TBMM Başkanı reel sektörü düşünürse…

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

TBMM’nin yeni Başkanı İsmet Yılmaz, gazeteniz DÜNYA’da Pazartesi günleri yayımlanan Ankara Sohbetleri’ne 4 defa konuk oldu…

*    *    *

İlki 10 yıl önceydi…

Yılmaz, o dönem Denizcilik Müsteşarı’ydı…

Şöyle demişti:
“Türk ekonomisine ivme kazandıracak, ancak bir türlü kullanamadığımız ve bir köşede atıl bıraktığımız deniz potansiyelimizi son 4 yılda atılan adımlarla kullanmaya başladık.
Sektör yapılacak yatırımlarla 2-3 yıl içerisinde ekonominin lokomotiflerinden biri haline gelecek.”

*    *    *

İkinci sohbetimiz 8 yıl önceydi…

Yılmaz, o dönem Ulaştırma Bakanı’ydı…

Şöyle demişti:
“Sanayi, dış ve iç turizm ve dış ticaret ile paralel olarak gelişme gösteren ‘ulaştırma sektörü’, birkaç yıl öncesine kadar demiryolu, denizyolu ve havayolunda ki yetersizlikler nedeniyle karayollarına bağımlı kalmış; zaten yetersiz olan karayollarında ise trafik yoğunlaşmış ve hem maliyet açısından hem de kazalar nedeniyle sıkıntı yaratmaya başlamıştı.
Karayollarımız üzerindeki bu yoğun trafik sorunun çözümü ise karayollarının genişletilmesine ve modernizasyonuna, diğer taraftan da bu trafiğin hava, deniz ve demiryollarına kaydırılarak, ulaştırma alt sektörleri arasında gerekli dengenin sağlanmasına bağlıydı. 

Ulaştırma Bakanlığı’nın son yıllarda izlediği strateji, sorunun çözümüne yönelik bu hedefe hizmet eder nitelikte.
Türkiye gibi coğrafi konumu itibariyle tüm ulaştırma araçlarının (kara, hava, deniz) rahatça kullanılabileceği bir ülkede, taşımacılığının hemen hemen tamamının sadece karayolu üzerinden yapılması kabul edilebilir bir durum değil. 

Örneğin deniz taşımacılığı…

8 bin 337 kilometre kıyı şeridi ve doğudaki nehirler ve gölleri de katarsak 4 tarafı denizlerle çevrili bir ülkede yaşıyoruz diyebiliriz.

Bu nimeti yeterince değerlendirebiliyor muyuz? 

Deniz ülkesiyiz ama denizcilik ülkesi miyiz?

İthalat ve ihracat maliyetlerini düşürmek, gemi ve yan sanayini geliştirmek, limancılık hizmetlerinden gelir elde etmek, gıda ve turizm gelirlerini artırmak, istihdam sorununu gidermek ve savunma gibi stratejik önemini kullanmak için deniz kültürünün gelişimine ve kullanmadığımız potansiyeli harekete geçirmeye ihtiyacımız var. 

Demiryolu ve havayolunda olduğu gibi.

Ulaştırma sektörü, ‘doğu’ ile ‘batı’ arasında diğer bir tabir ile ‘üretici’ ile ‘tüketici’ arasındaki stratejik konumu nedeniyle Türkiye’nin gelişmeye açık en önemli sektörü olarak kabul görmeye başladı.

İstihdamı da olumlu yönde etkileyecek sektörün eğitimli eleman açığı sorununu meslek yüksek okulları ve fakültelerle çözebileceğiz. 

Ulaştırmada ‘eğitimli eleman sorunu’nun çözümünün geciktirilmesi, sektörün ve dolayısıyla Türkiye’nin gelişimini engelleyecektir.”

*    *    *

Üçüncü sohbetimiz 6 yıl önceydi…

Yılmaz, o dönem Kültür ve Turizm Müsteşarı’ydı…

Şöyle demişti:

“Yabancı turist çekebilmek için sadece denizlerimizi kullanmak akılcılık değil.

Kış, kongre, yayla, tarım, tarih, kültür gibi birçok alanda dünya sıralamasına girecek potansiyele sahibiz.

Bu potansiyeli harekete geçirmek bizim görevimiz.

O potansiyelden ‘mal ihracatı’ kadar gelir edebiliriz.”

*    *    *  

Dördüncü sohbetimiz üç yıl önceydi…

Yılmaz, o dönem Savunma Bakanı’ydı…

Şöyle demişti:

“Savunma sanayiinde ihtiyacımızın neredeyse tamamını karşılayacak üretimi yapabiliriz.

İhracatı önemli ölçüde artıracak çalışmalara da bir taraftan devam ediyoruz.

İhracatta kilogram fiyat ortalamamızın 1.5 dolar olduğundan yakınıyoruz. 

Savunma sanayinde ürettiğimiz bir uydunun kilogram fiyatı 200 bin dolar, helikopterin kilogram fiyatı 5 bin dolar. Bu nedenle bugün, bir tankın Ar-Ge’si için 1 milyar dolar ayırabiliyoruz. 

Gelişmiş ülkelerin ihracat fiyat ortalamasına bu yolla çıkabileceğimize inanıyoruz.

Sektörün gelişmesi için daha fazla kaynağı nasıl bulabiliriz diye var gücümüzle çalışıyoruz.”

*    *    *
Reel sektörün dilinden konuşan bir Meclis Başkanı, reel sektörün sorunlarının çözümü için öncü olabilir mi, Meclis’in gündemini arzu edilen gibi ekonomi ağırlıklı bir görünüme çevirebilir mi? 

Yılmaz’ın geçmişte söyledikleri ve yaptıkları, reel sektör dostu, farklı bir TBMM Başkanı göreceğimizin sinyalini veriyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar