Sonbahar da zor geçecek

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Daha yazın başındayız. Sonbaharı düşünmeye başladık. Bu gün de durum pek iştah açıcı sayılmaz ama sonbahar biraz daha karışık ve zor geçecek gibi görünüyor. Zorluk bugünün belirsizliklerinin sonbahara taşınmasından kaynaklanacak. Günümüzde belirsizliklerin iki kaynağı olduğunu biliyoruz. Dışarıda FED’in yarattığı belirsizlik ortamı bunlardan birisidir. İçeride yaşadığımız siyasi belirsizlik de ikinci kaynaktır. 

FED’in parasal daraltmaya gideceği, faizi yükselteceği beklentisi iki yılı aşkın bir süredir gündemde. FED’in bu süreci başlatmak için baktığı iki nokta var. Birisi ABD ekonomisindeki büyüme ve enflasyon düzeyleri. Faiz yükseltme operasyonlarına başlaması için FED’in büyümenin yerleşik ve yaygın hale geldiğine, enflasyonun da öngördüğü bölgeye yaklaştığına ikna olması bekleniyor. Parasal daralma için bakılan ikinci nokta ise bu operasyonun özellikle de gelişmekte olan ülkeleri nasıl etkileyeceği meselesi. FED’in faizi yükselebileceğini ima etmesinin dahi bu ülkelerde olağanın ötesinde bir türbülans yarattığını biliyoruz. O günden bu yana FED’in bu işe ne zaman başlayacağının belirsiz olması irili ufaklı esintiler üretiyor

Bu hafta başında yapılan FED toplantısı sanırım zamanlama bağlamındaki belirsizliği kısmen azalttı. FED’in bu yılın sonbahar aylarında faizi yükseltmeye başlayacağı bunun da küçük dilimlere halinde yapılacağı anlaşılıyor. Uzun süredir beklenen parasal daraltma ve faiz yükseltme sürecinin sonbaharın ana konusu haline geleceği açık. 
Bu bile sonbaharın zor geçmesine yeter ama bir de içerideki siyasi durumlar var. İçeride bir süredir zaten belirsizlik yaşıyorduk. Seçime giden süreçte artan siyasi belirsizlik ve yükselen risk algısı işin doğası sayılır. Bizde siyasi tavır ve söylemler sertleştiği için belirsizlik ve risk daha da yoğun oldu. Seçimin bu düğümü çözmesi ve siyasi belirsizliği minimuma indirmesi bekleniyordu. Olmadı. Tersine, seçim içinden çıkılması biraz daha zor bir siyasi denklem üretti. Şimdi dört aday ile yeni bir hükumet arıyoruz. Bunun için de fazla bir zamanımız yok. Yeni parlamento göreve başlayıp, hükumet kurulması yönünde ilk görevlendirme yapıldıktan sonra 45 günümüz var. Bu süre içinde iş bağlanmazsa yeniden seçime gidilecek. 

Şimdilerde yürütülen temaslara bakılırsa ortaklığa aday partiler arasında kısa sürede bir koalisyon kurulması zor görünüyor. Zorluk çıkartan bir çok sorun olduğu söylenebilir. Bunların büyük kısmı olası bir koalisyon için şimdiden pozisyon alma çabalarından kaynaklanıyor. Bunlar süreç içinde çözülebilir meselelerdir. Ama, iç içe girmiş iki sorunun aşılmasının güç olduğunu, koalisyon arayışının bu noktalarda çıkmaza sürüklenebileceği  kanısındayım. Sorunlardan birisi AKP ile ortaklığın zor ve sorunlu olmasıdır. Öteki de AKP dışında bir siyasi ortaklığın bundan da zor görünmesidir. 

AKP ile ortaklığın zor olmasının temel nedeni partinin (ve yöneticilerinin) uzun iktidar yıllarında yıpranmış olmasıdır. Bunun bir nedeni zaman içinde siyasi eksenin kaymasıdır. Başlangıçta görece daha demokrat olduğu izlenimi veren parti son dönemde bunun çok uzağına, otoriter bir konuma gerilemiştir. İkinci bir neden ise zaman içinde iktidar partisinin yıpranmış ve kirlenmiş olmasıdır. Yıpranmaktan kastım kamu kaynaklarının kullanımında gerekli özenden uzaklaşılmış, lükse meyledilmiş olduğuna dair bir algının doğmuş olmasıdır. Kirlenmek ise doğrudan yolsuzluklarla ilgilidir. Bazı parti yöneticilerinin bu tür eylemler içinde olduğuna dair kuvvetli şüphe doğmuştur. Şimdi AKP ile koalisyon kuracak partiler bu yıpranmışlık ve kirlenmişlik algısına ortak olacak, en azından bu durumu görmezden gelmek zorunda kalacaktır. Bunun siyaseten zor, maliyeti yüksek dolayısıyla caydırıcı bir pozisyon olduğu açıktır. 
AKP dışında kalan partilerin iş yapabilmek için yeterli bir çoğunlukla hükumet kurabilmeleri de zordur. Bunun ana nedeni ideolojik farklılaşmadır. Olası koalisyon ortaklarından birisi öteki bir adayın üstünü salt bu nedenle daha baştan çizmiştir. Bunlardan birisini ortaklık dışında bırakacak bir oluşum ise, güçsüz çoğunluk nedeniyle, kırılgan bir yapı olacaktır. Çok dayatıcı bir durum olmadıkça partilerin böyle bir ortaklıktan kaçınacağını öngörmek yanlış olmaz. Bu durumda kısa süre içinde sorunsuz ve güçlü bir koalisyon kurma olasılığının düşük olacağı söylenebilir. Sonuç erken seçim olacaktır. 

Sorunlu koalisyon ya da sonbaharda yeniden seçim yapılması sonucu değiştirmez. Bu iki olasılık da yüksek dozlu belirsizlik ve risk üreten konumlardır. Buna bir de FED’in icraatı eklenince sonbaharı bayağı zor geçirmemiz kaçınılmazmış gibi görünüyor. 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018