TCMB Başkan değişirken görev tanımı tartışmaları

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Merkez Bankasının yeni başkanı göreve gelirken görev tanımının değişmesi üzerine tartışmalar başladı ve temel görevi olan “Fiyat istikrarı”tanımının yeterli olmadığı ve değişmesi gerektiği, makro ekonomik dengenin sağlanması,  büyüme, mali istikrar, istihdam  gibi görevlerin de yeni tanımda yer alması ve görev alanının genişletilmesi önerileri gündeme gelmeye başladı.

Önceki akşam görev devri teslim töreninde yeni Başkan Çetinkaya, “Merkez Bankası fiyat istikrarını sağlama görevini yaparken makro ekonomik dengelerle bütüncül bir şekilde hareket edecek. Ayrıca, enflasyonu kalıcı düşük seviyede tutarak finansal istikrarı sağlamaya çalışacağız. Kurumsal kimliğimizin güçlendirilmesi, teknik yeterliliğin artırlması ve iletişimin güçlendirilmesini de hedefliyoruz” açıklamalarını yaparak  “Temel görevi fiyat istikrarına eklemeler yapılabileceğini” bir anlamda görev tanımının genişletilmesi önerilerine sıcak bakabileceğini  açıklamış oldu.

Türkiye Cumhiriyet Merkez Bankası “Bağımsızlığı” ile birlikte “Fiyat istikrarını sağlama  temel görevini üslenirken, bunun aracı olarak “faiz politikaları”  belirlenmişti. Durmuş Yılmaz döneminde görev tanımına ”Finansal istikrarın korunması” eklenirken. Yılmaz, temel görevlerinin fiyat istikrarı olduğunu, buna finansal istikrarı eklerlerken, “Rafta unutulan karşılıklar kararnamesini raftan indirerek tozunu aldık kullanmaya başlıyoruz” demişti.

Şimdi FED ve ECB’nin görev tanımlarına bir bakalım:

Önce FED’in görevi “ Tam istihdamı, fiyat istikrarını ve uzun vadeli ılımlı faiz oranlarını sağlayacak para ve kredi koşulları için ulusun para politikalarını yönetmek. Bankacılık sektöründe kuralları ragüle ederek ülkenin bankacılık ve finans sisteminin güvenliğini sağlamlığını sağlamak ve tüketicinin kredi haklarını korumak.”

Buna ek olarak ekonomik krizleri kontrol altına almak, finansal istikrarı sağlamak ve Hükümet ve ilgili kurumlara bilgi sağlamak gibi ek görevleri de bulunuyor.

ECB’nin görev tanımına da bakalım:

ECB ( Avrupa Merkez Bankası) euro para birimi kullanan ülkelerin Merkez Bankası olarak parasal otoritesidir. Ana hedefi kamu yararına fiyat istikrarını sağlamak ve Avrupa’nın finansal entegrasyonunu hedeflemektir.”

 Merkez Bankamızın görev tanımı ile FED ve ECB’nin  görev tanımları örtüşüyor, önemli farklılık taşımıyor. 

Eğer yeni tanıma FED tanımında yer alan “tam istihdam” yada ülkemizdeki son günlerde yorumlarda söylendiği gibi, “Büyüme hedefi” gibi konular eklenecekse ve yeni başkanın söylediği gibi, Kurumsal kimliğinin geliştirilmesi , teknik yeterliğin artırılması ve iletişimin güçlendirilmesi gibi konularda çalışmalar yapılacaksa, yeni kadro ve araçlara ihtiyaç olacağı unutulmamalıdır.

Gazi Erçel döneminde başlatılıp Süreyya Serdengeçti döneminde aynı şekilde devam eden benim de katıldığım Anadolu kentlerinde Başkanın  “Para Politikaları” konferanslarına, Durmuş Yılmaz döneminde, “Kentlerin ileri gelen işadamlarıyla dar gruplu sohbetler” eklenerek iletişim daha geniş ve karşılıklı hale getirilmişti. Erdem Başçı döneminde buna, “Şubeleri bulunan kentlerde zaman zaman bölge işadamlarıyla yapılan güncel konulu sohbet toplantılarında elde edilen bilgilerin Başkanlığa rapor edilmesi eklenmişti. Böylece iletişim ağında interaktif bir imkan ortaya çıkmıştı.

Bu durum bir gün dönemin Merkez Bankası Başkanı Naim Talu’nun bana “Merkez Bankası başkanları sfens gibidir. Öyle çok sık konuşmazlar” sözündeki tek yönlü iletişim döneminden bu yana çok önemli değişim olduğunu ortaya koyuyor. 

Tabii “zamanın ruhuna” uygun olarak Merkez Bankası görev tanımı ve buna uygun kadrosu ve kullandığı araçlar geliştirilebilir. Ama bu ne “Bağımsızlığı”nın tartışılmasına ne de temel görevi “Fiyat istikrarının” tartışılmasına yol açmamalıdır.

Merkez Bankası kurumsal geleneği olan bin kurumdur. Dünkü PPK toplantısındaki 0.50 baz puan faiz indirim kararı da bunun göstergesidir.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar