Tarımın önemi üzerine...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Geçenlerde yazdığım “Buyru oturun dostlar tarım konuşacağız” yazım üzerine birçok dostum, “tarımın önemi üzerine” görüşlerini dile getirdi. Tarım konusunda yaptığımız hatalardan söz etti. Onun için tarımın önemi üzerine bir kez daha durmam gerektiğine inandım. 

İlk insandan bu yana milyonlarca yıldır ihtiyar dünyamızda uzmanlar 15 milyar insanın yaşadığı tahminini yapıyorlar. Bu insanların 7.2 milyarı yani yaklaşık yarısı hala dünyamızda yaşamlarını sürdürüyorlar. Yani, yeme içmeye, tarımsal ürünlerden yararlanmaya devam ediyorlar. Bir başka hesap da, 2050 yılında, dünya nüfusunun 12 milyara yükselecek olması. Bu bize inandırıcı geliyor çünkü 1970 yılında dünya nüfusu 3.5 milyar iken bugün iki katına çıkmış durumda. 

Barcelona’nın yenilenmesini sağlayan mimar Prof. Asebillo, 21’inci yüzyılda insanların yüzde 90’ının kentlerde yaşayacağını söylüyor. Bu söylem bir yandan tarım alanlarının daralacağını, öte yandan tarımsal nüfusun azalmasıyla, tarımsal ürünlere ihtiyacın artacağını ortaya koyuyor. Zaten FAO da önümüzdeki dönemde, tarımsal ürünlerin fiyatlarının hızla artacağını belirtiyor. 

TÜSİAD’ın "21’inci Yüzyılda Türkiye Tarımı" konulu raporunda ise Türkiye’nin tarımda treni kaçırmaması için mutlaka yeni önlemler alması gereğine işaret ediliyor. Bu bilgilere yenilerini eklemek ve tarımın önemini bir kez daha çok net ortaya koymak mümkün. Ancak, biz tarımda kendi imkanlarımızı iyi kullanıyor muyuz öncelikle ona bakmamız gerekir. 1990’larda 27 milyon hektar olan tarımsal alanımız, bugün 23 milyona gerilemiş durumda. Ve biz bunun sadece yüzde 18’ini işleyebilir durumdayız. 

Çok önemli yatırımlar yaptığımız iki projemiz; GAP ve KOP projeleri... Bu projelere yıllar boyunca yerli kaynaklardan önemli imkanlar aktardık. Buna rağmen, her iki projeden de yeterli tarımsal verimi alabildiğimizi söylemek mümkün değil. 

Bir başka üzerinde durmamız gereken tarımın önemini artıran konu da küresel ısınma... Birçok ülke için çok olumsuz sonuçlar verebilir. Ancak küresel ısınma konusunda ülkemiz önemli sorun yaşayacak ülkeler arasında yer almıyor. Uzmanlar, ülkemizde Akdeniz ikliminin kuzeye, Karadeniz’e doğru kayacağını, bunun da bizim üretim alanlarımızı fazla daraltmayacağını öne sürüyorlar. Tavsiyeleri, bundan yararlanmamız yönünde... 

Karşımıza çıkan bu tablo bizim son 50 yıldır fazla önemsemediğimiz tarım konusuna hiç vakit kaybetmeden eğilmemiz gerektiğini net biçimde gösteriyor. Her ne kadar, bu konuda Tarım Bakanlığı yeni adımlar atıyor ve yeni projeler üretiyorsa da, yeni de yapılması gerekenlerin yeterince yapıldığını söylememiz mümkün değil. Bunun en net örneği, 2006 yılından bu yana, bütçeden her yıl tarıma yasal olarak ayrılması gereken payın, desteklerin yerine getirilememesi... 

Tarımı ön sırada tutmaya devam etmemiz gerekir...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar