‘Susam Kralı’ Bahçeci’den simit fiyatındaki artışın susama yıkılmasına itiraz var

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ibrahim_ekinc.jpgSimit’in 1.4 TL olmasına... Bunun yarattığı tartışmalara bir de ‘susam kralı’nın bakış açısından bakalım... Hakan Bahçeci’ye ‘Susam Kralı’ diyorum, çünkü dünya susam ticaretinin yüzde 15’ine yön veriyor. Dünya susam ticareti 900 bin ton. Hakan Bahçeci’nin şirketi Hakan Agro bunun 120 - 130 bin tonunu gerçekleştiriyor. Dünya Bakliyatçılar Birliği Başkanlığı da yapan Hakan Bahçeci’nin şirketi Hakan Agro DMCC, Dubai merkezli bir şirket. Bakliyat, yağlı tohumlar ve yenilebilir yağlar, dondurulmuş tavuk ve et, süt ürünleri, yem hammaddeleri, baharatlar, kuruyemiş, jüt ürünler, ambalaj malzemeleri ve özel bitkileri gibi tarım ürünlerinin tedarik zincirinde uzmanlaşmış bir ticaret firması. 26 denizaşırı ofisi, deposu, işleme ve taşımacılık tesisleri 52 ülkeden 54 farklı gıda ürününü 82 ülkedeki binden fazla müşterisine ulaştırıyor. 1 milyar doların üzerinde ticareti var.

Bahçeci, Dubai’de yaşıyor ancak Türkiye’deki simit fiyatı tartışmasını izlemiş. Kendisini de yakından ilgilendiren bir konu. İzlemesi normal... Bir mail gönderdi dün. Simitteki yüzde 40’lık fiyat artışının susam fiyatlarına bağlanmasından rahatsız. Susam fiyatlarının arttığını kabul ediyor, “Ancak, diyor, susam fiyatlarının simit fiyatına etkisi yüzde 12’dir.”

Gümrük vergisi yüksek

Bana gönderdiği notu aynen aktarıyorum:

“Birçok basın yayın organında susamın karaborsaya düşüşüyle alakalı sansasyonel haberler çıktı son iki haftadır. Bu konuda dünya susam ticaretinin yüzde 15’ine yön veren bir firma olarak yorumlarımı sizinle paylaşmak istedim. Evet, susam fiyatlarında yaklaşık yüzde 35 civarında fiyat artışı yaşandı. Bunun nedeni dünyanın iki büyük üreticisi olan Çin ve Hindistan’daki yeni mahsul üretim rekoltelerinin yüzde 50’nin üzerinde düşmüş olması. Ama simit fiyatlarının yüzde 50 artırılmasına hiçbir zaman gerekçe olamaz bu artış. Susamın simitteki katkı payının yüzde 30 olduğunu ifade etseler de bu oranın tartışılır olduğunu vurgulamak isterim.

Türkiye ölçeğinde yüzde 40 civarında susam fiyatlarında artış gerçekleşmiştir, eylül ayından bu yana. Susamın maliyete katkı payının iddia edildiği gibi yüzde 30 olduğunu dahi kabuletsek bunun simide etkisi sadece yüzde 12 civarında olur. Görünen o ki simitçiler bu fırsatı değerlendirip yüzde 50 artış olarak değerlendirmişler. Bu konun çözümü çok basittir.Devletimiz susam ithalatında iki tarife uygulamaktadır; a) Bisküviciler sadece yüzde 10 gümrük vergisi ödemektedir. b) Diğer sektörler yüzde 23.4 gümrük vergisi ödemektedir.

Bu uygulamanın mantığını anlamakta zorluk çekmekteyiz. Muhtemelen bisküvi ihracatına katkı amaçlanmış olabilir. Ama Türkiye’nin yıllık ihtiyacı olan 140-150 bin ton susamın, 120 bin tonu ithal edilirken, yani yerli üretim zaten çok düşük iken böyle bir farklı tarife uygulanması gerekli midir diye sorgulamak lazım. Bence en uygun çözüm gümrük vergilerinin yüzde 23.4’ten yüzde 10’a çekilmesi, bu bağlamda hem spekülatif hamle yapan ithalatçıların önü kesilmiş olur, hem de dünya çapındaki bu artış tüketiciye yansımamış olur. Simitçiler de fiyatlarını tekrar 1 TL’ye çekerek bu değişime destek verebilirler. Saygılarımla.”

Bahçeci tartışmaya yeni bir pencere açıyor... İki önemli şey söylemiş oluyor; birincisi simit maliyetinde susamın katkısı yüzde 12’dir, dolayısıyla yüksek fiyat artışının gerekçesi olarak gösterilemez... İkincisi, bisküvide kullanılan susamda gümrük vergisi yüzde 10’ken, devlet diğer şekillerdeki susam ithalatında yüzde 23.4 gibi yüksek vergi uygulayarak böyle temel bir ‘milli’ yiyecekte ithalat fiyatlarının yükselmesine neden oluyor. Türkiye’de üretilen susam, simitlik olmadığı için, susamdaki bu yüksek vergiyi yerli üreticiyi korumakla açıklamak zorlaşıyor. Muhtemelen ortak tarım politikası ile ilgisi var. Sektör yetkililerinin verdiği bilgiye göre Türkiye, yıllık 5-6 bin ton susam üretimiyle talebin ancak %5 ila %10’unu karşılayabiliyor. Her yıl 150 bin ton düzeyinde susam ithal ediyor.

Bakliyatın birçok alanında etkin

Geçen yıl kendisiyle görüşerek yazdığım haberde, bakliyat ticaretindeki rolünü anlatmak için, şöyle yazmışım: “Bahçeci’nin birçok ülkede ofisi var. Alıyor, işliyor, paketliyor ve satıyor. Kanada’da üç fabrika, Mersin’de bir kırma ve işleme tesisi, Kırgızistan, Tacikistan, Pakistan’da depoları, susam işleme, soyma tesisleri var. Bu ticareti Dubai’de Elmas Tower’daki kendi mülkü merkezden yönetiyor. Bu ofiste bilgisayar başında 80 personel çalışıyor. Ofis ve tesislerle birlikte bin 500 çalışanı var. Bahçeci, “Markaların arkasındaki markayız” diyor. 1 milyar dolarlık ticaretin yüzde 30’u tavuk, yüzde 20’si bakliyat, yüzde 10’u süt, yüzde 15’i yem, yüzde 15’i de susam.”

Bu konularda ilginizi çekebilir