Teknolojik ürün ihracatı konusunda iyi söylem, iyi sonuç vermemiş...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

2012  yılının ikinci yarısında ihracatta  ileri teknoloji ürünlerin payını artırmak için teşvik sisteminde yapılan iyileştirmeden bu yana olumlu gelişme olmadığı dış ticaret rakamlarında ortaya çıkıyor.

Arkadaşımız Hüseyin Gökçe’nin TÜİK verilerine dayalı haberinden 2013 yılı başından 2015 Ağustos ayına kadar geçen 56 aylık sürede Türkiye’nin yüksek teknolojili ürünlerde dış ticaret açığının yeni teşvik sistemine rağmen gerilemediğini sürdüğünü öğreniyoruz.Teknolojik ürün imalatı ve teşviği konusundaki iyi söylemlere karşılık, sonucun iyileşmediğini rakamlar ortaya koyuyor.  

Bu 56 aylık dönemde yüksek teknoloji ürün 79 milyar 950 milyon dolarlık dış  ticeretimizin 67 milyar 780 milyon doları ithalat, 12 milyar 270 milyon doları ihracat olarak gerçekleşmiş durumda. Bu rakamlar yüksek teknolojili ürün dış ticaretimizin  sadece yüzde 15.3’ünün ihraç ürünlerinden oluşurken, yüzde 84.7’sinin ithal ürünleri oluşturuyor.

Gökçe’in haberinin tablosunda teknoloji yoğunluğuna göre 4 katogorideki imalat sanayi ihracatı içersinde sadece düşük teknolojili ürün ihracatının ithalata karşı fazla verdiğini gösteriliyor.Üst paragrafta belirttiğim yüksek teknolojili ürünlerde olduğu gibi, orta düşük ve orta yüksek teknolojili ürünlerin dış ticaretinde de açık verdiğimiz net olarak ortaya çıkıyor. İhracatımız içersinde yüksek teknolojili ürünlerin payı sadece yüzde 3.3  seviyesinde kalırken, ithalatımız içersinde yüksek teknoloji ürünlerin payı yüzde 13.7 seviyesindedir. Buna karşılık düşük teknolojili ürünün ihracatımızdaki payı yüzde 35 iken, ithalatımız içindeki payı yüzde 14 seviyesindedir. Bu tablo da yüksek teknolojili ürün konusunda dış ticaretimizdeki zaafı bir başka yanıyla ortaya koymaktadır.

Geçenlerde yayınlanan yazımda kilo başına ürün ihracatımız ortayama 1.5 dolar iken Savunma Sanayii ihraç ürünlerinin kilo başına  değerinin 31 dolar ile ortalamanın çok üzerinde olduğunu belirtmiştim.

Bu da gösteriyor ki, ihracatımızdan sadece büyüklük rakkamı vererek söz etmek doğruyu tam olarak anlamamızı sağlayan bir  sonuç vermemektedir. 

Artık, ihraç ürünlerimizin, kilo başı değerlerini, içersindeki ithal ve yerli katkı  miktarını, hangi teknoloji seviyesinde ürün olduğunu ve katma değerini ele alıp irdeleyerek  değerlendirilmesi gerekir. Arıtık, bu konudaki değerlendirmeleri sürekli olarak yaparak gelişmenin yönünü ortaya koymalıyız.

Ancak, bu alanda gelişmelerin süreklilik kazanması ihraç ürünleri konusunda teşviklerle iyileştirme söylemimiz doğru olur. Oysa, Gökçe’nin haberindeki sonuçlardan görüyoruz ki, iyi şayler söylemimiz, iyi sonuç vermemiştir. Bunu bilerek sadece iyi söylemin iyi sonuç vermediğini görerek özeleştiri yapıp, eylemde iyileştirlmelere yol açacak adımları  atmalıyız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar