2018’de hosting pazarında global bir marka olacağız

Sunucu barındırma ihtiyaçları giderek artıyor. Markum.net Genel Müdürü Ahmet Çilingir ile, Türkiye’deki sunucu barındırma pazarının büyüklüğünü ve bu pazarın daha da büyüyüp yurt dışına açılması için neler yapılması gerektiğini konuştuk.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

MURAT YILDIZ

Türkiye’de kullanıcıların web sitesi kurmak, mobil uygulama geliştirmek ve diğer bulut servislerini çalıştırmak için sunucu ihtiyaçlarını yurtdışından karşıladığı günler geride kaldı. Ancak sektörün halen sorunları var ve yurt dışı firmaların büyüklüğü ile yarışamıyoruz. Markum.net Genel Müdürü Ahmet Çilingir’le Türkiye pazarındaki hedeflerini ve sektörün büyümesi için neler yapılması gerektiğini konuştuk.

▶Türkiye’de hosting pazarının büyüklüğü nedir?

BTK kayıtlarına göre Türkiye’de yaklaşık 2000 civarında yer sağlayıcı firma faaliyet gösteriyor. Ancak bu firmalar arasında sektörün lokomotifi sayılacak firma sayısı yalnızca 10 tane diyebiliriz. Bu en büyük 10 firmayı kadraja aldığımızda dahi hosting ve veri merkezi sektörünü Avrupa ve benzeri ülkelerle kıyasladığımızda çağın oldukça gerisinde olduğumuzu görüyoruz. Veri merkezlerinde barındırılan sunucu sayılarını incelediğimizde bunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Türkiye’de sektörümüz daha çok kişisel çabalar ve ticari girişimlerin gayretleriyle büyümeye çalışıyor. Sektörümüze yönelik devlet teşviklerinde büyük eksiklikler bulunmakta. Aslına bakarsanız sektörümüz oldukça stratejik bir alanda hizmet sağlıyor. Bilgi güvenliği açısından oldukça önemli bir sektör olmamıza rağmen devletten arzu ettiğimiz desteği göremiyoruz. Örneğin komşumuz Bulgaristan’a baktığımızda son yıllarda devletin uyguladığı ciddi teşvikler ve vergi avantajları sektörün ciddi bir şekilde büyümesini sağladı. Google ve Microsoft gibi dev firmaların kendi cloud platformları için öncelikle Bulgaristan’ı tercih ettiğini görüyoruz. Önümüzdeki dönemde sektörümüze yönelik ciddi devlet teşviklerinin geleceğini ümit ediyoruz. Türkiye’deki firmalar global pazarla yarışabilmek adına KKTC’ye gidiyor, aynı servisi aynı ürünü vermek istediğinizde son kullanıcı açısından fiyatlarımız yurtdışına göre pahalı geliyor.

▶Komuşumuzla aramızda ki fark nedir?

Türkiye, konumu itibarı ile kıtalararası fiber ağının tam ortasında ve ‘internet değişim noktası’ potansiyelini taşıyor. Hızla devreye sokulacak 10 yıllık bir eylem planı ile Türkiye'de üretilen verilerin saklanması, şirketlerin, bireylerin, devlet kurumlarının, askeri kurumların tüm ihtiyaçlarının karşılanması mümkün olabilir. Bununla birlikte Türkiye, çevre ülkelere ve dünya pazarına sunulmak üzere hizmetler de ihraç edebilir. Komşumuz Bulgaristan teknolojiye yaptığı bu yatırımlarla veri merkezi altyapısı bakımından çok hızlı gelişme gösterdi. Bu da Bulgaristan’ı büyük bulut bilişim firmaları için tercih edilen bir ülke haline getirdi. Türkiye ise teknik altyapı olarak henüz bu büyük şirketlerin ilgisini çekecek düzeyde değil. Bu nedenle, gelişen teknoloji ve kullanımı artan bilişim hizmetlerini göz önüne alarak çok hızlı hareket etmek gerek.

▶ Bu konu ile ilgili önerileriniz nelerdir?

Bugün Türkiye'deki veri merkezlerinde barınan sunucu sayısı toplam 50 bin civarında. Oysa Amsterdam'da sadece bir veri merkezinde 50 bin sunucu barınmakta. Bu Avrupa ve dünya ölçeğinde, konunun hangi boyutlara geldiğinin en açık göstergesi. Bu konuda geç kalmış değiliz. Ancak çok hızlı harekete geçmemiz gerek. Aksi halde, 10 yıl sonra verilerimizin büyük bölümü ülkemiz dışındaki veri merkezlerinde tutulmak zorunda olacak. Yani birçok konuda olduğu gibi, bu konuda da dışa bağımlı hale geleceğiz. Türkiye'de bu alanda yatırım yapabilecek pek çok girişimci ve insan kaynağı mevcut. Sadece devletin bu konuya milli güvenlik ve milli gelirimizin korunması ve büyütülmesi perspektifiyle bakarak, bu konudaki girişimcilerin önünü açması ve bizzat destek sağlaması gerek.”

▶Hangi alanlarda  yoğunlaşıyorsunuz?

Markum şu anda büyük bir dönüşüm içerisinde. Sektördeki yeni fırsatların dünyadaki trendlerle paralel olarak bulut tarafında olduğunun farkındayız. 17 yıllık deneyimimizle birlikte bir bulut şirketine dönüşüyor ve kurumsal pazarı hedefliyoruz. Kurumsal pazardaki müşterilerimizin bulut tarafında başta sunucu olmak üzere pek çok bulut servisini barındıran bir platform geliştiriyoruz. Yıl sonunda hizmete girecek yeni bulut platformumuz Türkiye’de, Avrupa’da ve Amerika’daki pek çok lokasyonla hizmet verecek. Bu segmentte yeni rakibimiz Google Cloud, Microsoft Azure ve Amazon olacak.

▶Bulut çözümlerine olan ilgi ne durumda?

Markum yatırımlarını bulut teknolojisine yoğunlaştırmış durumda. Tüm ürün konseptini ve şirket vizyonunu buluta endeksledik. Hali hazırda buluta yönelik ciddi bir ilgi olmasına rağmen iki yıl içerisinde bu ilginin katlanarak artacağını öngörüyoruz. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde en fazla konuşacağımız konu; buluta nasıl taşınırız, nasıl barındırabiliriz, nasıl yönetebiliriz, olacak.

▶Birçok yabancı barındırma hizmet sağlayıcı yurt dışından Türkiye’ye hizmet veriyor. Bu alanda sizin çözümleriniz ve girişimleriniz var mı?

Aslında en önemli sıkıntılarımızdan birisi de bu. Yatırımların ülkemize çekilebilmesi için devletin sağlayacağı teşviklere ihtiyacımız var. Özellikle veri barındırma alanında, hem sunucu hem de web hosting, mail servisleri vs. için konuşmak gerekirse; Türkiye’deki kurumsal ve bireysel kullanıcılar tarafından yurtdışının tercih edildiğini görüyoruz. Ülkemizdeki firmalar hem geliştirme hem de fiyat anlamında ciddi zorluklar çekiyorlar. 2018 yılında artık biz de global bir marka haline gelmiş olacağız. Hizmet kalitesini artırmak yaptığımız ve yapacağımız en önemli aksiyon olacak.

Video ve oyun ağırlıklı barındırma ihtiyaçları artıyor?

▶Hosting pazarında yaşanan en büyük sıkıntılar nedir?

Türkiye’deki enerji maliyetleri, veri merkezleri açısından baktığımızda fiyatları biraz yükseltiyor. Devlet teşvikinin, yer sağlayıcılarına ve veri merkezlerine uygulanması gerekiyor. Yurtdışındaki firmalara göre ciddi dezavantajlarımız var. Diğer yandan insan kaynağı tabii ki önemli bir faktör. Eskiye oranla insan kaynağı bulamama problemimizi aştık. Asıl problemimiz kolay yatırım bulamamak, sermaye bulamamak aslında. Teşvik programlarının bir an önce hızlanması gerekiyor. 90’lar daha fazla metin tabanlı web siteleri düşük yoğunlukta trafik ile çalışıyordu. Günümüzde video ve oyun ağırlıklı barındırma ihtiyaçları artıyor? Bu trendi nasıl görüyorsunuz? Değişim nasıl gerçekleşecek? Türkiye’deki pazarın gelişimi oldukça yavaş olduğundan trafik daha çok yurtdışından gerçekleşiyor. Data trafiği büyüdükçe web siteleri genellikle yurtdışındaki veri merkezlerini tercih ediyorlar. Türkiye’deki veri merkezlerinin internet bağlantı kapasitesi yurtdışındakilere göre daha düşük yine aynı şekilde elektrik altyapısı da yetersiz. Aslında bütün bunlar sektöre yeterli yatırım yapılmadığının da birer kanıtı. Özellikle fiber altyapısının sağlanması çok önemli.