Siyasilerin karar verirken empati duyması gereken dört alan

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Bugünün sisli ve karmaşık ortamında siyasilerin, ortamın olumsuzluğunu en derinden yaşayan dört alandaki yurttaşlara empati duyarak hareket etmeleri gerekir. Bunlardan biri terörde yakınlarını kaybedenler. Bir diğeri dövizle borçlanmış iş adamları. Bir üçüncüsü; durgunluk yaşayan, işleri kesat giden üreticiler, tüccarlar ve esnaflar. Dördüncüsü giderek pahalılaşan ve bu durumda sürecek olan pahalılıktan bunalan vatandaşlar. Oysa, siyasilerin demeçlerinde böyle çok yönlü bir empati içerisinde hareket etmediklerini görüyorum. Bir yandan kendi yakın çevrelerinin ve partilerinin çıkarlarını esas alan değerlendirmelere dayalı açıklamalar yapıyorlar. Bir yandan da birbirlerini suçlayan, çatışma ortamını sürdüren demeçler veriyorlar.

Terör konusuna baktığımda, umudum kurulacak AK Parti HDP seçim hükümeti ile siyasi söylemin biraz yumuşaması ile terörün aşağıya çekileceği bir ortam yaratılabilmesi. Gönlüm bunu istiyor.

Dolardaki yükseliş konusuna baktığımda yabancıların değerlendirmelerinin önümüzdeki dönemin daha kötü olacağına ilişkin haberlerle karşılaşıyorum. Yatırım bankası Societe Generale’in analistlerine gazetemizde bugün yer alan haberine göre, iki ile dört aylık sürede TL yüzde 8 daha değer kaybedecek. Merkez Bankası'ndan ise önemli bir frenleyici önlem olarak “faiz yükseltmesi” beklenmiyor. Merkez Bankası faiz yapısında sadeleştirme konusundaki girişiminden sonra, “Fed faiz kararını gördükten sonra yeni karar alacağını” açıklayarak, faiz yükseltmek gibi bir kararının bu dönemde almayacağını ortaya koydu.

Bunun sonucu döviz yükselmesine karşı döviz açık pozisyonu olan iş adamlarımızın yılbaşındaki tahmini yüklerinin TL karşılığı 427 milyar iken, yani döviz yükümlülüklerini  böyle bir TL ödemesiyle kapatabileceklerken, 20 Ağustos’taki durumda yüzde 23 artışla, 528 milyar liraya yükselmiş durumda. Societe Generale göre bu yüzde 8’lik yeni TL değer kaybı ile bu yük daha da artacak.

Doğaldır ki bu olumsuz tablo, dün yurt haberler servisimizin yurdun çeşitli illerindeki çarşılarından derlediği haberde yer alan “işler kesat” görüntüsünde de daha kötü bir tablonun tüccarımızı ve esnafını beklediğini gösteriyor. Bunun bir adım sonrası döviz borcu olan iş adamlarımızın ve iş yapamayan esnafın, zora düşmesi sonucu ile “iflasların” artması sonucunu gündeme getirecektir. Bu gelişmelerin arttırdığı ve artıracağı pahalılık ise özellikle sabit gelirli hane halkının yükünü ve yaşadığı zorluğu artıracaktır...

Böyle bir ortamda siyasilerin, bu dört alandaki vatandaşlarla empati içersinde olmaları gerekir. Bunlar için çözüm arayışlarına kafa yormalarını gerektirir. Aksi halde kendi bildiklerini okumaya devam eden bir siyaset izlemiş olurlar ki, bu da en basit değimiyle “halktan kopuk siyaset” anlamına gelir. Siyasilerin bugünkü tutumlarının bende uyandırdığı düşünce ne yazık ki budur...
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar