin ismi Avşar Deresi. Biz de bu nedenle Avşar ismini tercih ettik. Hatta içinde Türkçe karakter ‘ş’ harfi olması nedeniyle bu ismi önermediler. Ancak babam tam da bu nedenle ihracata yollayacağımız markamızın bu olması gerektiğine karar verdi” şeklinde konuşuyor. Demirel, “10 ülkeye ihracat yapıyoruz. Amerika, Tayland, Irak, Belçika, Çin, Güney Afrika ve Azerbaycan’a ihracat yapıyoruz. Bizim yurtdışındaki bağlantılarımızın çoğu mermerden kalan bağlantılar. Onlar da bizimle birlikte mermerciliğin yanına maden suyunu eklediler. Çok uzun yıldır bizden mermer alan müşterilerimiz yurtdışı bayimiz oldu” diyor. Maden suyunda son tüketiciye hitap ettiklerini ve satışının mermerden çok farklı olduğunun altını çizen Demirel, “Satış kısmı mermerden çok farklı. Maden suyunda son tüketiciye hitap ediyoruz, hedef kitlemiz değişmiş oldu” şeklinde konuşuyor. 

Üretimin yüzde 30’u ihracata gidiyor 

Ürettikleri maden suyunun üst segmente hitap ettiğini söylüyor Demirel, “Şuan 10 çeşit meyve aromalı ve bir de sade maden suyumuz var. Bunlara ek limonata ve gazoz da ürettik. Hepsini yılbaşı itibarıyla piyasaya sürdük. Dağıtım kanallarımızı oluşturduk” diyor. Demirel, şunları söylüyor: “Mandalina c-plus, mango-ananas ve yeşil elma aromalı ürünlerimiz var. Bunlar farklı lezzetler olduğu için diğer üreticilerden ayrışabiliyoruz. Bizler bütün dünyada bu ürünlerimizi satmak istiyoruz. Zaten ihracatçı bir firma olduğumuz için biz bu işe koyulurken de bu ürünleri tüm dünyaya yayma hedefindeydik. Şuan üretimimizin yüzde 30’unu ihracata yolluyoruz.

Bu yüzdeyi sürekli artırarak ilerlemeyi düşünüyoruz. Yurt dışına baktığımız zaman içicek pazarında mineralli su tüketimi yüzde 50’lerde. Türkiye’de yüzde 5’lerin biraz üzerinde. Geçen yıl sektörümüz yüzde 11 büyüdü. Geçen yıl Türkiye’de 3.5 milyar şişe maden suyu tüketilmiş. Bu da sektörün hızlı bir büyümeye sahip olacağını gözler önüne seriyor.” 

İlk yılda 30 milyon ciro 

Demirel, gruplarının 100 milyon lira TL ciro yaptığını anımsatıyor ve ekliyor, “Bu yıl maden suyundan da 30 milyon ciroya ulaşarak toplamda 130 milyon ciroya ulaşmak hedefindeyiz.” 

Maden suyuna yaptıkları yatırımı memleket sevgileri ile açıklayan Demirel, “Bu kaynak Afyonkarahisar dışında bir ilde olsaydı yatırım yapmazdık” şeklinde konuşuyor.

Afyon’da birlikte hareket edilerek büyük işler yapılabilir

Afyonkarahisar’ın zengin bir şehir olduğunu anlatan Tarık Demirel, doğal kaynakları termal suları gibi içinde çok fazla sektör barındırdığını ve birlikte hareket edildiğinde büyük işlerin yapılabileceği fırsatların olduğunu söylüyor.

Zincir kollu kesicide dünyanın 5 üreticisinden biri 

Mermer makineleri kullanımında İtalyan makineleri tercih ediliyor algısının olduğu bilgisini aktaran Tarık Demirel, şunları söylüyor: “Aslında biz kendi makinelerimiz konusunda da hız ve teknoloji konusunda çok iddialıyız. Ancak bunu ifade etmekde zorlanıyoruz. Aslında bizim bir blok kesme makinesi olan katrağımız var. Bu makine teknoloji anlamında dünyada en iddialı olduğumuz makinelerden biri. Ancak bunu izah etme konusunda eksikliklerimiz var. Bizim bir diğer ürünümüz zincirli kollu kesici Türkiye’de sadece biz üretiyoruz, dünyada ise dört, beş üreticiden biriyiz.’’ 

Jeotermal enerji için de yatırım 

Bölgede jeotermal kuyularının olduğu bilgisi veren Tarık Demirel “Oradaki yatırım elektrik üretelim düşüncesiyle çıktı. 5-6 kuyumuz bulunuyor ancak bunlar hep deneme kuyuları. Şuan jeotermal enerji elektrik üretmek için en verimli enerjilerden bir tanesi. Sadece burada suyu bulmak önemliydi. Mesela Afyon’da Gazlıgöl Bölgesi gibi bölgelerde termal anlamda kaynaklar vardı. Ancak bizim ilçemizin olduğu bölgede yoktu, biz böylece bizim de böyle bir kaynağımızın olduğunu keşfetmiş olduk” diyor.

Avşar’ın şişesi ünlü tasarımcı Defne Koz’un elinden çıktı 

Üst segmentte bir şey yapmak istiyorduk. Bunun için internetten ünlü tasarımcı Defne Koz’u araştırırken, kendisine bir mail attım. Şikago’da yaşamasına rağmen bize döndü. Ambalaj ve etiket çalışmalarımızı kendisi ile hazırladık. Sade bir damlayı anımsatan şişemiz ile şimdi piyasadayız. Horeca sektörüne hitap edeceğiz. Yani hotel, restoran ve cafe. İlk aşamada 20 santilitrelik bir ambalajla çıktık. Restoran gibi yerler için daha büyük şişelerle çıkma planımız da var. 75 santilitrelik ya da 1 litrelik şişelerle çıkmayı düşünüyoruz. Müşteri artık farklı bir sunum istiyor. Biz de içeriği açından özel olan maden suyumuzu özel bir şişe ile onlara ulaştırıyoruz.

Bu konularda ilginizi çekebilir