Gelecek güzel günlerin varış ve başlangıç noktası olarak: LİMAN

İstanbul Modern’in LİMAN sergisi, Antrepo 4 binasına bir veda niteliğinde. Sergi, İstanbul kentinin deniz ve limanlarla ilişkisini; 19. yüzyıldan günümüze Türkiye sanatında deniz kenarında ve limanlarda gelişen hayatı mercek altına alıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Didem ERYAR ÜNLÜ

İstanbul Limanı olarak bilinen Salıpazarı liman sahasında, 12 yıldır 120 sergi ve yüzlerce etkinliğe ev sahipliği yapan İstanbul Modern, Kasım ayında yaklaşık 3 seneliğine Karaköy’deki Paket Postanesi’ne taşınıyor. Bu süre içinde İstanbul Modern’e ev sahipliği yapan Antrepo 4 binası uluslararası standartlarda modern bir sanat müzesine dönüştürülecek. Yenilenen bina, Galaport ile eş zamanlı olarak yeniden açılacak.

2004'te açılan İstanbul Modern’in ilk sergisi ‘İstanbul Modern’e Doğru’, bir liman kenti olarak İstanbul’u yansıtmıştı. İstanbul’un 9 bin yıllık liman hikayesini sanat yoluyla anlatan son sergi “LİMAN” da aslında eski binaya bir veda niteliğinde...

Liman Sergisi’nde buluştuğumuz İstanbul Modern Sanat Müzesi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı şöyle anlatıyor süreci: “İstanbul Modern 12 yıl önce Türkiye’nin ilk özel modern sanat müzesi olarak kapılarını açtığında ilk süreli sergimiz olan ‘İstanbul Modern’e Doğru’da ziyaretçilerimize hem bir liman kenti olarak İstanbul’un ayrıcalıklı konumunu hem de müzenin kuruluş sürecini belgeleyen görsel bir öykü sunduk. 12 yılda 120 sergi ve yüzlerce etkinliğe ev sahipliği yapan Antrepo 4 binasını uluslararası standartlarda modern bir sanat müzesine kavuşturmadan önceki son sergimizde ise liman konusunu ve Türkiye sanatının limanla ilişkisini mercek altına alıyoruz.”

Toplumsal ve ekonomik etkileşim alanı

İstanbul Modern’in son sergisi LİMAN, İstanbul Limanı’na odaklanıyor. İstanbul kentinin deniz ve limanlarla ilişkisini; 19. yüzyıldan günümüze Türkiye sanatında deniz kenarında ve liman çevrelerinde gelişen kültürel ve toplumsal hayatı mercek altına alıyor.

Nevin Aladağ, Meriç Algün Ringborg, Avni Arbaş, Volkan, Antonio Cosentino, Darzanà (Feride Çiçekoğlu, Mehmet Kütükçüoğlu, Ertuğ Uçar), Cevat Dereli, Abidin Dino, Ara Güler, Nedim Günsür, Nuri İyem, Mıgırdiç Melkon, Ömer Uluç, Fausto Zonaro’nun da aralarında bulunduğu farklı dönem ve disiplinlerden 34 sanatçı ve kolektifin resim, heykel, model, gravür, çizim, fotoğraf, video ve yerleştirmelerinden bir seçki sunan serginin küratörlüğünü Çelenk Bafra ve Levent Çalıkoğlu üstleniyor.

“Liman” kavramının sembolik ve metaforik açılımlarına yer veren sergi, coğrafi bir konum olmanın ötesinde, toplumsal ve ekonomik bir etkileşim alanı olarak liman bölgelerini görsel sanatlardaki yansımalarıyla araştırıyor. İstanbul kentinin deniz ve limanlarla ilişkisini vurgulayan sergi, 19. yüzyıldan günümüze Türkiye sanatında deniz kenarında ve liman çevrelerinde gelişen kültürel ve toplumsal hayatı sanatçıların gözünden anlatıyor.

Adını 1941’den ödünç alıyor

LİMAN sergisi adını toplumsal gerçekçi anlayışla bir araya gelen bir grup akademili sanatçının 1941 yılında açtığı bir sergiden ödünç alıyor. Halkın arasına karışarak sanat üretmeyi seçen ve sonradan “Liman Ressamları” ya da “Yeniler” olarak anılan grubun, toplumsal meseleleri yansıttıkları sergi “Liman sergisi” olarak geçiyor.

İstanbul Modern Direktörü Levent Çalıkoğlu, LİMAN sergisinin bir zamanlar neredeyse tüm İstanbul’u temsil eden ekonomik bir yapının görünen ve görünmeyen dönüşümünü ve yarattığı sosyo-kültürel etkileri hatırlatmak istediğini söylüyor. Çalıkoğlu’un dediği gibi, sergide yer alan 200’ün üzerindeki eser, İstanbul’un nostaljik yüzünü, insan-emek- sosyal düzen bağlamında şekillenen modern liman kültürünü, gelecek güzel günlerin varış ve başlangıç noktası olarak limanın insanoğlu için taşıdığı önemi görünür kılmaya çalışıyor.

Sergi 4 Haziran’a kadar devam ediyor. Şehrinizin geçmişine, çocukluğunuza dair bir yolculuk yapmak istiyorsanız, kaçırmayın derim!

Sahil şeritlerindeki dönüşümden, kaybolan kadınlara...

► Serkan Özkaya’nın LİMAN sergisi için “Bir İstanbul Mekânını Tüketme Girişimi” adıyla yeniden düzenlediği çalışması binanın deniz cephesine bakan duvarına uyguladığ ı 8 metrelik projeksiyondan oluş uyor. Bir aynanın arka tarafından bakar gibi konumlanan izleyici, eş zamanlı hareket eden görüntüleri takip ediyor. Bu görüntüler İstanbul Boğ azı’nın tükenmeyen enerji ve trafiğ iyle birlikte dönüş ümünü de aktarıyor. Böylece hem fiziki hem de metaforik olarak engel teş kil eden duvarlar aradan kalkmış , mekân bir anlamda şeffaflaşmış oluyor.

► Antonio Cosentino’nun liman, kıyı, sahil, tekne ve gemilere dair yıllar boyunca günlük tutar gibi sürdürdüğü çizim ve resim pratiğinden seçilen görsel bir envanter serginin girişinde çerçeveli kolajlar biçiminde sergileniyor. Sanatçı LİMAN sergisi için kullanılmış tenekelerden bir gemi de tasarlamış. “Suriye Yıldızı” adlı bu gemi, tarihi Tophane semtinde, Boğaz kenarında konumlanan İstanbul Modern’in önündeki kruvaziyerleri hatırlatıyor.

► Borga Kantürk’ün “Kıyı Şeridi Kayıtları” kiş isel hatıraların zamanlar arası seyahatine ve toplumsal belleğe dair geçmiş çalışmaları kapsıyor. Seçki, Türkiye’den sahil şeritlerindeki son yıllardaki dönüş üme dair hissiyatın bir yansıması niteliğinde.

► Gülsün Karamustafa’nın 4. İstanbul Bienali kapsamında, mekâna özgü gerçekleştirdiği “NEWORIENTATION” adlı yerleştirmesi LİMAN sergisinde de yer buluyor. Çalışma, tarihi Ceneviz dönemine kadar uzanan Galata genelevinde çalışan kadınların, limana gelen denizcilerle ilk karşılaşmasına odaklanarak, liman kentinin bir başka yanına, İstanbul ve çevresinde kaybolan kadınların kaderine ışık tutuyor.

Sadece sergi değil, aynı zamanda eğitim

İstanbul Modern Sanat Müzesi Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, İstanbul Modern’in eğitim bölümünün en az sergiler kadar önem taşınıdığını söylüyor. İstanbul Modern’in 12 yılda 650 bin çocuğa eğitim verdiğini söyleyen Oya Eczacıbaşı, şu bilgileri veriyor: “Her yıl 50 bin çocuk sanat atölyelerimize, sinema eğitimlerimize katılıyor. ‘Buluşma’ adı altında gerçekleştirdiğimiz sosyal sorumluluk projelerimiz var. Zihinsel engelli çocuklarımızı gençlerle bir araya geliyorlar. Bugüne kadar 7 bin öğrenciyi yetiştirdik. Okuma yazma bilmeyen annelere ve çocuklarına ulaşıyoruz ve 12 yılda 3 bin kişiye eğitim verdik. ‘Dokunduğum Renk’ projemizle de 9 bin görme engelli vatandaşımıza ulaştık. "

ZAMAN ÇİZELGESİ, KENT TARİHİNİ LİMANLAR ÜZERİNDE ÖZETLİYOR

Türkiye’de denizcilik kültürü, toplumsal tarih ve görsel sanatlar alanında küratöryel bir araştırmayla hazırlanan sergi kapsamında bir zaman çizelgesi sunuluyor. Theodosius (Yenikapı) Limanı’na dair arkeolojik çalışmalardan günümüze İstanbul kentinin tarihini limanlar üzerinden özetleyen zaman çizelgesi, kentin deniz ve limanla olan ilişkisine dair belli başlı dönüşüm ve kırılmalara metin, fotoğraf, belge ve haritalarla işaret ediyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir