'Plansız enerji yatırımları geleceği ipotek altına alıyor'

“Türkiye’de Çevre Düzeni Planlamasında Enerji Politikaları” adlı çalışma, çevre düzeni planlarının bütüncüllükten uzak bir yaklaşımla hazırlandığını, enerji yatırımlarının toplumsal ve ekolojik maliyetlerini göz önünde bulundurmadığını ortaya koyuyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Didem ERYAR ÜNLÜ

Türkiye’nin enerji politikalarının planlamasında ve uygulanmasında çevre düzeni planlanlaması kritik bir öneme sahip. Çevre düzeni planları, enerji yatırımlarına yön veren ve enerji politikalarının belirleyen önemli unsurların başında geliyor.

Ekoloji Kolektifi tarafından gerçekleştirilen Türkiye’de Çevre Düzeni Planlamasında Enerji Politikaları adlı çalışma, mevcut çevre planlarının hangi kriterler üzerinden belirlendiğini ve bu planların enerji yatırımları ile ilişkisini inceliyor. Üniversitelerde oluşmuş ekoloji eksenli topluluklara üye kişiler tarafından kurulan Ekoloji Kolektifi, 2007 ekolojinin bütünselliği içinde toplum-doğa-emek sorunlarına odaklanan bir dernek.

Çalışma kapsamında, 35 ili kapsayan 12 Çevre Düzeni Planı'nda yapılan analizler şu sonuçları ortaya koyuyor:

● Çevre Düzeni planları; enerji yatırımlarının sadece yerinin belirlenmesini kapsıyor,

● Enerji ihtiyacı, enerji talebi ve enerji potansiyellerine dair analizler içermiyor,

● Sadece yatırım odaklı, bütüncüllükten uzak bir yaklaşımla hazırlanmış durumdalar,

● Enerji yatırımlarının toplumsal ve ekolojik maliyetlerini göz önünde bulundurmuyorlar.
Doğal varlıklar sadece kaynak olarak görülüyor

Ekoloji Kolektifi uzmanlarının yorumlarına göre, “çevre planlarında nüfus tahminleri abartılı, doğal varlıklar sadece kaynak olarak görülüyor, alt planlar ile çevre planları arasındaki ilişkinin zayıf durumda.”

Yasal mevzuata göre “koruma ve kullanma dengesini sağlamak, ülke, bölge ve şehir düzeyinde sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek, yaşam kalitesi yüksek, sağlıklı ve güvenli çevreler oluşturmak üzere hazırlanan, arazi kullanım ve yapılaşma kararları getirmek” çevre planlarının temel amacı olarak belirleniyor.

İncelenen çevre planlarının ise sosyal, çevresel ve ekonomik dengeleri gözeten bir biçimde hazırlanmadığı sadece sektör bazlı büyümeyi hedeflediği ifade ediliyor. Çalışmada ayrıca kendi öz varlıklarına dayalı, yenilenebilir, yenilikçi, ekolojik, eşitlikçi, adil bir gelişme yaklaşımının ortaya konulmadığı belirtiliyor.

Termik santral projelerinin yoğunlukta olduğu 35 ili kapsayan 12 planda, enerji kullanımı, enerji ihtiyacı, enerji talepleri ve enerji potansiyeline ilişkin herhangi bir analiz ve öngörü de bulunmadığının da altı çizilen çalışmada, şu ifadeler yer alıyor: “Planlamanın kentsel boyutuyla enerji yatırımları arasında da hiçbir ilişki kurulmamış, sadece termik santraller için yer belirlenmiştir. Yenilebilir enerji ise, planların hepsinde önemli bir potansiyel olarak ifade edilmekte ancak ve ancak bölgesel dinamikler ve ihtiyaçlar, uygunluk ve yeterlilik gibi planlamanın ana unsuru olan konulara ise hiç girilmemektedir.”

Bütüncül değil, yatırım odaklı bir yaklaşım mevcut

Çalışmanın yazarlarından avukat Fevzi Özlüler “Çevre planları hazırlanırken sadece yatırım odaklı bir yaklaşım sergilenmiş, bu yüzden planlarda temel planlama ilkelerinin hemen hemen hepsi göz ardı edilmiş. Bu durum enerji politikalarımızı da doğrudan etkiliyor; enerji ihtiyacı ve talepleri göz önünde bulundurulmadan yatırım kararları alınıyor” yorumlarını yapıyor.

Özlüer, “Herhangi bir enerji yatırımı en azından 40 yıllık bir ömre sahip, dolayısı ile öngörüsüz, plansız yapılan enerji yatırımları sadece bugünü değil, geleceğimizi de ipotek altına alıyor” diyor.

Koruma kullanma dengesi

Çevre Düzeni Planları, Türkiye’deki mekansal yönetime yön veren üst planların başında geliyor. Türkiye’de faal olarak kabul edilen toplam 35 çevre düzeni planı var. Çevre Düzeni Planı, mevzuatta şöyle tanımlanıyor: “Varsa mekansal strateji planlarının hedef ve strateji kararlarına uygun olarak orman, akarsu, göl ve tarım arazileri gibi temel coğrafi verilerin gösterildiği, kentsel ve kırsal yerleşim, gelişme alanları, sanayi, tarım, turizm, ulaşım, enerji gibi sektörlere ilişkin genel arazi kullanım kararlarını belirleyen, yerleşme ve sektörler arasında ilişkiler ile koruma-kullanma dengesini sağlayan 1/50.000 veya 1/100.000 ölçekteki haritalar üzerinde ölçeğine uygun gösterim kullanılarak bölge, havza veya il düzeyinde hazırlanabilen, plan notları ve raporuyla bir bütün olarak yapılan plan.”

Bu konularda ilginizi çekebilir