Sosyal sorumlulukta bütünsellik

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

Ticari işletmeler, kâr amaçlı kurulur. Girişimci, unu, şekeri ve yağı bir araya getirerek helvayı yapar. Doğru, helvayı yapmanın zevki vardır. Ama girişimci, “Şöyle bir helva yapayım da, millet helva görsün. Sevabıma, helvayı yapayım da dağıtayım” diye bu işe girişmez. O işte kazanacağı parayı düşünür. İşte bu para kazanma, kâr etme dürtüsü, kapitalizmin itici motorunu teşkil eder. 

Ancak bu itici güç, şirketlerin çılgınca para kazanma hırsı, kapitalizmin vahşileşmesi, çevreye zarar vermeye, toplumu rahatsız etmeye başladı. İşte toplumun bilinçlenmesi ile konulan tepkiler, 1960’lı yıllardan itibaren literatüre “Sosyal sorumluluk” kavramını getirdi. Evet, şirketler para kazanmak için vardı. Ancak bu parayı kazanırken, içinden çıktıkları topluma karşı da bazı sorumluluklarının olduğunu unutmamalıydılar.

Toplam sosyal sorumluluk modeli

Sosyal sorumluluk kavramı sakız gibi ağızlarda çiğnenirken, buna karşı çıkanlar da oldu. Örneğin, ünlü “Chicago Okulu” kurucularından Nobel ödüllü ekonomist Milton Friedman, “Şirketlerin birinci sorumluluğu para kazanmaktır” deyip “sosyal sorumluluk”   kavramını önemsemedi. 

Zaman içinde sosyal sorumluluk kavramı genişletildi. Bu konudaki en derli toplu bakış “Toplam Sosyal Sorumluluk” modeli ile dile getirildi. Bu modele göre, şirketler için sosyal sorumluluk dört sütun üstüne oturur: ekonomik sorumluluk, yasal sorumluluk, etik sorumluluk ve gönüllü katkılar sorumluluğu.

Ekonomik sorumluluk: Ticari şirketin birinci sorumluluğu, kârlı bir işletme olmaktır. Şirket, ekonominin kıt kaynaklarını verimli bir biçimde kullanmalıdır. Ancak böyle olursa sürdürebilirlik sağlanır. Şirket, çalıştırdığı kişilere sağladığı istihdam imkânı, çalıştığı tedarikçi firmalara iş vererek, katma değer üreterek ekonomiye katkıda bulunur.

Yasal sorumluluk: Şirket, bulunduğu ülkenin yasalarına uymak zorundadır. Yasaların koyduğu sınırlar içinde hareket etmelidir. Örneğin, çalışma hayatını düzenleyen yasalar, çevreyi koruma yasaları, sundukları mal ve hizmetlere ilişkin yasalar, vergi yasaları bu yasal çerçeveyi çizer.

Etik sorumluluk: Şirket, sadece yasalardaki kurallarla sınırlı değildir. Her şey yasalara sığmayabilir. Tüm eylemleri ile doğruluk ve dürüstlükten ayrılmamalı, etik kurallara da uymalıdır.

Gönüllü katkılar sorumluluğu: Hiçbir zorunluluk yokken, gönüllü olarak, şirketin topluma katkı sağlayacak projeler yapması veya bu tür projelere katkıda bulunması bu sorumluluk tanımı içinde yer alır. Örneğin, şirket eğitime destek olur, okul yapar, öğrencilere burs verir; sanata katkı yapar, sanatçıyı destekler. Genelde klasik sosyal sorumluluk tanımında sadece bu boyut göz önüne alınmaktadır.

Bir araştırma

Bir şirketin sosyal sorumluluğu denince bu dört boyut göz önüne alınarak değerlendirme yapmak gerekir. Ancak şirketler “Gönüllü katkılar”    boyutunu öne çıkararak puan toplamakta, reklamlarını yapmaktadırlar. Yasal boyut ve etik boyut konuları gölgede kalmaktadır. Acaba “Sosyal Sorumluluğu” (CSR-Corporate Social  Responsibility) yüksek olarak bilinen firmalar yasal ve etik boyutlarda nasıllar? 

Accounting Review dergisinin Ocak 2016 sayısında ilginç bir araştırmaya yer verilmiş (Do Socially Responsible Firms Pay More Taxes?-Angela K. Davis, David A. Guenther, Linda K. Krull and Brian M. Williams.) Bu araştırmada örneklenen Amerikan şirketlerinin 2002-2011 yıllar arasındaki ödedikleri vergileri ve sosyal sorumluluk indeksindeki skorları incelenmiş. Varılan sonuç şaşırtıcı: “Sosyal sorumluluğu” (CSR) yüksek firmaların, daha az vergi ödedikleri ortaya çıkmış. Yani bu şirketler bir taraftan sosyal sorumluluklarının yüksekliği ile övünürken, öbür yandan mümkün olduğunca az vergi ödeyerek etik, belki de yasal sorumluluklarını hiçe saymışlar.

Sonuç

Ticari şirket tabi ki para kazanacak, kâr edecektir. Ama bunu yaparken topluma da katkıda bulunmasını, sosyal sorumluluğunu yerine getirmesini bekleriz. Bunu yapan şirketlere daha bir olumlu bakarız; böyle şirketlerle çalışmak, böyle şirketlerde çalışmak isteriz. Bunu bilen şirketler de sosyal sorumluluklarının reklamını çok yaparlar. Ancak, sosyal sorumluluk deyince yukarda sözünü ettiğim dört boyut üstünden, bütünsel bir değerlendirme yapmak gerekir. Özellikle ikinci ve üçüncü boyutlar, yasal ve etik boyutlar da gözden ırak tutulmamalıdır. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019