Siyasete yeni girenler için pazarlama rehberi-1

Güventürk GÖRGÜLÜ
Güventürk GÖRGÜLÜ PAZARLAMA 3.0 guventurk@portakalonline.com

Artık seçimlere yaklaştığımız hayatımızın her alanında hissedilir oldu. Pek sevilen deyimle “Seçim sath-ı mailine” girdik. Aday adayları, adaylar filan derken dört bir yanımız siyasi pazarlama malzemeleriyle dolup taşmaya başladı. Yok, seçim sonuçlarından filan söz edecek değilim. HDP barajı geçerse ne olur, geçmezse ne olur, CHP’nin oyu artar mı, MHP sürpriz yapar mı, AKP’nin oyu yüzde 40’ın altına iner mi ya da başkanlık sistemi ve benzeri konular zaten sabah akşam televizyon kanallarında tartışılıyor. Ben daha çok milletvekili aday adaylarına ve adaylarına yönelik birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum. Önceki yıllarda seçim dönemlerinde ve zaman zaman CHP üzerine yazdığım yazılarda siyasi pazarlama meselesine değindiğim oldu. Ancak madem seçimler bu kadar yaklaştı ve Ankara’ya gitmek için bavul hazırlayanların sayısı bu kadar arttı, milletvekili adayları için derli toplu bir kılavuz hazırlamanın da vakti  geldi diyorum. Buyrun kısa bir siyasi pazarlama rehberi bölüm bir: Bir milletvekili adayında, ya da bir politikacıda bulunması gereken, olmazsa olmaz özellikler. Bu özelliklerden ilk üçü kişisel hasletler. Çoğunlukla bir insanda vardır ya da yoktur. Sonradan kazanılması güçtür, ama imkansız da değildir. İkinci üçlü ise geliştirilebilir, eğitim öğretimle artırılabilir özellikler. Yeter ki niyet olsun.

1- Gerçeklik ve dürüstlük: “Gerçek olmak” Tarkan’ın şarkısında dediği gibi “Başkası olma kendin ol” anlamına gelir. Yani başkasını taklit etmekten kimseye bir fayda gelmez. Gelmemiştir de. Çünkü insanlar gerçeği varken taklitlerin yüzüne bakmazlar. Hepimiz “Taklitlerinden sakınınız” sözüyle büyümedik mi? Kendinizi başkalarını yerine koyun. Siz olsanız başkasını taklit etmeye çalışan birine oy verir misiniz? Gerçekliğin en önemli koşulu dürütstlüktür. Dürüstlüğün de daha önceki bir yazımızda değindiğimiz gibi iki boyutu vardır. Kendine karşı dürüst olmak ve başkalarına karşı dürüst olmak. Bu ikisini bir arada yapabildiğiniz zaman inanın ki, sırtınız yere gelmeyecektir. Kendine karşı dürüstlük, tek başınıza “Ben kimim ve neler yapabilirim” sorusuna kendini abartmadan cevap verebilmektir. Bunun için hırslarınızla yapabilirlikleriniz arasında bir denge sağlamanız gerekir. Hırsın yetenekten fazla olması da, bunun tam tersi de bir politikacı için en büyük tehlikedir. Dışarıya karşı dürüst olmanın anlamını ise hepimiz biliriz. Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol. Yalnız birincisi olmadan bu ikincisinin yapılabilmesi pek mümkün olmaz.  

2-Şeffaflık: Dürüstlük ve şeffaflık arasında bilindiği üzere ciddi bir fark var. Ancak dürüstlüğüyle öne çıkan pek çok politikacı aradaki bu farkı kaçırır. Dürüst olmayanlar genellikle şeffaflıktan kaçarlar, ama dürüst olmak da şeffaflığı garantilemez. Don Tappscott'ın dediği gibi, şeffaflık ve açıklık çağında yaşıyoruz. Eğer dürüst olmazsanız, insanlardan bir şeyler saklamaya çalışırsanız çok kısa sürede foyanız ortaya çıkar ve çok daha kötü bir duruma düşebilirsiniz. Belki de hiç hak etmediğiniz halde... Şeffaflığın da iki önemli gereği var. Birincisi dürüst olmayan bir davranış içinde olmayacaksınız, yalan söylemeyeceksiniz, kimseyi de kandırmaya çalışmayaçaksınız. İkincisi, bir hata yaptığınızda, hatanızı mümkünse önce siz fark edip söyleyeceksiniz veya hatanız fark edildiğinde gereksiz direnişte bulunmadan kabul edeceksiniz. Bunu başarabilmek için insanlardan daha üstün ve akıllı olduğunuz gibi bir kompleksten kendinizi kurtarmanız gerekir. Toplum tek tek bireylerden daha akıllıdır ve unutmayın gözü hep üzerinizdedir. Günümüzde gerçekliğin eğilip büküldüğüne tersine çevrildiğine bakmayın. Çok büyük bir medya gücüyle yapılan bu manipülasyon bile aslında tam olarak işlemiyor. 

3- Adalet ve vicdan: Saydığımız ilk üç özellik ne yazık ki, çağımızda en nadir bulunan özellikler. Bunların içinde en zor bulunanı de adalet ve vicdan duygusu. Adil olmanın en önemli ölçüsü ise sevdiğiniz veya birlikte olduğunuz veya siyasi olarak yakınlık duyduğunuz insanların hatalarını, kötülüklerini de görebilmeniz, söyleyebilmeniz. Yani başkalarına olduğu kadar, kendi yakınlarınıza ve kendinize de adil bir şekilde davranmalısınız, ne eksik ne fazla. Yoksa sonuçlarını her gün görüyoruz zaten. Bu adalet duygusunun eksikliği, kısaca “Benim hırsızım iyidir” şeklinde ifade ediliyor.  Ancak unutmayın, gözünüzü kötülüklere bir kez kapattığınızda nerede açacağınız hiç belli olmaz.

Şimdi diyeceksiniz ki, bugün ülkeyi yönetenlerin hangisi bu saydığınız özelliklere sahip, hangi politikacıda bu özellikler var? Yani bunlar olmadan da oluyor. Ben de diyeceğim ki; ülkenin halini çok mu beğeniyorsunuz? Bu özelliklerden yoksun insanların yönettiği bu ülkeden memnun değilseniz, onlar gibi olmaya da çalışmayın. 

Diğer özellikler haftaya kaldı...
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Orta vadeli temenniler 21 Eylül 2018