Sisteme rağmen

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ oaatac@gmail.com

Geçtiğimiz hafta sisteme rağmen elemanları sayesinde çalışan örgütlerle elemanlarına rağmen sistemleri sayesinde çalışan örgütlere değineceğimi söylemiş ve Filipinlere bir koli gönderme maceramı anlatmıştım. 

Sizin de tahmin edebileceğiniz gibi Bakırköy Adliye binasındaki PTT ofisine vardığımda 18’er kiloluk paketleri ileri geri taşımaktan ve öfkemden dolayı her tarafımdan fışkıran ter içinde PTT’nin çalışmayan kurumlara bir örnek olacağına kesin kanaat getirmiştim. Tabii o sıralar aklımda kurumların neden çalışmadığı konusundaki düşüncelerim falan yoktu. Bundan seneler önce Endonezya’da bir konferansta benden sonraki Japon konuşmacıyla bir sohbet esnasında kendisiyle paylaştığım bu konuyu dinledikten sonra “Neden bunu makale olarak yazmıyorsun?” diyerek sormuştu. Kısmet olmadı desem yalan olur. Tembellikten.

PPT’yi vesile ederek şu çalışan ve çalışmayan şirketleri ayırt etmeye yarayacak bir model önermek istiyorum. Aslında bu modeli yazılarımı takip eden okurlarım hatırlayacaklardır. Umarım kullanıyorlardır da. Biliyorsunuz tüm yazılarımda işletilen ile işletmenin tıpkı bir araba ve şoför gibi birbirlerine karıştırılmaması konusunu tekrar tekrar işledim işliyorum. 

Tekrar özetliyeyim: İşletilen yani ‘işletme’ üretim ve pazarlama işlevleridir. İşleten yani yönetim tasarlanan bir strateji çerçevesinde işletmenin insan gücü, mali, fiziki kaynaklar ve alt yapı, stratejik ilişki ve bağlantıları ile tesis ve fiziksel kaynaklarını pazarlama ve üretim işlevlerinin amaçlarına ulaşabilmesi için planlamak, tedarik edip tahsis etmek ve kullanımlarını denetlemek etkinlikleridir.

Bu tanıma göre bir işletmenin başarılı olamama nedenleri de açıkça görülebilir. Şirketin ya stratejisi yanlıştır ya da kaynakların planlanması, tedariki / dağıtımı veya kullanımın denetiminde hata yapılmaktadır. Yani yönetim hatası yapılmaktadır. Bu nedenle işletmelerde ‘işletme hatası yoktur yönetim hatalarından kaynaklanan işletme sorunları vardır’ der dururum. 

Bu yönetim hataları yukarıda saydığım beş kaynağın biri veya daha fazlasının planlama, tedarik / dağıtım ve denetiminde yapılabilir. İşte burada kaynakların daha önce defalarca değindiğim bir özelliğini hatırlamak gerekir. Kaynaklar birbirlerinden bağımsız değillerdir. Başka bir deyişle genellikle birbirlerine çevrilebilirler. İşte bu nedenle bir kaynaktaki ‘mükemmellik’ başka kaynak veya kaynaklardaki ‘noksanlıkları’ örtebilir, onların planlanması, tedariki / dağıtımı veya kullanımın denetiminde yapılan hataları telafi edebilir. 

Sizin de kolaylıkla tahmin edebileceğiniz gibi hizmet sektörünü imalat sektöründen ayıran özelliklerden biri bu sektörün hizmetlerini üretme ve pazarlamada kullandığı kaynakların önem bakımından başlarda geleninin ‘insan gücü’ kaynakları olmasıdır. Diğer kaynakların ‘yönetiminde’ erişilebilecek ‘mükemmelliğe’ rağmen başarılı olamayan kurumlar genellikle insan gücü kaynaklarının ‘noksanlıklarından’ dolayı bu durumdadırlar. Bunun aksi de doğrudur. İnsan gücü kaynaklarının yönetiminde erişilecek ‘mükemmellik’ diğer kaynakların yönetimindeki zaafları örtebilir. 

İşte ben sisteme rağmen elemanları sayesinde çalışan kurumlar derken bunun bir örneğinden bahsediyordum. PTT örneğinde koli servisinde çalışan sözleşmeli Yasemin, Zuhal ve Arzu benim psikolojik olarak cinlerimi başıma sıçratan, fizyolojik olarak da bir manga adamdan sopa yemişe çeviren diğer dört kaynağın hemen hemen hepsindeki yönetim noksanlıklarını örttüler. Bunu bilinçli olarak halime acıdıkları için yaptıklarını da sanmıyorum. Sözleşmeli personelin seçimi, yerleştirilmesi, eğitimindeki mükemmelliğe atfetmek isterim. İnşallah öyledir. Belki de iyi eğitim ve aile terbiyesi almışlardır. Nedeni ne olursa olsun. Sistemi dökülen yüzünü PTT’yi bu genç hanımların gayreti örttü. Ben de sade vatandaş Osman Bey olarak oradan kendi kendime “Japon Profesör haklı bunu yazmak gerek” diyerek ayrıldım. 

Ben bu konuyu, yani şirketlerin başarı veya başarısızlık taksonomisini haftaya hazırlayana dek sizlerin de düşünmesini istediğim bir şey var. Bir küçük matematik problemi soracağım. Biliyorsunuz şirket başarı-başarısızlığı beş kaynağın bir strateji çerçevesinde pazarlama ve üretim hedeflerine ulaşılacak şekilde planlanması, tedarik ve dağıtımı ile kullanımlarının denetimlerine bağlıdır. Buna göre bir şirket kaç şekilde başarısız olabilir?

Sağlıcakla kalın.

(*) Osman A. Ataç, The Business Management System, ITC UNCTAD/WTO Geneva 2005.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teknokrat-Politikacı 30 Ekim 2019
Strateji mi? 23 Ekim 2019
Tenkisat 16 Ekim 2019
Kasvetli ilim 02 Ekim 2019
Zombiler 25 Eylül 2019
Yeni Bull 18 Eylül 2019
Bull 11 Eylül 2019
Neden olmuyor? 04 Eylül 2019
Olmayacak duaya... 28 Ağustos 2019